Doğum Günü ▪Part 1▪

1.9K 126 23
                                    

İyi okumalar

Doğum günü

"Miray!"

Annemin sesiyle kafama pikeyi daha fazla çektim,ama fayda etmeyeceğini biliyordum. Sadece 5 dakika daha uyumak istiyordum. Gece geç saatlere kadar Samet'le doğum günü hakkında tartışmıştık en sonunda gözlerim ağrıdığı için suratına kapatıp uyumuştum. Kapının açılma sesiyle kafamdaki pikenin çekilmesi bir oldu, pikenin çekilmesinden dolayı kendimi çıplak hissettiğim için kollarımı vücuduma doladım.

"Anne ya zaten 2 gündür şu doğum günü yüzünden uykusuz kalıyorum, bugün bari birkaç dakika daha uyuyayım."

Yavru ördek bakışlarımı anneme gönderdim ama pek bir işe yaramadı. Annemin odadan çıkmasıyla yatağımda biraz ayaklarımı vurduktan sonra lavaboya doğru zorunlu bir kalkış yaptım.

Kapıyı açıp karşımdaki aynada ki halime baktım, bir de ne göreyim göz altlarım mosmor ve içine çökmüştü. Görünümü umursamayıp klozete oturup işlerimi hallettim ve elimi yüzümü yıkadım, saçımıda çözüp  parmaklarımı tarak görevinde kullanıp tekrardan bağladım.

"Miray hadi kahvaltıya."

Babamın sesini duymayı beklemediğim için öylece bir iki dakika olduğum yerde boş boş etrafa bakındım. Bugün günlerden ne?

Çarşamba. E babamın bugün işi var, neden burada o zaman? Mutfağa doğru yavaş adımlarla gitmeye başladım. Mutfak kapısına vardığımda annemle babam kapıya bakıyorlardı, nereye baktıklarını merak ettiğim için bende onların baktığı yine baktım. Meğersem bana bakıyorlarmış, bu uykusuzluk bana hiç yaramadı.

Masaya zorla oturduğumda önümde gördüğüm kreple canlandım. Krepten bir tanesini alıp tabağıma koydum ve üzerine kaşık  kaşık nutella sürdüm. Dürüm yapıp yemeye başladım, annemle babama baktığımda onların da çoktan yemeye başladığını gördüm.

Ağzımdaki lokmayı önemsemeyip babama döndüm.

"Baba senin bugün işin yok mu?"

Ağzımdaki lokmadan dolayı dediklerim tam anlaşılmadığı için ağzımdaki lokmayı bitirip tekrardan soruyu sordum.

"Remzi'nin doğum günü için gitmedim de siz partiyi akşam yapıyormuşsunuz, bende ailemle düzgün bir kahvaltı yapayım dedim."

Önümdeki nutellalı kreple ilgilendiğim için babamı dinlediğim pek söylenemezdi, dinlediğimi sanması için kafamı aşağı yukarı salladım ve krep boğazıma çizildiği için önümde duran portakal suyundan koca bir yudum aldım.

Her tarafımın nutella olduğuna kaanat getirdikten sonra masadan kalkıp lavaboya gittim. Son kez hazırlıkları kontrol için kafaye Samet'in yanına gidecektim.

Yüzündeki nutellayı temizleyip dişimi fırçaladım ve odama doğru giderken apartmanda "Miray ve Oğuz" isimleri yankılandı. Remzi'nin sesiydi, acaba bu sefer ne bok yemiştik? Kapıyı alacaklı gibi çalındığına göre baya sinirlenmiş olması.

Kapıya doğru ürkek adımlar attım, zaten kapıyla lavabonun arası bir iki adım olduğundan pek fazla kurtuluş şansım yoktu. Ağır çekimde kapıyı açmamla yüzüme bir şey çarptı. Yere düştüğünde kargo poşetinin içinde hediye paketini gördüm.

"Hediyede beğendiremiyoruz beyefendiye." deyip yere attığı kargo poşetini aldım, içinde ki hediye paketini açmamla pahalı bir markanın açık gri renkte tişörtünü gördüm. Bu mal bunu neden beğenmedi şimdi? Oysaki çok güzelde bir tişört, o giymezse ben giyerim.

"Lan hediyenin parasını ben ödedim, neyin hediyesinden bahsediyorsun? Bir de en pahalı  tişörtü sipariş etmişsiniz, 170 lira ne anasını satayım? Ben o parayla kendime tekrardan gardırop hazırlardım"

Tatil SürpriziTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang