Bölüm 16- Yoksa...

772 75 21
                                    

Iste yeni bölüm! Okuyan voteleyen yorum yapan herkese cokkkkk tesekkur ederim. Iyi ki varsınız. Bol bol yorum yapin, okay?? ♡♥♡♥

Sıla

"Uyannn, ya uyan artık!" Üzerimden çekilmekte olan pikemi iki elimle birden kavradım.

"Hımmm, biraz daha." Ama maalesef karşıdaki kişiye göre fazla güçsüzdüm ve pikem parmaklarımın arasından kaydı gitti. Ağlamak istiyorum yaa!

"Uyan dedim Sıla, gitmemiz gereken bir yer var."

"Ben gitmeyeceğim, sen git. Selam da söyle."

"Annem neden gelinimi getirmedin dediğinde ne diyeceğim peki ben?" Zorlanarak gözlerimi açtım. Suratını asmış, omuzlarını düşürmüş öylece bana bakıyordu.

"Neden yine annenlere gitmek zorundayız?"

"Kahvaltıya çağırdı." Boşluğundan yararlanıp yan taraftaki pikeyi yeniden üzerime çektim.

"Yeni evliyiz be biz. Söyle anana o kadar sık rahatsız etmesin bizi." Bir anda üzerimde oluşan ağırlıkla inledim.

"Yahh, kalk üzerimden. Eşek ölüsü gibisin. Ah, nefes almıyorum." Söylediklerimi hiç umursamadan kulağıma doğru eğildi ve nefesini vererek konuştu.

"Bu evlilik oyununa kendini fena kaptırdın sen." Zorlanarak yüzümü ona doğru çevirdim.

"Çoooooookkk!!!" Birkaç saniye yüzüme öylece baktıktan sonra aniden üzerimden kalktı ve elini ensesine doğru götürdü.

"Bak ben görevimi yaptım. Uyandın. Hadi hazırlan da çıkalım artık." Apar topar odadan çıktığında pikeyi üzerimden ittirdim. Ne oldu şimdi?

***

Yine sessiz bir araba yolculuğundan sonra Sanerlerin evine gelebilmiştik. Midem altüst olmuştu çünkü yolda kazı çalışmaları vardı. Söylenerek Sanerin önüne geçip yürümeye başladım. Saner de arabayı kilitledikten sonra yanımda bitti ve elime doğru uzandı.

"Ne yapıyorsun?" Başıyla evi işaret etti.

"Sakın bakma. Sol pencerede annem bizi izliyor." Yeniden elime uzandı ve bu sefer tutmasına izin verdim. Sanerin böyle bir oyunu neden oynadığını bilmiyorum ama önceden de mi bu kadar yakındık yoksa oyundan dolayı mı hiçbir fikrim yoktu.

Kapıyı çaldığımızda yine o mini etekli hizmetçi açtı. Salona geçinceye kadar Saner elimi tutmaya devam etti ve salona girdiğimizde elimi bırakıp kolunu nazikçe belime sardı. Bu hareketleri fazla yakındı ve ister istemez nefesimin kesilmesine sebep oluyordu. Ben öyle hemen herkesle arkadaş olan birisi değildim. O yüzden de Deniz haricinde hiç kimseyle bu kadar yakın olmamıştım, hatta Denizle bile bu kadar değildik. En azından Deniz ben uyurken hiç üzerime atlamamıştı. Hasret ve Onuru saymıyorum zaten, onlarla beraber büyüdük. Ahh, nasıl iki yıldı cidden merak ediyorum.

Nilay teyze beni gördüğünde gülümseyerek yanıma geldi.

"Hoş geldin kızım." Ben de gülümseyerek başımı salladım.

"Hoş bulduk efendim." Yanıma gelip elimden tutup çektiğinde Sanerin kollarından kurtulmayı başarabilmiştim.

"Harun da birazdan iner. Aslında bu gün bir toplantısı vardı ama iptal olmuş. Sabaha karşı Almanyadan geldi."

"Evde olmayacağını söylemiştin." Sanerin zor duyulan sitemiyle ona doğru döndüm. Nefesini yavaşça verip bozuk bir suratla başını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde ne olduğunu neden Harun beyin evde olasını istemediğini anlamaya çalışıyordum fakat o şaşkın bakışlarımdan rahatsız olmuş olacak ki gözlerini kaçırdı.

