2. Bölüm

12.3K 723 28
                                    

Kader, insanoğlu dünyaya gözlerini açtığı an perdeleri açılan bir oyun sahnesi gibiydi. Kaderimizde ne yazılmışsa onu yaşardık, bazen verdiğimiz kararlarla kaderimizi kendimiz belirlesekte bunlar sahnedeki doğaçlamalardı aslında. Oyun yine olduğu gibi devam ediyordu, taki perdeler ve ışıklar kapanana kadar.

Az önce hızla kapanan kapı yine aynı hızla açılarak Efsun' un rahatlayan bedeninin ani bir panikle sarsılmasına neden oldu. Efsun, bir eli burnunda kıpkızmızı bir yüzle içeri girip deli gibi etrafa bakan adamı şaşkın gözlerle izledi. Adamın tüm odayı talan eden sert bakışları sonunda ayakta dikilen kendisini bulduğunda bir an korkacak gibi oldu. Ama sadece gibi, kolay kolay korkmazsı insanlardan Efsun, ona zarar veremezlerdi.

"Sen mi kapattın kapıyı suratıma?"

"Yoo" dedi umursamaz bir şekilde ancak o an kafasına dank eden gerçekle hemen toparladı kendini, ya bu adam patronuysa. Odanın en sonundaki pencereye kısa bir bakış atarak açtı sonuna kadar."yani şey, ben yapmadım. Pencere açık ya ondan herhalde."

Hâlâ bakışlarında bir değişim olmayan adamın bakışları bu sefer az önce Efsun' un açtığı pencereye döndü. Neyse ki oda fazlaca büyüktü ve açılmasını fark etmemişti, çok çok fazla büyük. Bu patronların büyük oda takıntısı nedir ya? Tek başlarına hiç mi canları sıkılmıyor.

"Açık değildi o pencere."

"Hayır efendim açıktı, siz fark etmemişsiniz. Burnunuz nasıl iyi misiniz?" dedi içindeki hafif suçlulukla, çokta suçlu hissetmiyordu kendini. Sonuçta bilerek yapmamıştı.

"Yönetici asistanlığı için gelmiştiniz değil mi?"

"Evet." dedi kendinden emin bir şekilde, gerçi bu sesle çokta ciddi görünmüyordu ama neyse.

"Oturun lütfen."

Efsun elindeki dosyasını masanın üzerine bırakıp kendisine gösterilen yere oturdu. Öksürmek için delicesine bir istek duyuyordu ancak şu an ortam hiç mi hiç müsait değildi. Nefret ediyordu rahat olamadığı ortamlardan.

"Öncelikle tanışalım Efsun hanım, ben Ömer Kayaoğlu bu şirketin genel müdür yardımcısıyım. CV' ne bakınca oldukça başarılı bir eğitim hayatın olduğunu görüyorum. İki şirketle çalışmışsın ve ikisi de oldukça iyi şirketler."

'Yaa ne edemezsiniz' diye geçirdi içinden. "Teşekkür ederim."

"Son işinizden neden ayrıldınız Efsun hanım."

"Özel sebepler efendim" diyerek geçiştirdi. Bunu kesinlikle başkalarıyla konuşmak istemiyordu. Hele o sapık patronunu hatırlamayı hiç istemiyordu.

"Pekâlâ, bu konuda biraz aceleciyim o yüzden işe alındınız Efsun hanım. Şirketin başındaki kuzenim Gökhan Atabey 1 aylığına yurt dışına çıktığı için bu süre içinde iş yüküm oldukça fazla, aynı şekilde senin de öyle. Sen diye hitap etmemde sorun yok değil mi?"

"Hayır efendim sorun yok." diyerek hafifçe, birazda zorlanarak gülümsedi. Öksürmemek için nefesini bile sınırlı alıyordu. Düşüp bayılmayacak kadar.

"Peki o zaman Efsun, dediğim gibi önümüzdeki bir ay biraz yorulacağız ama sonra rahatız." diyerek gülümsemişti patronu. Bu adamı sevmişti, gereksiz bir otoriter olma çabası yoktu.

"İşe ne zaman başlamamı istersiniz Ömer bey?" dedikten hemen sonra dudaklarını sıkı sıkı kapattı. Karşısındaki adamın genişleyen dudaklarından utanç duydu. Cümle ağzından, sanki sigara içmişte dumanı boğazına kaçarken konuşan biri gibi çıkmıştı. Ikına ıkına. İlk günden ne de güzel rezil oluyordu böyle.

EFSUN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now