Bölüm 23- Cazip Teklif

705 70 6
                                    

Aslında yarın yukleyecektim ama dayanamadim. Umarim begenirsiniz. Iyi okumalar ;))))

Sıla

"Sence?" Sence derken? Yeniden gözlerine baktım. Cidden Saner, sence derken? Anlamsız bakışlarıma karşılık biraz daha yaklaştı.

"Saner!"

"Ben... ben de susadım." Oflayarak nefesimi dışarıya verdim ve dolaba dayadığı kolunun altından geçerek dolabın kapağını tuttum. Ona attığım küçük bir bakıştan sonra elini dolap kapağından çekti.

"Sen ne düşündün?"

"N-ne?"

"Sence dediğimde?" Tezgahın üzerinden aldığım bardağa suyu doldurduktan sonra Sanere uzattım.

"Sence?" Çarpık bir sırıtışla karşılık verdi ve masaya doğru ilerledi. Sandalyeye oturup karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Ne istediğini anlamaya çalışarak sandalyeye oturdum. Suyunu içtikten sonra bardağı masaya bıraktı.

"Eylülün kusuruna bakma."

"Bakmadım zaten." Çünkü hakkım olmadığını biliyorum. Şu iki yıl içinde Deniz için hiçbir şeydim ben. Ama o kız... Barda o gün öpüşmüşlerse aralarında bir şey geçmiştir değil mi?

"Deniz Eylülün çocukluk aşkıydı." Ne?

"Sen onları öyle gördüğünde uzun bir aradan sonra ilk defa karşılaşmışlardı ve... Öyle işte. Hatırlıyorum çünkü olayın üzerine Eylülle çok dalga geçmiştim." Başımı sallayarak anlamış olduğumu belirttim. Ama anlamamıştım. Eğer onlar çocukluk arkadaşıysa?

"Peki Yamaç? Denizi tanımıyor muydu? Yani kafede birlikte çalışırken?" İşaret parmağıyla kaşını kaşıdı.

"Tanıyordu. Dediğim gibi çocukluk arkadaşıydı onlar. Aynı okula gitmişler. Sonrasında Denizler başka bir yere taşınınca ayrılmışlar. Deniz Eylülü ilk bakışta tanıdı ama Yamaçı tanıyamadı sanırım. Yamaç da onu tanımasını istememiştir belki." Biraz daha anlaşılır konuşamaz mısın? Lütfen ya.

"Neden ki?" Ellerini masanın üzerine koydu ve parmaklarını incelemeye başladı.

"Belki duymuşsundur."

"Neyi?"

"Deniz evlatlık." Başımı salladım.

"Duymuştum."

"Onlar Denizin ailesini kaybetmesinden hemen sonra arkadaş olmuşlar. Sonrasında Deniz evlat edinilince de ayrılmak zorunda kalmışlar. Yamaç yatılı okulda okuduklarından bahsetmişti. Sanırım Deniz için biraz zor günlermiş. Okula adapte olamamış pek. Tek arkadaşı Yamaç ve Eylülmüş. Diğer çocuklar onu pek sevmezmiş ve biraz hırpalarlarmış. Üstelik ailesini yeni kaybetmişken. Öyle olunca Yamaç da karşısına çıkmak istememiş. Aslında Denizi bulmak için o kafede çalışmak istediğini söylemişti fakat sadece bulmak istedi sanırım, yeniden arkadaş olmak değil." Başımı salladım. Öğrendiğim şeyler biraz fazla karmaşıktı ve benim kesinlikle bu durumu hazmetmeye ihtiyacım vardı. Odama gitmek için sandalyeden kalktığım sırada aklıma gelen yeni bir soruyla yeniden sandalyeye çöktüm.

"Peki sen?"

"Ben ne?"

"Sen nasıl arkadaş oldun?" Ellerini birbirine sürtüp yumruk yaptı ve çenesinin altına dayadı.

"Ben pek bir şey yapmadım aslında. Lisedeydim, havalı havalı takılıyordum işte, her zamanki ben." Gözlerimi devirip sırıttım.

"Her zamanki sen. Hemen kendini öv." Gülümseyerek devam etti.

"Yamaç buldu beni ve... Ve-" Derin bir nefes aldı.

"Babalarımızı öldüren kişinin aynı kişi olduğunu söyledi; onun babası, benim babam ve çocukluk arkadaşımın babası. Hepsini öldüren kişinin bir kişi olduğunu söyledi, intikam alabileceğimizi..." Başını ellerinin arasına alıp gözlerini kapattı.

"Çok cazip bir teklif ha?"

"Sen ne dedin?" Fısıltı gibi çıkan sesimi ben bile zor duymuştum. Gözleri yavaşça açıldı ve ellerini yeniden masanın üzerine bıraktı.

"Kabul etmemek enayilik olurdu." Masanın üzerinden sağ eline uzandım ve elini avucumun içine aldım. Eliyle oynamama izin verip gülümsedi.

"Korktun mu? Ya da... yoksa benim için endişelendin mi?"

"Senin için değil." Kaşlarını çatarak yüzüme baktı. "Senin için değil diğer babası ölen çocuk için endişelendim. Çocukluk arkadaşın olan." Kaşlarını kaldırıp başını salladı.

"Doğru, onun için çok zordu. Babasının ölümüne intihar süsü verilmişti ve babasının ölümünden kısa bir süre sonra annesi de hayatına son verdi. Benim annem vardı, Burçinim vardı. Yamaçın her ne kadar kabul edemese de gitmesinden çok korktuğu kız kardeşi. Deniz ise tek başınaydı." Elinden tutarak onu odasına doğru çektim.

"Üzüldün mü? Çocukluk arkadaşın için." Kapı kolunu tuttum ve içeriye bir adım attım.

"Ne için?"

"Kaza?" Yatağa doğru bir adım daha attım.

"Deniz ölmedi Sıla."

BÖLÜM SONU

Elini Tutabilir Miyim?Where stories live. Discover now