"Bu akşam geleceğini sanıyordum ben de Sanerciğim. Neyse çocuklar hadi biz kahvaltımıza başlayalım ha?"

"Bekleseydik Nilay teyze." Nilay teyze yüzünü buruşturarak bana baktı.

"Teyze mi? Seni sıkmak istemiyorum kızım ama anne demeni çok isterdim." Gülümseyerek başımı salladım.

Nilay teyzenin iteklemesiyle bahçeye çıkıp kahvaltı masasına oturmuştuk. Saner yanıma oturmuştu ve Nilay teyze de hemen karşımdaydı. Nilay teyze çok değişik ve farklı çeşit hazırlatmıştı ve onu kırmamak için hepsinin tadına bakıyordum. Harun amca bize katıldığında çoktan masadaki yiyeceklerin çoğunun tadına bakmıştım. Harun amca geldiğinde göz ucuyla Sanere baktım ama o hiçbir tepki göstermedi. Sadece Harun amcanın hoş geldiniz sözünden sonra yüzünü tabağından hiç kaldırmadan başını salladı. Daha önce geldiğimde hiç böyle bir soğukluk sezinlememiştim nedense. Belki de Harun amcanın Sanerin üvey babası olduğunu bilmediğimdendir. Tabi ki Sanerin ne hissettiğini bilemezdim fakat bence Nilay teyze ve Harun amca çok mutlu görünüyorlardı ve ben olsaydım onları kesinlikle desteklerdim. Ama dediğim gibi Sanerin ne hissettiğini bilmiyordum.

Masadaki gerginlik gözle görülür derecede açıktı ve ister istemez rahatsız hissediyordum. Yine de Nilay teyzeyi kırmamak için her şeyden yiyordum.

"Dün şirkete uğramamışsın." Saner çatalı sert bir şekilde masaya bıraktı.

"Dün cumartesiydi."

"Ve ben iş gezisindeydim. Birinin şirkette bulunması gerekmez miydi?"

"İşim vardı."

"Şirkete uğramanı engelleyen o çok önemli işin neydi öğrenebilir miyim?" Dün Burçinin ölüm yıldönümüydü ve ben görmüştüm Sanerin ne halde olduğunu. Bir de o halde şirkete mi geçseymiş çocuk. Ahh bu büyükler, bazen cidden hiç insanın halinden anlamıyorlar. Hayır işim vardı dediğinde sus ya da madem şirkete uğraması gerekiyor önceden söyle. Herkes her şeyi unutabilir değil mi? Sanerin bugün bu kadar iyi olması bile büyük bir olayken sabah sabah...

Masanın altından Sanerin dizi üzerindeki eline uzandım. Parmağım eline deydiğinde avuç içini elime doğru döndürdü ve daha ben onun elini tutamadan elimi sımsıkı kavradı. Kendimi berbat hissediyorum. Acısını hafifletemediğimden veya onu algılayamadığımdan... Kendimi cidden berbat hissediyorum.

"Benimle ilgili bir problemdi Harun amca." Saner açıklama yapmamı istemediğinden elimi yavaşça sıktı.

"Dün biraz rahatsızdım ve Sanerin beni hastaneye götürmesi gerekiyordu." Harun amcanın yüzü bir anda yumuşarken Nilay teyze endişeyle sordu.

"Neyin vardı kızım? Şimdi nasılsın?" hımmm başım ağrıyordu ya da ateşim vardı. Hangisini seçsem..?

"Ben-" Midemdeki hareketlenme ve ağzıma gelen tuhaf tatla elimi ağzıma doğru götürdüm. Off ya! O berbat yolculuğun üzerine o kadar karışık şey yersem böyle olur işte. Arsız mideme söz geçirmeye çalışırken yüzümü yerden kaldırıp Nilay teyzeye baktım. Amacım masadan kalkmak için izin istemekti fakat Nilay teyzenin yüz ifadesi...

"Kızım yoksa..." Elimi ağzımdan çekebilmeyi başardığımda yavaşça başımı yan taraftaki Sanere çevirdim. Kocaman olmuş gözlerle bana bakıyordu.

BÖLÜM SONU

Elini Tutabilir Miyim?Where stories live. Discover now