42.bölüm

1.7K 108 46
                                    

Gece olduğunda herkes odasına çekilmişti. Kuru soğuk hava evin içinde kendini hissettiriyor haldeydi. Bu yüzden Hobi evin derecesini arttırmıştı yatmadan önce. Tabi evdeki soğukluk hava ile doğru orantılı olsa da asıl problem farklı idi. Kızı eve göndermemişler, bir süre burada kalmasını istemişlerdi. Kız ona tahsis edilen Namjoon'un odasına geçmişti. Burada kalmak bir yandan güven verse de bir yandan korkutuyordu onu.

Namjoon odasının işgal edilmesinden dolayı salona geçmişti. Salondaki üçlü koltuğa boylu boyunca uzanmış zaten dar olan koltukta hareket etmeye çalışıyordu. Bu onun için oldukça zor görünüyordu. Uyuyamıyor, yattığı yerde sağa sola dönüp duruyordu. Aklında yaşananlar dönüyordu. Beyninin içindeki konuşan sesleri susturamıyordu.

Koltukta ayakları dışına taşmış, üzerindeki pike tam olarak üzerini örtmüş sayılmazdı. Namjoon düz konuma geçti. Kolunun birini gözlerinin üstüne koydu. Uyumak istiyordu, uyumak ve konuşanları susturmak istiyordu. Dakikalar sonrasında kendi odasının kapısının açılmasını duydu. Kafasını kaldırmadı. Dışarı çıkanın Jisoo olduğunu biliyordu. Kıpırdamadı Namjoon.

Kız parmaklarının ucunda yürüyerek salona ulaştı. Salonda hareketsiz bedeni gördü. Uyumadığını düşünüyordu. Namjoon'u zerre kadar tanıyorsa, uyumadığını biliyordu. Usulca tekli koltuğa yürüdü. Tüm itirafını yaptığı yere. Usulca oturdu. Namjoon gözleri kapalı halde kızın hareket seslerini takip ediyordu. Kızın hızlı nefes alıp verme sesleri salonu dolduran Namjoon'un sakin nefes seslerine karşı gibiydi. Kız gergince yutkundu. Namjoon bunu da duymuştu.

"Uyumadığını biliyorum ve amacım seni rahatsız etmek değil. Biraz konuşabilir miyiz?" Diye sordu kız. Sesi oldukça çekingen çıkmıştı.

Namjoon tepki vermedi. Vermeyi de düşünmüyordu. Olduğu yerde hareketsiz şekilde uzanıyorken kızın buradan ayrılmasını diliyordu. Ona oldukça kızgınken kalbini kırmak istemiyordu. Ağzından istemediği şeyler çıkabilir ve bazı şeylerin geri dönüşü olmayan bir yola girmesine sebep olabilirdi.

"Lütfen." Dedi kız bir kez daha. Namjoon'dan ufak da olsa bir tepkiyi hak ettiğini düşünüyordu.

Namjoon ne kadar istemese de kalkmak zorunda kalmıştı. Uzandığı yerden bir hışımla kalktı ve oturur pozisyona geçti. Derin bir nefes verdikten sonra konuştu. Sabrını korumak zorundaydı. "Ne konuşmak istiyorsun?" Diye sordu.

Kız onun hareketlenmesi ile küçük bir sıçrama yaşadı. Bu kadar ani tepki almayı beklemiyordu. Onunla konuşmasını beklemiyordu. Sadece onu dinlesin istiyordu. Kız dudaklarını yaladıktan sonra konuştu. "Benim burada olmamı istemiyorsun değil mi?" Diye sordu. Namjoon'un derin nefes verme sesi salonu doldururken içinde olduğu durunu tahmin edebiliyordu.

"Evet, doğru tahmin. Uyumak istiyorum çünkü. Ne söyleyeceksen söyle ve git uyu." Dedi. Sesi emir verir gibi çıkmıştı. Kız her ne kadar emir almaktan nefret etse de içinde olduğu durumdan dolayı sessiz kalmayı tercih etti. Ne diyebilirdi ki? Şuan baş kaçıracak halde değildi.

"Seni rahatsız ediyorsam, sonra da konuşabiliriz." Dedi kız. Sesi o kadar çekingen çıkmıştı ki bu Namjoon'un tekrar derin bir nefes vermesine neden olmuştu. Kızın sabrını denediğini falan düşünmeye başlamıştı.

"Beni rahatsız ettin ve devamını getir. Ne diyeceksen de. Cidden uyumak istiyorum." Dedi sesi kızın çekingen sesine karşın oldukça bıkkın çıkmıştı. Kıza karşı olan güveni öyle bir sarsılmıştı ki Namjoon nasıl toparlayacağını bilmiyordu.

"Ben, ben çok özür dilerim. Biliyorum yaptıklarımın kuru bir özürle telafisi olmayacağının farkındayım. Ben sadece bana biraz hak vermeni istiyorum. Ailenin kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Annemi kaybettiğim an çektiklerim tarif edilemez haldeydi. Başımda her ne kadar baba olmasa da bir babam var. Ve ben onu da kaybetmek istemedim. Hayatta yanlız kalmanın ne kadar acı bir şey olabileceği hakkında bazı düşüncelerim var. Ve ben, ben yanlız kalmak istemedim." Dedi kız. Gözlerinden düşen yaşları görmüyordu belki Namjoon ama hissedebiliyordu. Bu kızın sesine yansımıştı.

FRIENDS🦋🍀🌈Where stories live. Discover now