one day¹¹

2.6K 251 111
                                    

"Şimdi çocuklar şarkıyı sesinize göre ben belirledim. Even If I Die It's You."

Taehyung direkt suratını buruştururken Jin sözleri okuyup anlamaya başlamıştı.

"Ben biliyorum o şarkıyı. Jin'le mi okuyacağız onu? Romantik bir şarkı? Rap yapalım biz hocam!"

Öğretmen başını olumsuz bir şekilde sallarken kaşlarını sinirle çatmıştı. Jin hala sözleri okuyor hatta kendi kendine mırıldanıyordu.

"Hadi şimdi Jin kalsın diğer ders seninle çalışırız Taehyung."

Taehyung tam kabullenip gidecekken dersin matematik olduğunu hatırlamış ve bir sonraki dersinde spor dersi olmasıyla bahtsızlığını yenme çabasına girmişti.

"Hocam düşündüm de siz neden ikimizi ayrı çalıştırıp yorulucaksınız ki? Birlikte çalışalım Jin'le. Hem ben onunla konsantre olabilirim anca yoksa benim hep gülesim gelir hocam!"

Öğretmen ne kadar anlam veremesede Jin konunun matematik dersinden kaçmak olduğunu direkt anlamıştı. Hatta ne zaman idrak eder diye beklemişti bile.

Öğretmen sonunda Taehyung'un ısrarlarına dayanamamış daha fazla zaman kaybetmemek için ikisini birden çalıştırmaya başlamıştı. Seokjin sesini kullanmayı biliyor ve şarkıyı iyi kötü seslendiriyordu. Falat Taehyung dikkatini hiç vermediği için tam olarak fiyaskoydu.

"Çocuklar sanırım sizi değiştirmemiz lazım. Sesleriniz yakışmıyor. Özellikle Taehyung, yavrum müzikle uğraşmayı istemiyorsan lütfen beni daha fazls yorma. Yaşlı biriyim ben."

Seokjin Taehyung'a bakmış bir süre beklemişti. Bu çocuk hiç akıllanmayacaktı. Ne zamandır bilinmez dışarıdaki küçük sınıfları süzüyordu. Öğretmeni duymamıştı bile.

"Hocam dilerseniz ben Taehyung'la ilgileneyim. Sonra ikimizi tekrar dinler ve kararınızı verirsiniz."

Öğretmen direkt kabul etmişti. Müdüre tarafından zorla bu işin başına koyulmuştu. Oysa derslerde bile sadece milli marşı öğretir ve daha fazla uğraşmazdı. Seokjin'in teklifi ona ilaç gibi gelmişti.

"Lan it bana bak."

Taehyung kendisini dış dünyaya kapamıştı bir türlü. Aşağıdaki kızların kısa şortlarla voleybol oynaması onu çoktan mest yapmıştı. Jin sinirlenmeye başlayınca Taehyung'un kafasına bir tane vurmuştu.

"N'apıyorsun be?! Aa, Hyun hoca nerede?"

Jin sabır dileyerek bıkkın bir nefes verdi. Bu çocuğun kafasını sürtüp cehennem ateşini alevleyecek kadar kıvılcım çıkarmak istiyordu.

"Gitti ya daha demin şerefsiz! Bak bu işe beni soktun şimdi ben sana sokarım görürsün. Adam ol gel şuraya çalışacağız!"

Jin kendisini tutamayıp çocuğun yakalarından kendisine çekmişti. Gözleri adeta zebani gibiydi. Yani Taehyung'a göre öyleydi.

"T-tamam bırak."

Hırıltılı bir soluk bırakarak Taehyung'u sandalyeye geri fırlattı. Jin şarkının sözlerinin olduğu kağıdı alıp Taehyung'un suratına attı. Hızlıca devam etti.

"Şimdi, sen başlayacaksın. Sesini adam akıllı kullan. Gırtlağından söyle boğazından değil. Hadi!"

Taehyung boğazını birkaç defa temizlemişti. Büyük bir müzisyen edasıyla birkaç defa sağa sola dönmüş hatta Jin'e albüm kapağı pozlarından vermişti. Jin tam konuşacekken izin vermeyip başlamıştı.

"Olmuyor amına koyayım. Gırtlağımdan nasıl söyleyeceğim?"

Jin sağ kolunu sırtına götürüp öğretmenin aslında dersin başında anlattıklarını tekrar anlattı.

"Bak böyle yapıp şarkı söylediğinde sırtın titriyorsa senin gerçek sesin. Dene."

Taehyung denemiş falat kesinlikle başarısız olmuştu. Titreyen hiçbir şey yoktu.

"Of, olmuyor."

Bu sefer Jin kendi elini Taehyung'un sortına koyup ondan şarkıyı söylemesini istedi. Birkaç denemeden sonra Jin heyecanlanıp bağırmıştı.

"İşte bu!"

Taehyung şaşırıp aynı tonda şarkıyı söylemeye devam etmişti. Sesi şimdi çok daha iyi geliyordu. Jin kendisiyle gurur duysada bu çok sürmedi. Zil çaldığında Taehyung teşekkür bile etmeden sınıftan siktir olup gitmişti.

"Amına koduğumun bok yiyeni!"

body and soul ㅃTAEJİNWhere stories live. Discover now