16.bölüm

2.1K 165 31
                                    

''Bunu konuşmamız lazım.'' Derin bir nefes aldı Hobi. Şimdi herkes mutfak masasında toplanmış, tüm kırgınlıkları, kızgınlıkları bir kenara bırakmışlardı. Masanın ortasında duran kutuya bakıyorlardı.

''Kim açacak?'' diye merakla sordu Kookie.

''Ben açmıcam.'' Sesi oldukça keskindi Jin'in. Eğer onun babasından geldiyse bu küçük paket, bunu yapabilecek gücü bulamamıştı kendine.

''Ben de açmıcam.'' Dedi kısık sesiyle Taehyung. O da babasından nefret ediyordu. Babasının annesine yaptıkları, annesinin ise Tae'ye yaptıkları yenilir yutulur cinsten değildi.

''Bu paketin bana ait olduğunu düşünmüyorum. Yetimhaneye bırakıldığımda, üzerimde bir not bulmuşlar. Yazan kişi ismimin Kim Namjoon olmasını istemiş. Belki de beni doğuran kadının babasının ismidir. Ya da ne bileyim tecavüz sonucu hamile kalmıştır bana ve sevdiği adamın ismi de olabilir.'' Sesinin bu kadar düz çıkması diğerlerini ürkütmüştü. Ama Joon onu bırakanları zerre kadar umursamıyordu. Bir şekilde dünyaya gelmişti ve yaşama tutunmayı öğrenmişti. Şimdi öğrenecek olduğu gerçekler zerre kadar umurunda değildi.

''Tamam o zaman ben açayım. Bakalım ne var içinde.'' Diyerek elini uzattı küçük kutuya Yoongi. Stres olmuştu, bunu titreyen ellerinde görmüştü.

''Pekala.'' Diyerek kutunun paketini açmaya başladı. Narin davranıyordu. İçinde bulunan her neyse zarar vermek istemiyordu. Kutunun paketinin açınca ilk önce bir zarf çıktı. Zarfı açmadan masaya bıraktı Yoongi. Ellerini sonra kutuya götürdü. Kutunun içinden bir anahtar çıktı. Anahtarı elinde evirip çevirdi. İncelemeye başladı. Diğerleri de titrek gözlerle onu izliyorlardı. Yoongi elindeki anahtarı masaya bıraktıktan sonra zarfı açtı.

Zarfın içinden iki tarafı da yazılı bir mektup çıktı. ''Okuyorum.'' Diye belirtti Yoongi.

''Oğlum, bana karşı oldukça kin dolusun biliyorum. Bunu yapmadan önce defalarca düşündüm. Bu ağırlığı artık kaldıramıyorum. Sana karşı en başından beri bu kadar uzak olmak canımı öyle yakıyor ki. Sana her şeyi anlatmak isterdim. Ama yapamam. Senin bu ağırlığı kaldırabileceğini düşünmüyorum. Omuzların bunun için kuvvetli değil. Daha küçücüksün. 21'ine gireceksin bu sene. Doğumun dün gece gibi aklımda. Senin sessiz çığlığın tüm evi doldurduğunda, kanımın çekildiğini hissettim. Dondum. Mutlu olmam gerekmez miydi? Oğlum olmuştu. Canımdan bir parça daha gelmişti dünyaya. Ama ben çok korktum. Her şeyden çok korktum. Olacaklardan korktum. Küçücük bedenine rağmen senden korktum ben.

Ben çok büyük hatalar yaptım. Ben hatalarımı nasıl telefi edebileceğimi bilmiyorum. Gerçekten şu son yıllarda iyice boşluğun içine düştüm. Gizliden gizliye hep gözledim seni. Uzaktan korumaya çalıştım gücüm yettiğince. Ama ben sana artık uzak olmak istemiyorum. Senin de diğer kardeşlerin gibi çatım altında olmanı istiyorum. Biliyorum asla kabul etmezsin. Seni çok iyi tanıyorum. Kesinlikle bana benziyorsun. Davranışların, karakterin, konuşman, hareketlerin, gülümsemen.

Ben her şeye rağmen senden özür dilemek istiyorum. Biliyorum kabul etmezsin, biliyorum zerre umurunda değilim. Ama senden gerçekten özür dilerim. Ben artık evladımdan uzak kalmaya dayanamıyorum.

Sana yolladığım anahtarı al ve şimdi yazacağım eve git. Doğduğun yere git. Bir adım daha yaklaş bana.''

Yoongi mektubu açık bir şekilde masaya bırakmış, arkadaşlarına gezdiriyordu bakışlarını. Bu lanet olası mektup da nereden çıkmıştı. Üç arkadaşı da gözlerini mektuba dikmiş düşünceli görünüyorlardı.

Taehyung derin bir nefes aldı. ''Bu kesinlikle ben değilim benim kardeşim yok.'' Dedi tek nefeste.

''Babanın aldattığı kadından çocuğu olmuş olabilir Tae.'' Dedi Jimin.

FRIENDS🦋🍀🌈Where stories live. Discover now