Küçük Prens

Beginne am Anfang
                                    

"Oğuz çabuk buradan git!"

Hüzünlü bir kabullenişle "Duydun değil mi?" diye sordum.

"Duydum her kelimesini sindire sindire duydum. Daha dün benim elimde büyüyen çocuk beni beğenmiyor. Okulda görüşürüz Oğuz." Sinsi sinsi gümleye başladı. Okul karnem şimdiden gözümün önünde belirdi, Perihan Yengeye yalvararak hocalara az çok bir notumu düzelttiriyordum, şimdi iyice battım desene.

"Daha fazla sıçıp sıvamayı mı bekliyorsun yoksa terlikle seni kovalamamı mı?"

Gözlerimi büyütüp gerçek mi diye baktığımda şen bir kahkaha attı. Derin bir nefes verdim, az önce yaşadıklarımdan sonra bir daha Perihoş'a bulaşmamayı düşünüyorum, ne olsa hayatım onun ellerinde.

"Oldu Perihan Yengeciğim ben bizimkilerin yanına gideyim, istersen pastayı şimdiden temizlemeye başlayabilirim?"

"Geç hadi geç yarın ben kuru temizlemeye gönderirim ama arife günü temizlikte benimlesiniz."

Elimi karnıma koyup hafifçe eğildim, "Tek istediğin bu olsun Perihoş Yengem." Öpücük atıp Miray'ın odasına doğru yardırdım. Seslerini duymamla haklı olmanın verdiği zevkle yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti. Ben mallarımı biliyorum demiştim size. Ne konuştuklarını duymak için kulağımı kapıya dayadım, tam sesleri net duyulmasa da bir şeyler duydum.

"Sen ağzını açmayacaksın. Çünkü sözcükler ,yanlış anlama kaynağıdır."

Ben bu sözü nerden hatırlıyorum ya? Elim istemsiz olarak çeneme kaydı, bu huyumu sevmesem de artık bende refleks oldu. Dur hatırladım lan. Küçük prens. Bizimkinler ben yokken küçük prens mi okuyor? Yakarım lan ben burayı, o hikaye bensiz asla okunamaz. İçimdeki Tatar Ramazan'ı çıkartmayın.

Kapıyı açmamla karşımda Miray'ın dizinde yatan Remzi'yle karşılaştım, lan kızın bacağı kırık . Tamam normal bir manzara ama ne biliyim şu an üç çocukla sokağa bırakılmış gibi hissediyorum.

Küçük Emrah bakışlarımı yerleştirip önce yufka yürekli Miray'a sonra kenafir gözlü Remzi'ye baktım, burnumu çektim.

"Kemalim yapmaz diyen Mesude'nin Kemal'in yediği bokları öğrendiği zaman ki yıkıklığı var üzerimde."

Miray'ın gülmesiyle sinirim bozuldu.

"Ben burada trip atıyorum ama birileri beni önemsemiyor birde üzerine gülüyor, peki Miray bir daha gelmem buraya, siz Remzi'yle mutlu arkadaşlığınıza devam edin. Ben de sizi düşünüp pasta getirmiştim ama siz benim pastalarımı hiç hak etmemişsiniz."

Miray elindeki kitabı komodinin üstüne koyup hala dizinde yatan , beni silkemeyen, Remzi'yi ittirip ayağa kalkmak için kol değneğini aldı. "Oğuzcuğum canım benim, minnoşum,"

"Minnoşum ne anasını satayım? Ben kedi miyim?"

Kim bana minnoşum dese bu tepkiyi veriyorum, artık alışkanlık oldu başka bir cümleyle cevap veremiyorum.

"Her seferinde neden aynı tepki Oğuz bir anlatsana?"

"Ne biliyim ben, pis insan ben sana trip atıyordum konuyu neden dağıtıyorsun?"

Şaşırmış gibi yaparak "Aa ben hiç öyle bir şey yapar mıyım?"

"Tabi ki de yaparsın."

"Doğru, Remzi istedi diye okudum , yoksa benim aklımda bile yoktu."

Remzi kendi isminin geçmesiyle az önceden beri sanki burada yokmuşuz da az önce gelmişiz gibi bir tepki verdi.

"At suçu bana zaten günah keçisi hep Remzi zaten."

Tatil SürpriziWo Geschichten leben. Entdecke jetzt