29. Bölüm

7.6K 666 253
                                    

Ben geldiiiiim😊

Biraz ara verdiğimin farkındayım ama yapacak bir şey yok çünkü yazma isteğimi  fazlasıyla kaybettim.😖😖 Zamanım yok mu? İstemeyeceğim kadar çok, ama elini atıpta bir başlangıç yapamıyorum. Bu bölümü bile çok isteksiz yazdım, nasıl oldu, iyi mi, kötü hiç bilmiyorum.😩 Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar...

Multimedyaya göz atmayı unutmayın.

*******************************

Gökhan kahveyi boşaltmak için dolaptan bir kupa alıp yaptığı kahveyi içine boşalttığında kahvenin, kupanın altındaki beyaz mermere yayıldığını fark ederek durdu. Kupaya boşalttığı az miktardaki kahvede bitince boş kupayı kaldırıp inceledi. Çatlamıştı. Onu çöpe atıp aynı yerden başka bir kupa aldığında onunda çatlak olduğunu fark etti. Bu garip durup hoşuna gitmezken çattığı kaşları ile elindeki çatlak kupaya baktı bir süre. Ne olmuştu bunlara? Hemde aynı anda.

3. kupa da çöpe giderken sonunda sağlam bir kupa bulup kahveyi içine boşalttı. Bu durum ne kadar garibine gitse de, içeride halletmesi gereken daha önemli bir durum vardı. Daha sonra bunun üzerinde ayrıntılı bir şekilde düşünecekti.

Elindeki tek kupa ile salona girdiğinde, koltuğunda oturup bir ayağı ile öfkeyle zeminde ritim tutan Efsun' a baktı. Daha önce ona bu şekilde davranmış olsa çoktan onu kovup kurtulmuştu ancak şimdi neden durup bu sinirli halini izlemek istiyordu? Ne ara? Nasıl?

Önünde durup kupayı Efsun' a uzattığında onun alevlerle süslenmiş gözlerinin keyfini çıkardı. "İç hadi, biraz sakinleşirsin." dedi en çekici gülümsemesi ile.

Şu an bu kadar sinirli olmasa bu gülüşe kapılıp gidebilirdi ancak neyse ki çok sinirliydi. Yani Allahtan  sinirliydi. Bakışlarını kupaya indirip burun kıvırdı. "Hiç sanmıyorum." diyerek kupayı alıp direk bir yudum aldı ancak sıcak kahve resmen boğazını yaka yaka midesine inmiş, orayı da kavurmuştu.

Gökhan, Efsun' dan bakışlarını çekmeden birkaç adım gerileyip yerine otururken onun yüzündeki hafif değişimleri izledi. "Dikkat et, sıcak."

Efsun yanan boğazının acısını birkaç kez yutkunarak geçirmeye çalışırken dilinin çoktan yanmış olmasına içerledi. Şimdi bu fincanı alıp bu adamın başından aşağıya dökmek vardı da, şu surata kıyamıyordu. İğneleyici bir dille, "Geciken uyarı için teşekkürler Gökhan bey." dedi.

Gökhan başını hafifçe sallayıp, kollarını önünde bağlayarak arkasına yaslandı. "Öncelikle, istifa olayını unut. Öyle bir şey olmayacak."

Efsun tekrar öfkesinin büyüdüğünü hissederken elindeki kupayı bıraktı. "Neden konumumu  değiştirdiniz? Sebep ne?"

"Sebep, benim yanımda güvende olmaman."

"Saçma!" diyerek atıldı Efsun.

Gökhan, "Nesi saçma Efsun? Daha ne olmasını bekliyorsun? Başına gelmeyen ne kaldı?" dedi sesini yükselterek.

"Tamam. Bazı talihsiz olaylar yaşanmış olabilir ancak..."

"Ancak ne? Bir şey olmadı mı diyeceksin?" Efsun' un üzerindeki yakası geniş tişörtten görünen sargıyı gösterirken ayağa kalktı. "Bu ne peki?"

EFSUN (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang