İntihar

1.9K 107 10
                                    

Medya: Gamze

İyi okumalar

Annemin hazırlamış olduğu masadan hayvan gibi yemiş ve masayı toplama görevinden kaçmak için odamın balkonuna gelmiştik. Bugün olanlar gözümün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı ve kalbim sıkışmaya başladı. Samet'i bu durum da tek başına bırakamazdık, tüm bu olanlara rağmen. Her ne olursa olsun insan hayatından birini kaybedince çok kötü bir çakılış yaşıyor, hele ki hayatında önemli bir yeri varsa o zaman yıkılıyordu.

Konuyu daha bizimkilerin bilmediğine emindim , onlar da her ne kadar Samet'ti sevmeseler de böyle bir durum da yaşadığımız her şeyi silerlerdi. Konuya nasıl gireceğimi tam kestiremiyordum. Konuşmak için ağzımı açtım ama kelimeler bir anda zihnimden silinmiş gibi hissettiğim için hemen ağzımı kapattım. Omzum da bir ağırlık hissetmemle gözlerimle kim diye bakmak için ilk önce soluma ondan sonra sağıma baktım, Oğuz'du.

Beni cesaretlendirmek istercesine omzumu sıktı. Samimi ve içten bir ses tonuyla "Hadi çıkar ağzında ki baklayı,"dedi.

Daha fazla uzatmaya gerek yoktu, en iyisi uzatmadan direk söylemekti.

"Samet'in babası şehit olmuş."

İkisi de duydukları şeyle bir transa girmişler gibi oldukları yerde ağızları açık şekilde dondular. Fazla mı direk olmuştu bu da? Galiba ama uzatırsam ben söyleyemezdim büyük ihtimalle. İlk transtan çıkan Oğuz oldu. Yüzünde ki hüzün şaşırmışlık bir arada bulunuyordu.

Oğuz'dan birkaç dakika sonra aynı tepkiyle Remzi transtan çıktı.

Öfke ve şaşırmışlıkla " Oğlum çocuğun bizimle yaşadıkları üzerine bir de bu çok fena yıkılmıştır. Bizim hemen özür dilememiz ve onların yanında olmamız gerekiyor. Kalkın hemen onların yanına gidiyoruz." dedi Remzi.

Öfkesi bizeydi haklı olarak Samet'e o kadar şey yapmıştık bir de bu. Kelimenin tam anlamıyla berbat ötesi bir durum. Hepimiz aynı anda sandalyelerimizi itmemizden dolayı ortaya ürkütücü bir ses çıkmıştı, tüylerim diken diken olmuştu. Meltem, biz Gamze'ye ne kadar arkadaşsak Meltem de bizim kadar arkadaşıydı hatta bizden daha samimilerdi. Yatağımın üzerine attığım telefonumu aldım ve tuş kilidini açıp Meltem'in numarasını buldum, ara tuşun bastım. Telefonun birkaç kez çalmasından sonra Meltem'in sesini duydum.

Efendim Miray, bir şey mi oldu?

Meltem'e bunu söyleyecek gücü bulamıyordum.

Gamze'lere gidiyoruz da sen de gelmek ister misin diye sormak için aramıştım.

Sevinçli bir ses tonuyla "Tabi ki gelirim," deyip telefonu kapattı.

Kapı tarafına döndüğüm de Oğuz'un bana baktığını gördüm. Boş ver anlamında elini havada salladım. Remzi bizi beklemeyip çoktan salona gitmişti. bu sefer ben konuşamazdım, çünkü boğazımda ki yumru giderek büyümeye başlamıştı. Hani içinizde paramparça bir yer vardır ama zaman geçtikçe oranın varlığına alışırsınız ve acı verir ama artık hissetmezsiniz ya, ondan sonra bir olay olur ve o paramparça yer kendini belli eder ve çok daha fazla acı çekmenizi sağlar. İşte durumum aynen böyle. Remzi konuşmak için boğazını temizlemek adına öksürdü ve herkesin dikkatini kendi üzerine çekti.

"Şey biz Samet'ten özür dilemek için Mahmut Abi'nin evine gideceğiz, merak etmeyin telefonumuzu açık tutarız."

Annem rahatsızca yerinde kıpırdandı ve söze girdi.

"O kadar yaşanandan sonra , şimdi mi özür dilemek aklınıza geldi?"

Babam annemi sakinleştirmek için omzuna elini koydu ve sakince "Hatalarından ne zaman dönerlerse kardır aşkım," dedi ve kendine biraz daha çekti, diğerleri de babamı onaylamak için kafalarını salladılar. Annem çoğunluğa karşı çıkamayacağını anladığı için "Ne yaparsanız yapın ama olay çıkarıp bu eve gelmeyin, içeri almam," deyip babama dayandı.

Tatil SürpriziWhere stories live. Discover now