39.Bölüm ; Parti

5.3K 302 80
                                    

Evet biliyorum. Bölüm çok uzun bir sürede geldi. Ve çook üzgünüm.

Evet bölüme geçmeden önce, 

okul açılıyor depresyonunda olanlar ;

Bölümün uzun sürede gelmesinden dolayı bana küfür saydırmak isteyenler ?

Tamam. Şimdi geçebiliriz.

Defne Özdemir

Kafeden ayrılmıştık. Erkekler ve Açelya hastaneye gitmişlerdi. Biz ise -Karya ile- ev bakacaktık. Diğerlerine daha güvenli bir apartman dairesinde oturmak istediğimi belirtmemiştim tabi ki. Karya da ilk koruma tutarız desede ona istemediğimi söylemiştim. 

"Defne ?" bana seslenen Karya ile adımlarımı hızlandırdım ve devamını beklercesine ona baktım. "Erkekler devamlı bizim evde. Dingonun ahırına döndü resmen ev. Biz niye hiç onlara gitmiyoruz. Ki daha evlerinin nerede olduğunu bile bilmiyoruz. "

Haklı. Sonuna kadar haklı. Şeytan diyor, öğren erkeklerin evini. Taşın tam karşılarına ! Gece gündüz ayrılmayın. Bu şeytan çok mu konuşuyor ya ? Hem dinli imanlı kızım ben. Susturun bakıyım şunu !

"Buldum." diye çığlık atan Karya sonucu satılık olan apartman dairesini fark edebilmiştim. Lüks bir yerdi ve ancak ara sokaklardaydı ve bu da saklanmak için gayet iyi bir yerdi. Kafamı salladım ve beraber apartmanın içine girdik. Kimse yaşamıyormuşçasına sessiz apartmanda ilerlerken, satın almak istediğimiz evin kapısı açıldı. Ve içeriden yaşlı bir teyze çıktı. Bizi görünce durdu ve şöyle baştan aşağı bir süzdü. "Yavrucuklarım. Siz ev mi bakmaya geldiniz ?" 

Karya'ya döndüm ve 'al. yeni ev sahibi ile tanış.' dercesine bir bakış attım. Ardından teyzeye dönüp, "Evet ev sahibi siz misiniz ?" Teyze ilk bir kaç saniye durdu. Sonra beni hiç sevmemiş gibi burun kıvırıp, Karya'ya gülümsedi. "Gel güzel kızım. Seni gezdireyim."

Karya'ya hitaben kurduğu cümleye karşılık göz devirmiş ve Karya'nın zafer sırıtışına maruz kalmıştım. 

İçerisi normal boyutlardaydı. Ne büyük, ne küçük. İki yatak odası, bir misafir odası vardı. Amerikan tarzı bir mutfak ve modern bir şekilde düzenlenmiş geniş salonlar beraber bir de ıvırzıvır koymak için kiler bulunuyordu. Fiyatı zaten benim için önemli değildi. 

Gerisi ise emlak anlaşmalarıydı

***

Erkeklere taşındığımızı söylemeden kızları almış ve buraya getirmiştik. Şuan ise tepkilerini ölçmek adına Karya ile meraklar suratlarına bakıyorduk. İlk tepki Açelya'dan geldi. "Neden taşındık." Bu soruyu kolaylıkla cevaplardım ancak bir sıkıntı vardı. Daha demin, Açelya mantıklı bir soru mu sormuştu. Altını çiziyorum, mantıklı. Ve Açelya ?

Karya ile aynı anda "Yok artık." dediğimizde Beste Açelya'ya metroya bakan öküz gibi bakıyordu. Düşünün, Tren değil. Metro ! 

"Ah Beynim acıdı." diyerek yere çöken Açelya sonucu derin bir nefes vermiş ve bariz bir şekilde rahatlamıştım. "Lan bir cümle ! Sadece bir mantıklı cümle kurdun. Onda da beynin acıyor. Bravo ! "diyerek kınayan bakışlar atmış ve hızla Beste'ye dönmüştüm. "Sen ne düşünüyorsun karşim ?"

Beste ciddi bir surat ifadesi ile bana dönmüştü. Ancak sonrasında sırıtarak çantasını fırlatmış ve kendini koltuğa atmıştı. "Bana uyar." Hepimiz kendimizi çuvalmış gibi bir yerlere atarken, yerde yuvarlanan Açelya son hız doğruldu. "Kankalarım. Sevgilimciğim beni yemeğe çıkarıyormuş ! Ben hazırlanmaya gidiyorum." Açelya eşyaları getirtiğimiz odasına doğru depar atarken ben bir şeyden emindim. Aşk bunun başına vurmuş !

