Ihlamur Ağacı

1K 58 76
                                    

Medya:Genetiği bozuk kurgumun karakterleri

İyi okumalar

Yatağımdan ne alarmın ne de annemlerin zorlamasıyla kalkmıştım. İçimdeki tarif edemediğim huzursuzluk içimi yiyip bitiriyor. Kafamdan atmaya çalıştıkça daha fazla yapışıyor gibiydi. Ne olduysa son bir hafta içinde oldu.

Üzerimdeki çarşafı fırlatıp banyoya gittim. İçimde Samet'e karşı garip bir şey var ama ben bunu bir türlü çözemiyordum. Nefret mi? Hayır. Öfke? Hayır. Daha önce yaşamadığım bir şeydi. Ayılmak hem de aklımdaki düşünceleri atmak için soğuk suyu açtım ve yüzüme çarptım.

Aynada kendime baktığımda saçım çözülmüştü ve önleri havaya kalkmıştı. Elimle düzeltip tokamla topuz yaptım. Galiba bugün ne yapacağım belli olmuştu. Geri odama dönüp tişörtlerin arasından soft renk tonlarında yandan çizgili tişörtümle  kotumu aldım ve hemen üzerimi değiştirdim.

Telefonumu cebime koyup mutfağa girdim. Annem bulaşıkları makineye çiziyordu, babamda çoktan gitmiş olmalıydı. Kahvaltı hâlâ masada kuruluydu. Kapıdan tarafta olan sandalyenin birini çektim ve oturdum. Önümdeki tabağa salamla peynir koydum, ama canım hiçbir şey yemek istemiyordu.

Annem işini bitirmiş, kollarını göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu. Elini alt dolabın kapağında asılı olan el havlusuna silip yanımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu.

"Miray neyin var annem?"

Gözlerimi çatalla oynadığım salamdan çekip anneme baktım. Ağzımdan istemsiz olarak "Hı?" diye bir nida çıktı.

"Sen hiç bu kadar durgun olmazdın annem. Sana bir şey olmuş. Anlatmak ister misin?"

Yönümü tamamen annemin olduğu tarafa çevirdim ve sağ ayağımı altıma aldım. Elimle oynuyordum bir yandama da yüzümü eğmiştim annemle göz teması kurmamak için. Kurarsam benden önce bana ne olduğunu anlardı.

"Bilmiyorum."

Masadaki eliyle çenemi tuttu ve yüzümü kaldırdı.

"Miray! Sana ne oldu kuzum?"

Annemin elinden kurtuldum ve masadan kalkacakken bileğinden tuttu.

"Bir şey var Miray ve sen bunu çok geç anlamışsın. Bir yandan vicdan azabı çekiyorsun diğer yandan kendin yanıyorsun. Duygularını saklama! Asla ama asla! Tamam mı?"

Onay beklercesine gözlerimin içine bakıyordu. Başımı tamam anlamında sallayıp mutfaktan çıktım. Her zamanki gibi annem içinde olan bitenleri benden daha önce anlamıştı benim aksime. Bu konuyu danışabileceğim bir tek melih vardı.

Melih'e mesaj atmak için telefonumu çıkardım.

Bana ayırabileceğin birkaç saatin var mı

Mesajı gönderip yavaş yavaş aşağıya indim, Oğuz'la Remzi bugün işlerinin olduklarını söylemişlerdi. Onlarında şu sıralar kafalarını bir şeyler kurcalıyor gibiydi, ne olduğunu merak etsemde onlar kendileri istedikleri zaman açıklarlardı zaten.

Elimdeki telefonun titremesi beni düşüncelerimden ayırıp  kendime getirdi, giriş katına gelmiştim.

Sen şaka yapıyorsun?
İste bir ömrümü sana ayırayım  küçük cadı
Kötü bir şey yok değil mi?

Mesajlar gülümsemem neden olmuştu,  bu çocuğu gerçekten seviyordum, iyi ki varlarımdan.

Yok sadece bir şey danışmak istiyorum.

Tatil SürpriziWhere stories live. Discover now