Tae ise onu kafasıyla onaylamıştı. Bu işin bu kadar kolay çözülmesine bir yandan şaşırırken bir yandan da seviniyordu. Ama hala aklında adamın ağzından tek bir bilgi dahi alamadığı gerçeği yatıyordu.

Form doldurma işi bitince, hafif eğilerek selam verdi Tae ve odanın kapısını açıp bodrum kattan zemin kata uzanan merdivenlere yöneldi. Karşısında gördüğü iki arkadaşı hemen yanına gelmişlerdi bile. Soru sormuyorlar, endişeli gözlerle ona bakıyorlardı.

Taehyung derin bir nefes bıraktıktan sonra konuştu. "Bir tutanağım oldu. Polise bildirmeyecekler." Dedi. Baş ve işaret parmağı ile burun kemiğini sıkıyordu.

"Şükür. Jimin aradı bir şey söylemedik evdekilere, eve gidince konuşuruz diye." Dedi Hobi. Arkadaşının koluna girmiş ve onu dışarıya doğru yönlendirmişti.

--

"Ne demek takip ediliyordunuz?" Diye sordu Jin. Yine masanın etrafında toplatılmış, yemekler yenilmiş ve toplandı ciddiyetine bürünülmüştü.

"Evet. Ben fark ettim. Adam diğerinden farklı biriydi." Dedi Kook. Kolunu masada bulunan soda şişesine uzatmıştı. Akşam Jin'in yaptığı yemeği fazla kaçırmış ve hazımsızlık yaşamaya başlamıştı.

"Ne yaptınız peki?" Diye sordu Yoongi. Gözleri Jin ile Joon arasında mekik dokuyordu. Konuşurken endişeleniyor dün akşamki manzaranın tekrarlanmasını istemiyordu.

"Beni takip ettiğine emin olduktan sonra onunla konuşmaya çalıştım." Dedi Taehyung. Elini Jin'in masada bulunan kolunun üzerine koymuş, narin narin okşuyordu.

"Burnunu kırdı." Dedi Hobi. Sevgilisinin omzuna başını koymuş haldeydi. Bugün yaşadığı atraksiyon ona fazla gelmişti. Gözlerinin önünden Tae'nin savurduğu ardı arkası kesilmeyen yumrukları gitmek bilmiyordu. Adamı altına almış, tek dizi üzerine çökmüş, üç güvenlik görevlisi onu ağarıncaya kadar durmamıştı. Yanına yaklaşmaya çalışan arkadaşlarını sert sesi ile uyarmıştı.

"Ne!? Neden böyle bir şey yaptın?" Diye sordu Jin. Adamın burnunun kırılmış olması onu rahatsız etmişti. Sanki birkaç öncesi güne kadar kendi budaklanmamış gibi sinirli çıkmıştı sesi.

"Sorun burada benim adamın burnunu kırmış olmam mı?" Diye sordu Tae. Elinin altından kaybolan kol, birbirine kavuşmuş haldeydi.

"Sen de yaralanabilirdin Tae." Dedi Namjoon. Kendini daha iyi hissediyor durumdaydı. Böyle bir anda kendisine destek olan tek arkadaşını yanlız bırakamazdı. Bunun bilinceydi.

"Evet bunu göze alarak girdim bu işe. Adam dikmiş gözlerini karşımda oturuyorken ben de elimi kolumu bağlayıp oturamazdım." Dedi Tae. Yaptığının tehlikeli olduğunun farkındaydı.

"Peki bir şey öğrenebildiniz mi?" Diye sordu Yoongi. Gözleri yeniden Namjoon ile buluşmuş, durum değerlendirmesi yapar gibi bakıyorlardı birbirlerine. Bu durum yine Taehyung'un dikkatini çekmiş olacak ki tek kaşını kaldırmış, ikiliye bakıyordu.

"Hayır. Adam ağzını dahi açmadı. Piyon oldukları o kadar belli ki." Dedi Kook. Yine soda şişesinden bir yudum almıştı ağzına.

"Aynen. Karşılık bile vermedi. Zaten Taehyung'un ilk darbesi ile yere düştü. Ona vururken sadece yüzünü kapattı. Ağzından acı bağırmaları dışında bir şey duyulmadı. Zaten çok geçmedi, sesleri duyan görevliler başımıza toplandılar. Adamı Tae'den ayırıp, götürdüler. Sonrasından haberimiz yok." Dedi Hobi. Sakin tavrı sevgilisini ürkütüyordu.

"Ben odama çıkıyorum." Dedi Jin. Sesinin bu kadar tavırlı çıktığı daha öncesinde görülmüş şey değildi. Masadan destek alarak ayağa kalktı Jin. Merdivenlere yöneldiğinde arkasında şaşkın gözlerle bakan arkadaşları dışında endişeli gözlerle onu izleyen Tae'yi bırakmıştı.

FRIENDS🦋🍀🌈Where stories live. Discover now