6.bölüm

2.5K 192 51
                                    


Oturduğu yerde sinirle Dongmin'e odaklanmıştı Tae. Dizlerini sallamaya devam ediyordu. Namjoon, karşısında oturan Tae'yi göz hapsine almış, dikkatle izliyordu onu.

Jin'in alkole dayanıklılığı yoktu. Birkaç bardaktan sonra hemen sarhoş olur; ayıldığında hatırlamayacağı hareketlerde bulunurdu. Tae bunu iyi biliyordu. Onun yanlış bir şey yapmasından endişeleniyordu.

Jin, yanında oturan çocukla koyu sohbete girişmiş; etrafında neler oluyor fark edemiyordu. Birazda kafasının güzelliği sebep oluyordu buna. Yanındakine ''Seni çok sevdim. Birkaç kere daha yapalım bunu.'' Dedi.

Kook, anlamsız gözleriyle etrafına bakıyordu. Jimin anlayamamıştı hala Hoseok'a dönüp ''Ben hala anlamadım. Yani onun hoşlandığı kişi, Jin mi?''

''Jimin, ben de algılayamıyorum ama galiba ondan hoşlanıyor.''

Kook, anlamsızca ''İyi de, nerede gördü de aşık oldu? Biz arkadaş olduğumuz halde çoğu zaman göremiyoruz birbirimizi ne zaman, hangi ara yani?'' dedi.

Yoongi sanki bir şey hatırlamışçasına ''Okulun ilk günü, ikinci dersi bekliyorduk Jin'le bahçede. Karşımızda oturuyordu. Bakışları açıkçası rahatsız etmişti beni. Sonra kalktık oradan. Ertesi gün ders bitiminde eve dönecektik, bunu gördüm ben yine ama yanımızdan geçip gitmişti. Bugünde, kütüphaneden çıkarken Jin'in üzerine dondurma bulaştırdı. O an anlamsız gelmişti ama demek ki bilerek karşımıza çıkıyormuş.'' Dedi.

Tae, dikkatini Yoongi'ye vermiş dinliyordu. Ne yani erkeklerden mi kıskanıyordu Jin'i. Namjoon onu izliyordu. Artık Tae'nin kendinden emin olmasını istiyordu. Jin'i seviyordu işte. Niye kabul etmiyordu ki bunu?

Tae, onları izlemeye daha fazla dayanamadı ve oturduğu yerden bir hışımla kalktı. Jin'i kolundan tutup ''Sen kafayı buldun, biraz hava alalım hadi.''

''Yoo, iyiyim ben kötü hissetmiyorum Tae.''

''Yok yok iyi değilsin. Sen kalk bakayım buradan.'' Dedi ve onu tutup kaldırdı. Arkalarından kalkan Dongmin'i görünce yeniden devirdi gözlerini. ''Sana kalk diyen olmadı. Otur oturduğun yerde'' dedi.

Namjoon olanları keyifle izliyordu. O da Dongmin'i tutup ''Evet sen kal, biraz da biz muhabbet edelim.'' Dedi. Tae, arkadaşına o an sarılıp teşekkür etmek istedi; biliyordu ki arkalarından gelseydi, Dongmin yarın okula mor bir gözle gidebilirdi.

Tae, Jin'i dışarıya sürükledi. Jin'in karşına geçip onun gözlerine baktı. O kadar masum görünüyordu ki. Gözleri alkol yüzünden oldukça kızarmış görünüyordu. Tae uzanıp gözlerinden öpmek istedi. Karşısında oturan, dudaklarını sarkıtmış Jin'e baktı. ''Gördün mü, sana kötü olduğunu söylemiştim.'' Dedi.

''Evet, beni iyi biliyorsun Tae.'' Jin gözlerini kapatmıştı. Dudaklarına hapsettiği kocaman nefesi serbest bıraktı. Tae cebinden telefonunu çıkardı. Gruba yazmaya karar verdi.

çetincevizler

Taetae: Gençler! Jin sarhoş, onu eve götürüyorum. Sizde geç kalmayın. O Dongmin denilen gavatı da fazla tutmayın yanınızda.

Kookie: Jin hyung kötü mü oldu?

Taetae: Yok hayır sadece sarhoş. Ben daha fazla kalırsam elimden bir kaza çıkacak.

Jimin: Benim de öyle taetae.

Kookie: Sana noldu?

Hobi: Lan yan yana oturunuyonuz. Ne diye burdan konuşuyonuz?

FRIENDS🦋🍀🌈Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon