Bölüm 17 : Şans

En başından başla
                                    

Hem de  belimden !

Yavaşça doğruldum ve mavi gözlerine baktım. "Sağ ol." Çocuk gülümseyerek başını salladıktan sonra telefonunu bana uzattı. "Bu yer nerede acaba ?" Telefonundaki konuma bakarak kaşlarımı çattım. Burası sınırda ki silah deposuydu.

İyi de bu çocuğun orada ne işi vardı ?

"Ne var ki burada ?" dedim meraklı bir şekilde. "Çocuk omuz silkti. "Anlayacağın işler değil." Kaşlarımı hafifçe yukarı kaldırsam da bir şey demedim. "Adın ne ?" Gülümsedi. "Emre." Başımı salladım. "Açelya ben de."

"Gel bırakayım seni," dedikten sonra arabaya ilerlemeye başladım. Allah'tan sızı çok dayanılmaz değildi de araba kullanabilecektim.

Karşımdaki çocuğun bu işlerle pek alakası olmadığı çok belliydi ancak öyle bir depoyu, normal biri aramazdı.

Beraber arabaya bindiğimizde beklemeden ilerlemeye başladım.

***

Araba durduğunda aşağı inmiştim. Emre de arkamdan indi. Onu depoya getirmemiştim. Rahatça konuşabileceğimiz bir yere, Tarla Başında çıkmaz bir sokağa getirmiştim. 

"Depo nerede ?" dedi etrafına bakarak. Omuz silktim. "Neden aradığını söylemedin." Omuz silkip, telefonunu açtı. "Aslında depo da bir işim yok, birini arıyorum." dediğinde daha çok şaşırmıştım. 

Kimi arıyordu ki ?

"Buralarda mı yaşıyorsun ?" dediğinde ufak bir yalan söyleyerek başımı sallamıştım. Emre hevesle telefon ekranını bana uzattı. "Bu kızı görmüş olabilir misin ?" Sıkıntı birini araması değildi.

Sıkıntı aradığı kişinin Defne olmasıydı...

"Kim bu ?" Telefonu geri çekti. "Hiç." Arabaya ilerledim ve oldukça sakin bir şekilde torpido gözünü aralayıp, içinden silahımı çıkarttım. Namluyu doğrudan Emre'ye doğrulttuğumda ufak bir küfür savurmuştu. 

"Kızdan ne istiyorsun ?" Kaşlarını çattı ve ellerini havaya kaldırdı. "Kimsin sen ?" Çenemi dikleştirerek yanıtladım.

"Tetikçi."

Ardı ardına bir sürü küfür sıraladı. "İlk defa güzel bir kız buluyorum, o da düşmanım çıkıyor anasını satayım." dedikten sonra bağırarak ekledi. "Şansıma tüküreyim." Göz devirdim. "Yeni başlamış olmalısın."

Kaşlarını havaya kaldırdı. "Nereden anladın ?" Omuz silktim. "Çömezler hariç kimse bir silah deposuna savunmasız gelecek kadar salak değildir." Kaşlarını daha çok çatarken, devam ettim. "Kızdan ne istiyorsunuz ?"

Dudaklarını ıslattı. "Aslında hiç bir fikrim yok. Arkadaşıma yardım ediyorum." İşe yaramayacağına kanaat getirerek silahımı indirdim ve onu burada bırakarak eve doğru yol aldım. Girer girmez yaptığım ilk şey yatağa girmekti.

Defne Özdemir.

Ulan herkes bu gün bir garip. Beste geldiği gibi yatağa girdi. Açelya'da öyle. Karya'dan ses yok. O da odasına çekildi. Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. 

Her neyse.

Benim de yolum göründü.

Ebediyete mi ?

Ne o gebermemi mi istiyorsun iç ses ?

Evet. Geber.

Ben varsam, sen varsın.

Uykuya doğru gözüken yolu takip edip yatağıma girdim. Aşırı yorgundum.

***

Gözlerimi üzerime dökülen su ile araladım. Her tarafım ıslanmıştı ve tüm uykum kaçmıştı. "Kim yaptı lan bunu ?" diye bağırdığımda, başımda dikilen Karya kahkaha patlattı. Sinirle üzerime yapışan tişörtü çekiştirdim. "Ya sen salak mısın ?"

Karya daha çok güldü. "Suyun kaldırma kuvvetini test ettim." Sinirle yatağımdaki yastığı suratına fırlattım. "Ha - Ha - Ha, kahkaha tufanı (!)" Dedikten sonra ayağa kalktım. "Yapacağın espriyi seveyim."

Huysuz bir şekilde banyoya ilerlerken yatağımı işaret etmiştim. "Bunu sen temizleyeceksin !" Üzerime günlük, rahat bir şeyler giydikten sonra deri ceketimi alıp aşağı indim. Arabalara geçerken aklıma nöbetçi olduğum gelmişti. 

Ayak işleri yapacağımdan ötürü üzülsem mi, derslere girmeyeceğim için sevinsem mi karar verememiştim doğrusu. Aslında bugün eğlenceli geçebilirdi.

***

Okula geldiğimizde kızlar bana ters bakışlar atarak derse girmişti. 'Çatlayın,' diyerek göbek atmamak için kendimi zor tutuyordum. Mutlu bir şekilde nöbetçi öğrenci masasına oturdum.

Ancak sefam bir kaç saniye sürmüştü.

"Defne Özdemir, müdürün odasına." diyen anons üzerine kaşlarımı çatarak mikrofona baktım. "Yine ne yaptım lan ?" Söylene söylene kalkmış, alışık olduğum bir şekilde müdürün odasına ilerlemiştim. 

İçeri girer girmez, öğrencilere bakmadan müdürün karşısına geçip yalvarmaya başladım. "Hocacığım, canım müdürüm, Her ne yaptıysam görmezden gelin. Kütüphaneyi temizleyemem." dedikten sonra pencereye ilerledim. "Yoksa atarım kendimi !"

Ayağımı dışarı çıkarıyordum ki odada gülme sesleri duyuldu. Başımı ağır bir şekilde dikkat etmediğim öğrencilere çevirdim ve görür görmez küfür savurdum.

Lanet olsun !

"Sizin ne işiniz var burada ?"

***

*DÜZENLENDİ*

Mafya Kızları ( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin