7

6K 572 296
                                    

Jimin Yoongi ile telefonda konuşuyordu. Her an Jungkook'un geleceği düşüncesiyle kısık sesle konuşmaya çalışıyordu. Yoongi'ye olanları anlatmıştı.

Yatakta tepetaklak durup ayaklarını duvara yasladı.

"Yoongi Hyung, ne yapacağım ben? "

"Ne demek ne yapacağım? Çocuk seni seviyor işte. Hem sen de onu seviyorsun. Sevgili olacaksınız. Hem aynı odadasınız, her gün fanfinfon-"

"Kapa çeneni Hyung! Ya lütfen ciddileşir misin? "

"Tamam kızma hemen. Bak, yakında üvey kardeş olacaksınız biliyorum. Ama bunu çok düşünüyorsun. Sadece mutlu olacağın tercihi yapmalısın. Jungkook ile mutlu olacak mısın? Cevabın evet ise diğer detaylar gereksiz kalıyor. "

"Bilmiyorum, bekle şu an pozisyonum yüzünden beynime kan gitmiyor. "

Jimin yerinde düzelip yatakta düz bir şekilde oturdu. O sırada Jungkook içeri girdi ve Jiminin içerde olduğunu görünce adımlarını hızlandırdı.

"Ç-çantamı alıp çıkacaktım. "

Jimin ise gözlerini sonuna kadar açmış çocuğa bakıyordu. Tanrı aşkına, bu bir haftadır onunla kurduğu ilk ve tek iletişimdi! Jiminin kaçması gerektiği yerde Jungkook böyle davranıyordu.

"Jungkook bekle! "

Yoongi ise bu cümleyi duyup telefonu kapamıştı.

Jungkook olduğu yerde durdu ve Jimini dinlemeye başladı.

"B-ben sadece konuşmak istedim. Bir haftadır iletişim kurmuyorsun benimle. "

İşin aslı Jungkook onun rahatsız olduğunu düşünüyordu. Hastanede Jimin öyle bir durumdayken onu öpmüştü ve bu o an iyi hissettirse de eve gelince içine bir huzursuzluk çökmüştü.

"Jimin, orada olan şey yanlıştı. Rahatsız olduğunu düşündüğüm için gözüne görünmek istemedim. Özür dilerim. "

"Ne saçmalıyorsun sen? "

"N-ne"

Jimin Jungkook'un yakasından tutup onu kendine yakınlaştırdı.

"Senden ayrıyken mutsuz olduğumu görmüyor musun? "

Jungkook şaşkınca bakıyordu.

"A-ama sen bunun yanlış olduğunu söyledin. Biliyorsun, biz kardeşiz. "

Jimin onu kopyaladı.

"Üvey kardeşiz. Ebeveynlerimiz daha evlenmedi. "

Jungkook gülümseyip Jiminin beline sarıldı ve onu kendine çekti.

"O zaman... "

"Sevgiliyiz."

Jungkook umursamazca konuştuktan sonra bir kıkırtı bıraktı.

"Peki ya sonrası? Onlar evlendikten sonra-"

"Sadece...Geleceği düşünmek istemiyorum. Onu o gün geldiğinde düşünürüz,olur mu?"

Jimin onu onayladı.

İkili birbirine sarılmaya devam etti.

_
_
_

"Beni anlamıyor musun sen? Gündemde değiliz ve şirketin popüleritisi düşüyor. Tekrar gündeme girmeli ve işe başlamalıyız!"

Bayan Park sinirle karşısındaki adama bağırdı.

"Bundan sonraki süreç hakkında hiç konuşmadık ve bizi buraya apar topar çağırdın! Çocuklara bir aya evleneceğimizi söyledik ama sen hemen evlenelim diyorsun. Sence de şüphelenmezler mi?"

"Daha fazla geciktiremeyiz. Bu işi bir haftaya hallet."

Bayan Park odadan çıkarken karşıdaki boy aynasının önünde durup sıkı bir şekilde topuz yapılmış saçlarını daha da sıkılaştırdı. Bu onu rahatlatıyordu.

_
_
_

Jimin ve Jungkook pijamalarını giymiş, karşılıklı yataklarında uzanırlarken birbirlerini izliyorlardı.

En sonunda Jimin sessizliğe dayanamamıştı.

"Yanıma gelmek...ister misin?"

"Bunu sormanı bekliyordum."

Jimin utanmış bir şekilde gülümserken Jungkook da ayağa kalkmıştı. Ancak odaya dalan Bayan Park ile adımlarını durdurdu.

"Hemen yemek salonuna inin."

İkili bir şey diyemeden odadan çıkmıştı.

"Annen niye bu kadar mimiksiz, tanrı aşkına robot gibi."

"Cici anneni olduğu gibi kabul etmelisin Jungkook."

Jimin alayla sırıtırken o da ayaklanmıştı.

Jungkook Jimini kendine çekti.

"Cici annem falan olmayacak güzelim."

Jiminin saçlarını okşarken fısıldadı.

"Hadi aşağı inelim."

Ne kadar elini tutup aşağı inmek istese de elini bırakmak zorunda kaldı.

_
_
_

"Çocuklar, aslında biraz ani oldu farkındayız ama böyle olması gerekiyordu."

Bay Jeon memnuniyetsizce konuşurken Bayan Park gözlerini devirdi.

"Kısacası yarından sonraki gün evleniyoruz. Yarın beraber alışverişe çıkıp kıyafet işini halledin."

Jimin ve Jungkook şaşkınca birbirine baktı.

"Hani bir aydı? Çok erken değil mi?"

Bayan Park onu cevaplamadan odadan çıktı.

"Oğlum, böyle olması gerekiyordu."

"Baba, bana anlatmadığın bir şey mi var? Buraya geleli çok değiştin."

Bay Jeon ise gerginlikle masadan kalkıp uykusunun geldiğini söyleyip odadan çıkmıştı.

"Bizden bir şey saklıyorlar."

"Kesinlikle."

Okunma sayısı çok düştü. Dolayısıyla oy sayısı da düşünce içimden yazma isteği gelmiyor

:(

Brother | JikookUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum