one day⁴³

1.6K 179 49
                                    

"Jin artık dayanamayacağım ve söyleyeceğim."

Tekrar eden nefes alışverişleri bir anda durdu Seokjin'in. Ağabeyi ne diye bu kadar ciddi davranıyordu bilememişti.

"Taehyung'la aranızda ne var?"

Seokjin'in şaşkınlıkla yuvarlanan gözleri ağabeyinin meraklı bakışlarında gezindi. Kalbi kendisini hissettirirken dikkati oraya kaydı. Çok hızlıydı.

"N-neyden bahsediyorsun, hyung?"

İstemeden de olsa telaş yapmıştı Seokjin. Eşcinsel olduğu filan yoktu ve olmayan bir şeyi ailesi de bilmiyordu tabii. Fakat son zamanlarda sanki tüm kimliklerden tüm kalıplardan soyutlanmış Taehyung'u görüyordu gözleri. Bunu çok mu belli etmişti?

"O gün... Sizi yemeğe çağırırken tuvalette seslerinizi duydum. Böyle... Şey... İnliyordunuz lan!"

Biraz düşündükten sonra hangi günü kastettiğini bulmak zor olmamıştı Seokjin için.

"Ne? O gün sakal traşı oluyorduk sadece. Ama..."

Birkaç nefes boşluk bırakmıştı kelimelerinin arasında. Ağabeyi dayanamayıp "Ama ne?" deyince tüm kelimeler gözyaşlarıyla birlikte usulca döküldü.

"Ama ben Taehyung'dan hoşlanıyorum."

Genç çocuk şok olmuştu. Kardeşinin durumu akıl almazdı. O hep kızlardan hoşlanmamış mıydı? Neydi bu şimdi? Düşüncelerine ara verip hızlıca girdi konuya.

"Bak Seokjin. Ben, bilmiyorum ama... Bence sen bu aralar fazla yalnızdın. Taehyung'la fazla vakit geçirince de ondan hoşlanıyormuşsun gibi düşünüyorsun."

Seokjin bunu aklında tarttı. Olabilirdi. Olabilir miydi? Yine de ağabeyinin devam etmesini bekledi.

"Bence birazcık randevuya falan çık. Aklın karışmış senin. Eşcinsel dediğin öyle bir anda olunacak şey değil."

Gözyaşlarını sildi çabucak. O heybetli beden küçücük olmuştu şimdi ağabeyinin kollarının arasında.

Acıyordu. Bilememek çok acıtıyordu.

body and soul ㅃTAEJİNOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz