43.bölüm

1.9K 104 35
                                    

Salona hakim olan duyguyu anlatmaya kelimeler yeter miydi bilinmez. Özlem vardı o akşam. Pişmanlık vardı. Yanında kırgınlık belki kızgınlık vardı. Üzüntü vardı her şeyden önce. Kadın gözlerinin içi gülümserken, Jin karşısında rahatsız bir şekilde oturuyordu. Diken üstünde olduğu o kadar belliydi, Tae ve Jungkook kadının fark etmemesi için kırk takla atıyorlardı. Kadının Jin'in öğrendiğinden haberi yoktu. Onun karşısında olanlardan bir haber oturuyordu. Jin'i bir kez daha görmenin mutluluğunu yaşıyor, bugün de ölmediği için Tanrıya şükrediyordu.

Jin karsisinda oturan kadının yüzüne dahi bakamıyordu. Belki biraz çekingenlik vardı üzerinde. Ona karşı nasıl davranması gerektiğini bilmiyor, bunun bilinmezliğini taşıyordu üzerinde. Kadına gidip sarılmalı mı başına gelenlerin hesabını mı sormalıydı bilemiyordu. Ben her şeyi öğrendim, her şeyden haberim var demek istiyor ama kadının gözlerinin halini gördükçe bu düşünceden vazgeçiyordu. Kadın gözlerini Jin'den çekmeden sohbet ediyor, sorulanlara cevap veriyordu.

Jin kalkıp gitmek istedi o ortamdan. Yapamayacağını bilmesine rağmen aklından düşünceleri atamıyordu. Kadına gidip babasını sormak istiyordu. Onun nasıl bir insan olduğumu bilmek istiyordu. Nerede olduğunu, neden bırakıp gittiğinin hesabını almak istiyordu. Bugüne kadar nerede olduğunu, neden yanına çıkıp gelmediğini bilmek istiyordu.

"Bir bardak daha alır mıydınız?" Diye sordu Hobi. Diken üstünde oturmayan isimden biriydi sadece. Sehpanın üzerinde duran bardağı eline almıştı.

"Evet, lütfen. Çay çok güzel olmuş." Dedi kadın. Hobi'ye gulumsemelerinden birini yollamıştı. Hobi ise Jin'in gülümsemesinde Jin'i görmüştü bir an.

"Sağlınız nasıl?" Diye sordu Yoongi. Tekli koltukta oturmuş, sırtını koltuğa dayamış içtenlikle sormuştu sorusunu. Üzerinde yanına gidememenin pişmanlığını taşıyordu.

"Iyiyim. Kontrollerim var. Aksatmamaya çalışıyorum." Dedi kadın. Gözleri yeniden Jin ile buluşmuştu. Jin kadına konuşurken ilk defa bakmış ve ilk defa gözlerinin birleşmesine yol açmıştı. Bu kadınla geldiğinden bu yana ilk kez göz göze gelmesiydi. Kadın bir anda içinden kopan bir şeylerin olduğunu fark etmişti. Kalbinin hızlanması içten bile değildi. Kadının eli otamatikmen göğsüne gitti. Fakat fazla kalmadı.

"Bir şey mi oldu?" Diye sordu Namjoon. Kadının yanında oturuyordu. Endişe ile kadına eğilmişti.

"Sorun yok iyiyim." Dedi kadın Namjoon'a da gülümsedikten sonra. Ardından konuşmaya devam etti. Jin'in üzerinde olan sessizliği fark etmişti. "Jin sen nasılsın? Hasta gibi görünüyorsun." Dedi kadın.

Jin adını duyduğu an eli ayağı birbirine dolanmıştı. Elinde olan bardak gürültü ile halıya düşmüş ve ortalık kuşburnu çayının verdiği renk ile kırmızıya boyanmıştı. Jin bunla beraber daha da telaşlanmış, gözleri kocaman açılmıştı. Kadın da onun gibi endişelenmiş bir şekilde torununa bakıyordu. Ne olduğuna anlam vermeye çalışıyordu.

Durumu kurtaran Taehyung olmuştu. "Yanmadın değil mi? Hadi üzerini temizleyelim." Dediğinde eli ile eşofmanının parçalarını göstermiş, kırmızı rengi işaret etmişti. Jin sevgilisine umutla bakmış ona uzatılan eli hemen tutmuştu. Jin Tae'nin varlığına bir kez daha şükretti.

Eli tutup ayağa kalkan ve elin yardımı ile merdivenlerden çıkan Jin'in ardından biraz meraklı biraz endişeli gözler olmuştu. Kadın endişe ile Namjoon'a bakmış, ona güven verici bakışı görmeyi umut etmişti. Fakat Namjoon'un da kendisinden farklı bir hali yoktu. Kadın iyice açılan gözleri ile Namjoon'a bakarken, tüm olaydan haberdar olan Yoongi durunu kurtarmaya çalışmıştı. "Biz hafta sonu tatile gittik. Orada biraz rahatsızlandı. Ama üzerindeki kırgınlık devam ediyor. Maalesef bilirsiniz ki eve giren bir hastalık tüm fertleri dolanır  haliyle Namjoon da pek iyi değil." Dedi. Hobi elindeki bardakla salona girerken sevgilisiyle gurur duydu. Halıdaki kırmızı lekeler ile uğraşan Jungkook arkadaşının bu kadar kolay ve rahat yalan söyleyen arkasına şaşkınlıkla dolmuştu.

FRIENDS🦋🍀🌈Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt