Bölüm 3 : Kuzen

15K 521 46
                                    

*DÜZENLENDİ*

Öneri şarkı : My life is going on

Defne Özdemir 

Su Karaman benim anne tarafından kuzenimdi. Onunla pek vakit geçiremezdik. Aramızda bir şey olduğundan değildi ancak Ayaz'la pek anlaşamıyorlardı. Ayaz onu sinir etmeye bayılırdı.

Diğerlerinin sorgusunun nasıl gittiğini merak ettiğimden kamera odasına doğru ilerledim. İçerideki bilgisayar açıktı ve anlam vermediğim şekilde kodlar kendi kendine yazılıyordu. Bir Karya değildim, ancak bende bu işlerden anlardım.

Bok anlarsın. En son bilgisayarın başına geçtiğinde, herkes bilgisayara fatiha okuyordu. 

İç ses, ses kes.

Hızlı adımlarla Karya'nın sorgu yaptığı odaya ilerledim. Bulut'un anlattıkları girmemle birlikte yarıda kesilmişti. "Biri," dedim nefes nefese. "Sistemi kırmaya çalışıyor." Karya hızla ayağa kalktı ve koşarak odadan çıktı.

Bulut ilk önce şaşırmıştı. Sonrasında ise dudağının kenarı alayla yukarı kıvrıldı. Kaşlarımı çatarak kendisine ters bir bakış attıktan sonra Karya'nın peşinden ilerledim. İçimden bir ses bunu yapan kişiyi tanıdıklarını söylüyordu.

Aferin Defne çok zekisin. Gerçekten burada harcanıyorsun. Seni yurt dışına falan gönderelim.

Seninle uğraşamayacağım ama evet çok zekiyim.

Kamera odasına geri geldiğimde Karya bilgisayarın başındaydı. "Buldum !" dedi en sonunda bağırarak. Anlamayan bakışlarımı ekrana çevirdim. "Neyi ?" Parmaklarını klavyede hızlı bir şekilde hareket ettirirken yanıtladı. "Sisteme girmeye çalışan Hacker'ın yerini."

"Güzel." dedim kendi kendime. "Neredeymiş ?" Karya kağıda adresi not ettikten sonra ayaklandı. "Siteye yakın." Onayladıktan sonra kızları çağırdım ve durumu anlattım. Oğlanları her hangi keskin bir eşyanın bulunmadığı bir odaya yerleştirmiştik.

Şimdilik burada kalmalarında fayda vardı, belki arkadaşları olan hacker Kaya'nın çaldığı parayı ne yaptığını bulmamıza yardımcı olabilirdi.

Ayaz şirkete geçmişti. Bize korumalara gerekli şeyleri söyledikten sonra arabaya binip, yazılan adrese doğru yola çıktık. Daha Su'yu ziyaret etmem gerekiyordu.

Geldiğimiz yer sitedeki bir evdi. Ben özel bir karargah bekliyordum fakat ev üzerinden çalışıyor olmalıydı. Ben buraya yabancı taklidi yaparak gelecektim. Hackerle konuşurken diğerleriyle beraber kafasına silah dayayıp, onu alacaktık. 

Evin kapısını çaldığımda evi genç , benim yaşlarım da bir kız açtı. Gözlerini kısarak bir süre beni süzdü ardından kaşlarını çatarak geriledi. Bozuntuya vermeden gülümsedim. "Ben Mehmet Bey'in evini arıyordum." dediğimde başını iki yana salladı. "Kendisini tanımıyorum."

Ardından başını hafifçe yana yatırarak ekledi. "Sizinle bir yerde karşılaşmış olabilir miyiz ?" Gülümsemem genişlerken omuz silktim. "Bilmiyorum, ama kendimi tanıtayım." dedikten sonra silahı çevik bir hareketle çekip, anlına dayadım. 

"Ne güzel tanıştık ama ?"

Dişlerini sıkmasından bana sövdüğü belli oluyordu. Sinirle gözlerini açıp kapattıktan sonra ellerini havaya kaldırdı. Üzerini aradıktan sonra bileklerini kelepçeledim ve arabaya kadar sürükledim.

Arabaya bindiğimizde, Açelya ve Karya kıza çok kötü bakıyordu. Kız bir anda bir şey hatırlamış gibi ağzını araladı. "Hatırladım." dedi kendi kendine. "Siz şu ünlü Mafya kızlarısınız." ses tonu bu sefer sinirli çıkmıştı. Arkadaşlarını kaçırdığımız için kızmıştı sanırım.

Eve geldiğimizde kızı boş olan sorgu odalarından birine çektik. Kız masadaki sandalyeye oturduğunda , sandalyemi ters çevirerek ben de oturdum. Nedense normal oturmak beni geriyordu ve sandalyemi ters çektiğimde rahatlıyordum.

Garip bir alışkanlıktı.

"Neden sistemimizi hecklemeye çalıştın ?" dedim sakin bir ses tonu ile. Kaşlarını çattı. "Anlamadım ?" dediğinde göz devirdim. "Saf ayağına yattığını anlıyoruz." Kız huzursuzca yerinde kıpırdandı. "Sizi ilgilendirmez."

