Bölüm 21 : wtf

7.9K 365 27
                                    

Defne özdemir

Vay canına.

Bunu gerçekten beklemiyordum.

Beste çığlık atarak kendini rastgele bir yere atarken, Beste'nin altında kalmak üzere olan Açelya ecel bakışları atıyordu. Nihayet Beste'nin bedeni, Açelya'nın üzerine yığıldığında Karya da çığlık atmıştı. Ezilmiş olan Açelya ağlamaklı bir ses tonu ile fısıldadı. "Bende bu kadar jonathan."

Sinirli bir şekilde ayağa kalktım. "Ne olmuş, beşik kertmesi varsa ? Çocuğu gördüğümüz yok. Umurunda değil demek ki." Sedat abi umutsuz bir bakış ile başını iki yana salladı. "Beste'nin annesi ve babası bu sözü verirken, eğer gerçekleşmezse mezarımızda ters dönelim demişti. Çok büyük sözler verildi kızım. Çok..."

"Eğer çocuk da istemezse," dedi Karya düşünceli bir şekilde. "Zorla evlenemezler." Sedat abi iç çekti. "İki si de anlaşamazsa, olmaz ama biri birini severse bu söz gerçekleşecek."

Geleneklerime saygılı biriydim ama bu kadar geri kafalı düşünülmesi, sinirlerimi hoplatıyordu. "Kim bu adam ?" dedim dişlerimin arasından. "Mert." dediğinde Beste hızla ayağa kalkmıştı. "Mert Dere mi ?" Sedat abi şaşkınca onayladığında, Beste yükselmiş durumdaydı. "Ben gebertirim bu herifi." 

Bir anda kapıya koşmaya başlayınca, erkekler de dahil hepimiz arkasından bakmıştım. "Lan," dedim nihayet kendime geldiğimde. "Tutun şu kızı !" Hepimiz bir dışarıya koştuğumuzda, görüş alanıma giren ilk şey Beste'nin ağaca çarpmış olmasıydı. Bedeni tamamen yere düştüğünde gözleri kapalı bir şekilde bağırdı.

"Ben iyiyim !"

***

Karya, Mert Derenin sosyal medya hesaplarını bulup, mailine ulaşmıştı. Sonrası kolaydı. Mailinden telefonunu, telefonu sayesinde adresini bulmuştu. Nihayet terk edilmiş bir apartmanın önüne geldiğimizde, Açelya kulağıma fısıldadı. "Plan ne ?" 

Belimden çıkardığım silahın emniyet kilidini açarken yanıtladım. "Plan yok." Işığı açık olan daireye bakarak, ekledim. "Direk gireceğiz." Karya benden bıkmış gibi nefesini verdi.

"Ayvayı yedik."

Apartmana doğru bir adım atmışken, içeriden iri yarı adamlar çıkınca kaşlarımı çatarak geriledim. Hepsi elinde bir silah tutuyor, doğrudan üzerimize yürüyordu. Güvenlik kameraları sayesinde geldiğimizi anlamış olmalılardı. 

Etrafımızı sararlarken, şirince gülümsedim. "Şimdi şöyle ki," dedim sırtımı Karya'nın sırtına yaslarken. "Siz çok fena üzerimize geliyorsunuz ve hafiften tırsmaya başladım." Yüzlerinde mimik oynamadı. Buna karşın, ellerimi yavaşça havaya kaldırdım. "Silahsız bir dövüş talep ediyorum."

Adamlar şaşkın bir şekilde birbirlerine baktı. Uzun olsak da, cılız bedenlere sahiptik ve bunun kas gücümüzü etkilediğini düşünüyorlardı. Bizden daha kalıplı olmaları onlar için avantajdı fakat bu işte yeni değildik ve bildiğimiz teknikler sayesinde kolay hamleler ile onları yere serebilirdik.

Bir kaç gülüşme ve fısıldaşma eşliğinde herkes silahını yere bıraktığında, biz de kendi silahlarımızı öteye itmiştik. Ciddi bir şekilde soluklandım. "Hadi bakalım." İlk darbe benden gelmişti. Gülmemek için kendin, kasan bir adamın çenesine tekme atmış, sersemlediği sırada çenesine götürdüğü eli yakalayıp ters bükmüştüm.

Adam acı ile haykırırken bir diğerinin bana ilerlediğini hissettim. Tuttuğum bileğe daha çok asıldım ve bana yaklaşan adam daha yumruk atma fırsatı bulamadan, tuttuğum adamı üzerine fırlattım. İkisi birlikte dengelerini kaybederek yuvarlanırken, ben yeni bir hedef arıyordum.

Gözüm kısa bir an için Karya'ya takıldı. Savaştaymış gibi büyük bir ciddiyet ile hareket ediyor, kan çıkarmadan temiz bir şekilde çalışıyordu. Hemen ardından Açelya'yı buldu gözlerim. En az miktar da zarar vermeye çalışan Karya'nın aksine, Açelya elinde tuttuğu çatalı adamın bacağına defalarca saplıyordu.

Bu vahşet içeren görüntüden uzaklaşarak, önümdeki adamlara odaklandım.

BU SAHNELER FAZLA KAN VE ŞİDDET İÇERDİĞİNDEN YAYINLANMAMIŞTIR ( Aslında yazarınız yazmaya üşendi.)

Nihayet, herkesi yere serdiğimizde en ufak hasarlarla kurtulmuştuk. Karya'nın dağılan saçı dışında pek bir sorunu yoktu. Ben karnıma darbe almış, ve bileğimi burkmuştum ancak iyiydim. Açelya kendine yaklaşan her adamı ısırıp, çatalladığından ; ona pek bulaşan olmamıştı. Aramızda hiç darbe almayan bir tek o vardı.

Hızlı bir şekilde hareket ederek, apartmanın içine girdik ve ışıkları açık olan tek daireye doğru ilerledik. Eğer adamlarına güveniyorsa, hala burada olurdu.  Ancak kimliklerimizi tespit etmişse, çoktan kaçmış demekti.

Demir kapı ile karşılaştığımızda göz devirdim. "Beste'yi yanımızda getirmeliydik." Açelya her tarafı kana bulanmış çatalı bana uzattı. "Tut." Fazla temas etmemeye çalışarak çatalı elinden aldım ve onun cebinden çıkardığı bıçak ile birlikte anahtar deliğini kurcalamasını izledim.

"Madem bıçağın vardı, neden adamlara çatal sapladın ?" dedi Karya gözlerini irice açarak. Açelya kısa bir an için duraksayıp, başını bize çevirdi. Hemen ardından rahat bir tavırla omuz silkmişti. "Böylesi daha eğlenceli."

İçeriye girmeyi başardığımızda, göze çarpan ilk şey koridor olmuştu. Hızlı adımlarla koridoru tamamladık ve sonundaki odadan içeri girdik. Gördüğüm manzara sağ elimi yüzüme siper etmeme, sol elimi ise Açelya'ya uzatmama neden olmuştu. 

"Aile var burada aile !"

Mafya Kızları ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin