37. bölüm

1.8K 126 52
                                    

''Ona ulaşamıyorum.'' Dedi Yoongi. Kulağındaki telefonu artık çekmiş, mutfak masasına koymuştu. Sabahtan beri Jin'e ulaşmaya çalışıyorlardı. Fakat bu çalışmalar sonuca ulaşmamıştı. Jin kayıptı hala.

''Biraz önce çalıyordu telefon ama artık sinyal yok diyor.'' Dedi Jimin. Evde sadece Hobi, Yoongi ve Jimin kalmıştı. Diğerleri dışarıya çıkmış gidebileceği yerleri arıyorlardı.

Jimin oturduğu tekli koltuktan kalktı ve merdivenlere yöneldi. Onun arkasından Hobi de ayaklanmış ve onu takip etmeye başlamıştı. Saat öğle saatlerine gelmesine rağmen, mutfakta Tae'nin hazırladığı kahvaltıdan başka hareketlilik yoktu. Dumanı üzerinde tüten krepler artık soğumuş haldeydi. Yoongi ise onlar yukarı çıktıktan sonra masaya baktı ve sıkıntılı bir nefes bıraktı. Parmakları ile burun kemiğini tuttu.

Jin'in odasına giren Jimin ve Hobi etrafta göz gezdirdiler. Hobi ilk önce Jin'in dolabına yürüdü. Dolabın kapağını açtığında, kıyafetlerinin hala yerinde olduğu gördü. Bunu görmek onda rahatlama hissi uyandırmıştı. Kısa süreliğine. Sıkıntılı bir şekilde bir nefes de o bıraktı eve. Jimin, Jin'in bozulmamış yatağına oturdu. Boş bakışları Jin'in yatağının önündeki büyük pencere ile kesişmişti. Sabah inatla parlayan güneş, şimdi kendini yavaş yavaş bulutlara bırakmıştı. Yüzünü gizliyor haldeydi.

Elini Jin'in yatağının yanında yer alan komidine uzattı Jimin. Çekmeceleri açtı. Şarj aleti hala aynı yerinde duruyordu. Onu da almamıştı Jin. ''Bizi bırakıp gitmemiştir, dimi?'' diye sordu Jimin.

Giysi dolabının önünü kendine mesken tutan Hobi arkasına dönmeden cevap verdi. ''Hayır, sadece kafa dinlemek istediğine eminim. Gelecektir.'' Dedi. Arkadaşı için güçlü durmaya çalışıyordu Hobi.

''Gitseydi; kıyafetlerini, şarj aletini alırdı dimi?'' diye sordu Jimin yeniden. Gözlerinin buğulanmış olması görüşünü engelliyordu.

''Jimin, gittiğini düşünme. Jin gelecek.'' Dedi Hobi. Sesi kendinden emin çıkıyordu.

Kapının açılma sesi ile Yoongi oturduğu masadan kalktı. Kapıya doğru yürüdü hızlı adımlarla. Gelenin Jin olmasından başka bir şey dilemiyordu. Gözleri Namjoon ve Kook'u gördüğünde küçük ir hayal kırıklığı yaşamıştı.

Kook hızlı adımlarla içeri geçerken sordu. ''Geldi mi?'' Sesindeki heyecan yüzüne vurmuş gözleri kocaman açılmıştı.

''Hayır. Siz bir şey bulabildiniz mi?'' diye sordu Yoongi. Şifonyere montunu asan Namjoon'a bakıyordu gözleri.

''Hayır, Jisoo'ya gittik. Belki görmek istemiştir büyükannesini diyerek ama kadın artık kendi evine dönmüş. Jisoo'dan adresi alıp kadının evine gittik. Orada da yoktu.'' dedi Namjoon. Salona geçmiş ve koltuğa oturmuştu. Gözlerinden akan yorgunluk kendini fazlasıyla belli ediyordu.

''Söylemediniz dimi, ortalıkta olmadığını?'' diye sordu Hobi. Merdivenlerden inmeye karar vermişti, aşağıdan duyduğu sesler ile.

''Hayır söylemedik. Jin'in öğrendiğinden haberi olsun istemedik.'' Dedi yine konuşan Namjoon.

Merdivenlerden yukarı çıkan ve Jin'in odasında bulduğu sevgilisi ile aşağıya inmeye başlamıştı. Kulağına götürdüğü telefondan gelen, bitmek tükenmeyen sinyal sesi sinirlerini bozmaya başlamıştı. Mutfağa geçti Kook. Dolaptan kendine su çıkartırken, kulağındaki telefondan bir başka numarayı tuşlamıştı.

''Tanrım, Taehyung'da açmıyor telefonunu.'' Dedi Kook. Kulağındaki telefonu çekmişti. Salona girdiğinde yanaklarını hava ile doldurup, sevgilisinin yanına oturmuştu. Kook'un stresli haline endişe eden Jimin, ona destek olmak istercesine kolunu sıvazlamıştı.

FRIENDS🦋🍀🌈Where stories live. Discover now