Karya soğuk bir bakış attı. "Adın ne ?" Kız başını yana çevirdi. "Sizi ilgilendirmez." Beste beklemeden silahını çekip, ona doğrulttuğunda kız  korkuyla sıçradı. "D-Deniz." dedi titreyerek. "Adım Deniz." 

"Güzel." dedim aynı sakinlikte. "Bunu neden yaptın Deniz ?" Kız ters bir bakış attı. "Bulut benim çocukluk arkadaşım ve ona da arkadaşlarına da bir şey yapmanızı istemedim." dediğinde diğerleri de benimle aynı şeyi düşünmüş olacak ki gülmeye başladık.

"Niye gülüyorsunuz ?" dediğinde omuz silkmiştim. "Biz onlara işkence yapmıyoruz. Misafir odalarında rahat bir şekilde oturuyorlar. Bizi sadist sanmadın umarım ?" 

Güleyim de boşa gitmesin.

Ne alakası var?

İnsanlara acı çektirmekten zevk alıyorsun. Senden para çalan korumaya, Açelya ile ne yaptığınızı hatırlıyor musun ?

Tamam sustum.

İşte böyle. Adam ol!

Kes lan, iç ses olan sensin ben değil. Benim seni göt etmem gerekiyor.

Bizimkilere silahları indirin anlamında bir işaret verdim. Erkekleri bir odada toplamıştık. Onlara verdiğimiz odanın içinde 4 yatak bulunuyordu ve baya bir genişti. Deniz'i alarak erkeklerin kaldığı odaya doğru ilerlemeye başladım. 

Diğerlerine beklemeleri konusunda işaret verdikten sonra odaya girdim. Ancak gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı. Misafirliğe gelmiş gibi rahatlardı. Bulut yatağın üzerinde zıplarken , Yağız ve Burak yastık savaşı yapıyordu. Yiğit ise çekmeceleri karıştırıyordu. Beni fark edince herkes bir anda sustu. Ardından yanıma geldiler.

"Deniz diye bir hacker'ı tanıyor musunuz ?" Bulut'un anında kaşları çatılırken, diğerleri birbirlerine bakarak başını iki yana sallamıştı. "Emin misiniz ?" diye tekrarladığımda, Yiğit kendinden emin bir şekilde onaylamıştı. Gülümseyerek başımı salladım. "O zaman öldürmem de sakınca yok."

"Dur !" dedi anında Bulut. Diğerleri ona, 'Sus !' temalı bakışlar atarken Bulut dişlerini sıkıyordu. "Ben tanıyorum." Gülümsemem büyürken kapıyı araladım. "İtirafta geldiğine göre," İçeri Deniz girdiğinde herkes şaşkına dönmüştü. Kız doğrudan Bulut'un boynuna atladığında, Karya hafifçe kaşlarını çattı. 

İç çekerek dışarı çıktım ve araba ilerledim. Kuzenimi yalnız ziyaret edecektim. Yarım saatlik bir yolun ardından oturduğu evin önünde durdum ve ağır adımlarla ilerleyip, kapıyı çaldım. Karşıma uzun boylu, yakışıklı bir adam çıkmıştı. "Pardon, kime bakmıştınız ?"

Göz ucu ile içeri baktım. "Burası sizin eviniz mi ?" Adam başını iki yana salladı. "Yakın bir arkadaşımın." Sabırsız bir şekilde kollarımı göğsümde bağladım. "Evde mi ?" Kaşları sorgular biçimde havaya kalktı. "Kimsiniz ?"

Soruları canımı sıkmaya başlamıştı. Zaten yorgundum ve saatlerdir uyumuyordum. Karnına dirsek attım ve içeri girdim. Adam bir iki saniye içinde toparlandı ve kolumdan tutmaya çalıştı. Bakın, çalıştı diyorum. Yapabildi mi ? Evet. Yaptı ama hemen kolunu tutup, ters çevirdim. Sırtına dizimi attıktan sonra duvara ittirerek mutfağa ilerlemiştim. 

Tahmin ettiğim gibi Su mutfaktaydı. Beni görünce koşarak sarıldı. "Senin burada ne işin var ?" dediğinde sahte bir kızgınlıkla kaşlarımı çattım. "İstemiyorsan gideyim teyzemin kızı." Göz devirdi. "Hayır tabi ki aptal ! Sadece pek ziyaret etmezdin beni."

"Sana bir şey soracağım." dedim gerileyerek. "Kaya Dağhan kim ?" Kaşlarını çattıktan sonra iç çekti. "Yakın bir arkadaşım." Nereden tanıdığını soracakken, telefonum çaldı. Arayan Çikokatam, olarak kaydettiğim Açelya'ydı.

Mafyalar da tatlı lakaplar bulabilir !

"Alo ?" dediğimde Açelya telaşla yanıtladı. "Defne çabuk buraya gel." Hızla başımı kaldırdım. "Neden ?" Derin bir nefes verdi. "Erkekler kaçmış."

***

*DÜZENLENDİ*

Mafya Kızları ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin