2

8.5K 635 295
                                    

Jungkook'un annesi oğlunu doğururken ölmüştü. Onu hiç göremediğinden pek de üzüldüğü söylenemezdi. Belki de bu yüzden babası o kadınla evlenmek istediğinde fazla tepki vermemişti.

Jimin ve Jungkook evin uzun koridorunda yürüyordu. Jimin önde, jungkook arkadaydı. Jungkook onun sırtını incelerken çocuk bir odanın önünde durdu.

"Burası benim odam. Aslında burada bir sürü oda olmasına rağmen annem odam büyük diye buraya da bir yatak koydurttu. Bu umarım seni rahatsız etmez"

Jimin mahçup bir şekilde elini boynuna koyup yere baktı. Jungkook ise aynı odada kalacaklarına inanamıyordu.

"Ah, hayır tabiki! Yani neden bir sorun olsun ki? Belki daha çabuk kaynaşmamıza bile yardımcı olur. "

Jimin kafasını kaldırıp karşısındakine gülümsedi.

"O zaman sen odamıza geç. Eşyalarını yerleştir ve biraz dinlen. Bir şeye ihtiyacın olur diye numaramı odaya bıraktım. Görüşürüz! "

Jimin Jungkook'un yanından ayrıldığında Jungkook hala 'odamıza' kavramına takılı kalmıştı.

"Aman tanrım, bu sanki evliymişiz de ateşli bir gecenin sabahında bana kahvaltı getirmeye gitmiş gibi hissettirdi. "

Jungkook bunu sesli söylediği için kendine küfürler ederken odaya girdi. Sonra da odaya ufak bir kıkırtı bıraktı.

Aslında annesinin sırf gıcıklık yapmak için ikisini aynı odaya koyduğunu düşünüyordu. Tanrı aşkına, evleri aşırı büyüktü ve illaki bir boş oda olmalıydı. Yine de Jungkook bunun için o kadına teşekkür etti.

Odaya girdiğinde ilk düşündüğü şey çok güzel kokmasıydı. İşin garip tarafı şeker gibi kokuyordu. Halbuki bir erkek odasının daha sert kokması gerekirdi. Bu Jungkook'a bebek odasına girmiş gibi hissettirdi.
İkisinin yatağı ayrı duvarlara yaslıydı. Ortada da küçük bir masa vardı. Jungkook Jimin'in numarasının yazılı olduğunu görünce alıp telefonuna kaydetti. Kendini yatağa atıp derin bir nefes verdi. O mutlu bir şekilde uykuya dalarken aslında her şeyin yeni başladığının farkında değildi.

~

Jungkook üzerine çöken ağırlıkla uyandı. İlk başta ne olduğunu anlayamadı. Yavaş yavaş uyandığında üstünde bir beden olduğunu (?) ve bu bedenin de Jimin olduğunu fark etti. Ona sıkıca sarılmıştı ve Jungkook buna anlam veremiyordu. Üstündeki beden sadece 'çok sıcak' diye söyleniyordu. Jimin üstünü çıkarınca Jungkook öksürük krizine girmişti.

"Jimin kendine gel! "

O Jimin'i dürterken sarhoş olduğunu düşünüyordu.
Biraz daha uğraştıktan sonra Jimin sonunda gözünü açmıştı. İki bedenin yüzleri birbirine dönüktü ve çok yakınlardı.

Jimin gözlerini büyütürken Jungkook bön bön suratına bakıyordu. Sonunda Jimin kollarını çocuktan uzaklaştırdığında Jimin yanındaki yatağa bakıp kaşlarını çattı.

"Senin yatağımda ne işin var? "

Jungkook kendine tekrar küfürler ederken sadece gülümsemekle yetindi.

"Ah, ehehe, burası senin yatağın demek. E ben gideyim o zaman. "

Jungkook kırmızı yüzüyle ayağa kalkıp kendi yatağına yattı.

Jimin şaşkınca çocuğa baktı. Sanırım biraz fazla tepki vermişti.

"Ah, sarhoş olduğumu falan düşünme. Başımı yastığa koyar koymaz uyuyabiliyorum ve uyurken biraz saçmalıyorum. Seni de uyandırdım,
pardon. "

Jungkook önemli olmadığına dair bir şeyler mırıldanıp kıkırdadı.

"Neden güldün? "

"Çok sıcak derken yüzünün aldığı şekil çok tatlıydı çünkü. "

Bu seferde Jungkook uyku sersemliğiyle ne dediğini bilmiyordu.

Jimin kızarırken ufak bir iyi geceler dedi.

Kendi profilime yazdım ancak buraya da yazayım. Hastanede serumlu bir şekilde bu bölümü ancak yazabildim. Bunu geçiş bölümü olarak düşünün. Diğer kitaplara iyileşince bölüm atacağım, üzgünüm :(

Brother | JikookWhere stories live. Discover now