46. Bölüm

7.5K 595 40
                                    

Nermin hanım evin küçük salonunda gidip gelirken karşısında oturan kişilere şöyle bir göz gezdirmiş, en son kızlarda durup sabır dilercesine bir nefes almıştı. "Ben sizi böyle mi büyüttüm? Neyi yanlış yaptım? Biriniz evlendi evlenecek beni resmen düğününe çağırıyor, o Mert denen eşşek sıpası da aynı şekilde." deyip Efsun' da durdu. "Hele sen! Ah Efsun, ah. Kızım sen beni kalpten mi götürmek istiyorsun. Kapı önünde elin adamıyla... Tövbe tövbe." diyerek kınayan bakışlar attı.

Bakışları Gökhan' a döndüğünde, azar sırasının ona geldiğini anlayıp bekledi. Büyüğüne saygısı sonsuzdu, hele ki bu Efsun' u büyüten kişiyse. Tabi yakalandıkları o samimi durumda göz önüne alındığında, ne dese haklıydı.

"Oğlum sen hiç mi düşünmüyorsun, genç bir kız bu. Biri görse, laf olsa, adı çıksa. Halinden belli, seni etkilemez. Ya bu kız, hem sen kimsin?"

Efsun bir cesaret öne çıkıp açtı ağzını, her an o bastonu kafasına yiyebilirdi ama yapacak bir şey yoktu. "Nermin sultan, Gökhan benim sevgilim ve şey... Patronum."

Nermin hanımın kaşları sonuna kadar çatıldığında başıyla kızlara çıkmasını söyleyip Gökhan' ın karşısına oturdu. Efsun arkasına baka baka, Sevgi' nin çekiştirmesi ile koridora çıktığında kapıdan çok da uzaklaşmadı. Konuşulanları duymazsa çatlardı.

"Efsun getirme beni oraya, bu yaşta kapı mı dinleyeceksin? Geç odana bekle beni!"

Yakalanmanın memnuniyetsizliği ile tıpış tıpış odasına yürüdüğünde bu gecenin uzun olacağını biliyordu. Gökhan bu evden bir çıksın, o bastonun şekli her yerinde çıkacaktı, buna adı gibi emindi. Bu yüzden madem onları dinleyemiyordu, bari canını kurtarsındı. Üzerine en kalın kıyafetlerini geçirip darbelerin acısını azaltmaya odaklandı.

"Gönül mü eğlendiriyorsun sen benim kızımla? Onu düşünmediğin zaten ortada, amacın ne?"

Gökhan içinde bulunduğu durumun dışarıdan nasıl göründüğünün farkındaydı zaten, bu sözlere alınmadı ya da sinirlenmedi. "Bakın Nermin hanım, size saygım sonsuz. Sizinle bu şekilde tanışmayı ya da ilişkimizi bu şekilde öğrenmenizi inanın istemezdim. Öncelikle gördükleriniz için özür dilerim, düşüncesizlik yaptım. Ne deseniz haklısınız ama inanın benim şu an sizin düşündüğünüz gibi bir amacım yok. Efsun' a olan hislerim yeni bir şey değil, sadece biraz geç kaldık o kadar. Onunla kesinlikle gönül eğlendirme gibi bir amacım yok."

Nermin hanım Gökhan' ın ciddi ve kararlı konuşması karşısında biraz olsun rahatlatmıştı, ama biraz. "O zaman ciddi misin?" diye kaşlarını kaldırarak gözlüklerinin üzerinden baktı ona.

Gökhan' ın bakışları salonun kapısına döndüğünde tedirginliği açıktı. " Ciddi. " dedi kısık sesle, Efsun' un bunu duymasını istemiyordu.

Nermin hanım kaşlarını çatık öne doğru eğildi. "Ben yaşlı bir kadınım çocuğum, sesini yükselt. Korkma duymaz Efsun, o canının derdine düştü çoktan."

Gökhan anlamasa da soru sormadı. "Niyetim ciddi ama Efsun bunu bilmesin, sizde söylemezseniz sevinirim. Sürpriz olacak." dedi bakışlarını kaçırarak, bunu konuştuğuna inanamıyordu.

Nermin hanım içi rahatlayarak arkasına yaslandığında hâlâ aklında olan sorular vardı. Kız verecekti sonuçta, içi rahat etmeliydi. "İçkin var mıdır?"

"İşim gereği, gerektiği yerde gerektiği kadar diyelim. Fazlası ya da keyfi bir yanı yok." diyerek ciddiyetle açıkladı kendini.

"Kumar?"

"Asla."

"Ailenin haberi varmı?"

"Var, Efsun' u zaten tanıyıp seviyorlardı."

EFSUN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now