3

7.8K 595 265
                                    

Jungkook yavaş yavaş uyanmaya başlıyordu. Odanın kokusunu içine çekti ve ofladı. Güzel kokuyordu ama kendi odası değildi. Harbiden, neredeydi?

Gözlerini açıp etrafı incelerken aklına dün buraya geldikleri geldi. Geri yatağına bakıp yanındaki yatağına boş olduğunu gördü. Yine ofladı ve ayağı kalktı. Saate baktığında 8 olduğunu fark etti. Çok erken uyanmıştı. Odanın içindeki banyoda elini yüzünü yıkayıp koridora çıktı. Merdivenlerden aşağı indiğinde tavanda kocaman kristalli bir avize olduğunu yeni gördü. Avize o kadar büyüktü ki üstüne düşmesinden korkup koşarak avizenin altından kaçtı.

"Tanrım,ne korkutucu bir avize"

Önüne döndüğünde karşısındaki yemek masasını yeni gördüğü için aniden durmak zorunda kaldı.

"Ah, özür dilerim. Günaydın herkese. "

Herkesten günaydına benzer mırıldanmalar duyuldu. Jimin Yeşil gözlerini çocuktan bir saniye olsun çekmemişti. Avizeden kaçmasını tatlı bulmuştu. O sırada Jungkook'un müstakbel annesinin (!) sesi duyuldu.

"Çok korkutucu dediğin avizeler Amerika'dan özel geldi Jeongguk. Çok pahalılardır. Üstelik özel tasarım. "

"Yine de korkutucu. Ayrıca ismim Jungkook. "

Kadın cevap vermeyince Jungkook biraz sinirlendiğini hissetti.

"Burada daha ne kadar kalacağız baba? Biliyorsun ki yarın okulum var. "

Bay Jeon Bayan Park'a bir bakış attı. İşin ilginç yanı bu bakış son derece korkutucuydu. Onları gören biri kesinlikle aşık olmaları haricinde birbirlerine her türlü duyguyu beslediğini söyleyebilirdi. Birbirlerine karşı soğuklardı.

"Aslında biz bir ay içinde evlenmeyi düşünüyoruz. Ve sana söylemeyi unuttum sanırım oğlum. Evlendikten sonra bu evde yaşayacağız. Kaydını da Jimin'in okuluna alırız. "

Jungkook duyduklarıyla ağzını bir karış açtı. Kimse ona fikrini sormamıştı.

"Bence benimle paylaşmana gerek yoktu Baba. Sen çoktan karar vermişsin. Nasıl olsa Jimin'in okuluna geçecek olan da sensin değil mi? "

"Geç oldu biliyorum ama birsürü şeyle uğraştığımı biliyorsun oğlum. Endişelenmene gerek yok. Jimin sana her konuda yardımcı olur zaten. "

Jungkook gözlerinin seğirmeye başladığını hissedince eliyle saçlarını karıştırdı.

"Baba ben anlatamadım sanırım. Benim orada bir çevrem var. Orada büyüdüm ve sen lisenin ortasında başka bir şehire taşınalım diyorsun ve benim bundan burada haberim oluyor. "

Jimin tüm bu olacaklardan Jungkook'un haberi var sanıyordu. Annesine baktığında gözlerini devirdiğini gördü.

"Bunları sonra konuşuruz Jungkook. "

Jungkook alaycı bir kahkaha atıp oturduğu masadan bir şey yemeyip geri kalktı.

"Size afiyet olsun. "

Jimin sinirlenen çocuğa bakıp çok yakışıklı olduğunu düşündü. Dediklerinde haklıydı. Onu ilgilendiren bir konuda ne demeye son bilgilendirilen kişi o oluyordu ki?

Jimin alçılı bacağını tutup destekleriyle yukarı çıkmaya başladı.

Annesi ise oğlunun masadan kalkıp hiçbir nezaket ifadesi kullanmamasına sinirlenmişti. Bu çocuk oğlunu da bozmuştu.

Jimin kapının önüne geldiğinde Jungkook da tam çıkmak üzereydi. İkisi çarpıştığında Jimin değneklerini düşürdüğü için tam anlamıyla yere yapıştı.

"Aah."

Jungkook yerdeki çocuğa endişeyle bakıp sinirini unuttu. Hemen yere eğilip çocuğun bacaklarının altından dikkatlice elini geçirdi. Diğer eliyle de sırtından tutup onu kucağına aldı.

"İyi misin? "

Jungkook güçlü kollarıyla Jimini kucaklıyordu ve Jimin tam manasıyla erimişti. Neden eridiği hakkında bir fikri yoktu. Sadece karşısındaki çocuk yakından daha da yakışıklıydı.

"E-evet."

Jungkook çocuğu yatağına oturtup değneklerini de yatağın başucuna bıraktı.

"Teşekkür ederim Jungkook. "

Jungkook önemli değil dermişçesine kafasını salladı.

"Nereye gidiyordun? "

Jimin meraklıca yeşil gözlerini kahverengi gözlere çekti.

"Dışarı çıkacaktım ama nereye gideceğini ben de bilmiyorum. Burada bildiğim bir yer yok. "

Jimin gülümsedi.

"Aslında sinirlendiğimde gittiğim çok şirin bir cafe var. Oraya gidebiliriz istersen. "

Jungkook karşısındaki utanan çocuğu görünce onun da yanakları kızardı.

"Aslında, olabilir. "

Jimin ona gülümsediğinde değneklerini Jungkook yardımıyla aldı ve ayağa kalktı. Aşağı indiklerinde Bay Jeon ve Bayan Park önlerindeki dosyalarla uğraşıyorlardı ve yüzleri çok ciddiydi.

"Anne, biz dışarı çıkıyoruz. "

Bayan Park tek kaşını kaldırdı.

"Bir günde bu kadar yakınlaşmanız güzel. Nereye gideceksiniz? "

"Sadece bir cafe? "

Bayan Park ikisine garip bakışlar atarak şoföre seslendi.

Jungkook kadının ikinci gün de aynı açıdan yapılmış topuzunu bozmak istiyordu. Bu kadına uyuz olmuştu.

Sonunda dışarı çıktıklarında şoför Jimine binmesi için yardım etti. Jungkook da yanına oturduğunda birbirlerine bakıp gülümsediler.

Brother | JikookWhere stories live. Discover now