Bu arada size bir yeri eksik anlattım sanırım. Biz kendimizi koltuğa atmadan önce kura çekmiş, odalarda kimin kalacağına karar vermiştik. Misafir odasını kapalı tutuyorduk. İlk odada ne yazık ki !, Açelya ile ben ; diğer odada ise Karya ile beste kalıyordu. 

"Ben yatmaya gidiyorum." diyerek saatin daha erken olmasına rağmen odama geçtim ve giysileri ile 3.Dünya savaşı veren Açelya'yı umursamayarak derin bir uykuya daldım. 

***

Gözlerimi araladığımda Açelya ağlayarak bana sarılıyordu. "Ne oluyor lan ?" diyerek uyku mahmurluğu ile sorduğum soruya karşılık Açelya'dan, "Burak beni terk etti." cevabını almıştım. Normal de olsa kalkar Burak'ın ağzını burnunu dağıtırdım ancak çok uykum vardı ve Açelya'nın bedeni karnıma baskı uyguluyordu. 

Ben daha 'yardım edin.' diye bağıramadan odaya Beste geldi ve beni umursamayarak ağlayan Açelya'ya sarıldı. Böylece üzerime bir baskı daha eklenmiş oldu. Çok ağırlar be. Beste tamamen üzerime çıktığında odaya Karya girmiş, "Alt da kalanın canı çıksın oynamadığınızı düşünerek sarılma seansızınıza katılıyorum." diyerek üzerimize atlamıştı.

"Ölüyom. Yetişin komşular !" sitemime karşılık kızlardan kafama darbeler yemiştim. "Apla büyüksünüz." diyerek onlara baktığım sırada kapı çalmıştı ve üzerimdeki obezoslardan kurtulabilmiştim. Sonunda !

Tıpış tıpış kapıya bakmaya gittim ve yavaşça kapıyı araladım. Kapıda başı öne eğik elinde küçük bir kavanoz tutan Yağız'ı beklemiyordum tabi. "Merhaba yeni taşındığını duydum. Biraz şeker alabilir miyim ?" diyen Yağız kafasını kaldırıp beni görünce seslice küfür mırıldanmıştı. "Karşıda mı oturuyorsunuz ?" diyerek karşı dairenin açık kapısını gösterdim.

Yavaşça kafasını sallayıp konuşacak iken hızla onu ittirdim ve şaha kalkmış, 'dalayım mı abi' diyen öfkeme kulak verdim. Bir hışımla içeri girerek, "Nerede lan o it ?" demiş ve koltukta yayılan Bulut ile hastaneden yeni çıkmış Yiğit'in ayaklanmasına sebep olmuştum. 

"Kim bu bağıran ?" diyerek salona giren Burak'a ecel bakışlarını atmıştım. "Seni öldürmeden kardeşimi terk etmenin sebebini açıklaman için 1 dakikan var. Süren başladı."

Burak bir anlık şaşkınlığı kenara bıraktı ve telaşla açıklamaya başladı. "Biz sevgili gibi değildik ki, hem ben hoşlandığım başka bir kız olduğunu anladım. Açelya ile olmuyormuş demek ki, diğer kız beni iyi hissettiriyor hem de -" hışımla sözünü kestim." Bir dakika doldu. Bittin oğlum sen !" diyerekten Burak'a dalmış ve ağzını burnunu kırmıştım. Bir ara içeri kızlar girmişti ancak Açelya Burak'ı görünce geri çıkmıştı. 

Ben tam bir yumruk daha patlatacaktım ki belimden tutularak geri çekilmiştim. Ben sinirle havaya tekmeler savurup, Açelya'yı üzdüğü için Burak'a hakaret ederken belimden tutan şahıs beni sürükleyerek bir odaya sokmuş ve kolumu sıkıca kavramıştı. "Dur artık."

Yağız sakin ses tonu ile beni yatıştırmaya çalışırken ben onu umursamadan sağa dönmüş çıkmaya çalışmıştım. Ancak kollarını öne uzatmış ve beni kendi ile duvar arasına sıkıştırmıştı. Buradan bakınca yüzü yüzüme daha yakındı ve yakışıklı olduğunu bir kez daha anlamıştım. Nefesi nefesime karışıyordu ve bakışlarımın dudaklarına kaymaması için büyük bir çaba içerisindeydim. 

"Dur." diye fısıldadı atmosferi bozmak istemez gibi. Ona uydum ve seslice yutkundum. Mavi gözlerimi, kahve irislerinden bir saniye bile ayırmadım. "Durmazsam ne olur ?" 

Kalp atışlarım hızlandı ve midemde tepinen şeylere bir anlam veremedim. Tam gözlerinin içine bakıp cevabı beklerken dudaklarımda hissettiğim dudaklar istediğim cevabı almama neden olmuştu... 


Mafya Kızları ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin