one day⁵⁴

1.7K 170 89
                                    

İki genç soğuktan titriyor ve hızlıca yürüyorlardı. İnsan kalabalığı azalmış sokaklar kendisini yalnızlığa bırakmıştı.

"Cidden bugünü mü buldun, amına koyayım? Sikicem ama Jin ya!"

Jin derste Bayan Yoon'un önerdiği kitabı almak için merkeze gidecekti fakat Taehyung kendisini de plana dahil etmişti. Jin homurdanarak aynı zamanda ellerini sürtüp sıcak nefesini onlara üflemişti.

"Ben mi dedim sana gel diye. Sen geldin amına koyayım. Defol şimdi evine."

Taehyung omuz silkip saatin ne zaman bu kadar geç olduğunu yakınmaya başlamıştı. Jin şoförü çağıracağını söylediğinde Taehyung engel olmuştu. Her boka şoför çağırıyordu, zengin piç.

"Hadi gel şuradan eldiven ısmarla bana."

Seokjin Taehyung'a kısa bir bakış attığında burnu ve yanakları kızarmış dudakları soğuktan şişmiş bir bebek görmüştü. Onu reddedememişti. Dükkana girdiklerinde sıcak klima ikisinin de içini ısıtırken yılbaşının yaklaştığını anımsadı Jin. Yılbaşı yaklaşmasına rağmen hala kar yağmamıştı. İklimler sahiden değişiyor olmalıydı. Normalde bu imkansızdı Kore de.

"Beyefendi acaba eldiven alabilir miyiz?"

Omuz silkti adam ve sadece bir çift eldiveni bize gösterdiğinde Taehyung sözü Jin'den devralmıştı.

"İki çift yok mu acaba efendim?"

Adam tekrar omuz silkip orada asılı duran eldivenleri gösterdi. Jin zaten kendisine almayacağını söylediğinde adama eldivenin parasını sormuştu.

"55000 Won."

Taehyung apışıp kalınca Jin bu kadar ucuz olmasını beklemediğini söylemişti.

Dükkandan çıktıklarında koca çam ağacının büyük bir alana konulduğunu görmüşlerdi. Etrafta çocuklar koşuşturuyor ve bazıları paten kayıyordu. İkisi de oraya doğru yürümeye başlarken Seokjin eldiveni Taehyung'a uzattı.

"Sen salaksın Jin. Bir eldivene bu kadar para verdiğini inanamıyorum. Şanslı piç."

Jin eldiveni giymeye çalışan çocuğa yardım etmeye karar vermişti.

"Etiketini çıkar önce. Salak. Doğum günü hediyen olsun işte."

Taehyung bir anda sıcakladığını hissettiğinde odağını sadece ağaca çekmişti. Yılbaşı ağacı çeşitli renklerle parlıyordu. Bir amca yılbaşı süsü satıyor ve içine dileğini yazıp ağaca asabileceğini bağırıyordu. Sınırlı sayıda olduğunu da bağırırken çoğu insanın neden orada beklediğini anlayabilmişti Taehyung.

Ardından iki eline de baktı esmer çocuk. İki eli de siyah eldivenlerle ısınmaya başlamıştı bile. Gözlerini Jin'e çıkardığında ellerini birbirine sürttüğünü ve onlara sıcak nefeslerini verdiğini gördü. Yüzü soğuktan kızarmış ve dudakları normalden daha fazla dolgun duruyordu.

Sağdaki elinden eldiveni çıkardı Taehyung. Usulca Seokjin'in elini kendisine doğru çekerken eldiveni düzensiz parmaklara geçirdi.

"Biraz dua et bana, it. Çok düşünceliyim amına koyayım."

Seokjin eline bakarken Taehyung etrafa bakınıyordu.

"Gel şu dilek süslerinden alalım. Madem dua et diyorsun. Sana bir dilek hakkı vereyim."

Omuz silkti Taehyung. Uzun kuyruğun sonunda geçtiler. Hızlıca biten kuyrukta sadece bir tane süs kaldığını öğrendiler. Taehyung şanslarına küfrederken Jin bir süse 25000 Won vermişti.

"Amına koyayım beyin yerine merkez bankası taşıyorsun herhalde kafanda. N'apıyorsun?"

Jin çantasının ön kısmına rastgele konmuş tükenmez kalemi çıkarıdığında Taehyung'u hiç dikkate almadan devam etti.

"Ortak bir dilek dilemek lazım."

Uzun süren tartışmalarının üzerine Taehyung burnunda bir ıslaklık hissetti. Gözlerini yukarı çıkardığında gökten dökülen beyaz taneler ikisine de aynı şeyi söyletti.

"İlk kar."

*İlk kar yağışı sırasında aşkınızı birine itiraf ederseniz uzun süre beraber kalırmışsınız.*

"O zaman karı* diliyoruz!"

*kadın manasında. :/

her ficim de kar yağdırcam bu gidişlesksasakjksa

bugünün bölümü de böyle oluversin.
çoook teşekkür ederim minnoş yorumlarınız için.

sizi seviyorum💜

sizi seviyorum💜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


body and soul ㅃTAEJİNWhere stories live. Discover now