(👣10💕) Tek Şüpheli...

Začít od začátku
                                    

-Dünya güzeli muhabbetini unutmama ne mümkün!? Ayrıca sen gamzenden hoşlanmıyor musun!! Bu arada gözlük yakışmış :)

-Hoşlanıyorum veya hoşlanmıyorum.. Gözlük yakışıyor veya yakışmıyor bunlar seni zerre ilgilendirmez...

Deyip kahveleri kupalara doldurmaya başladım.. Beni izleyip beni sinir etmeye devam etti:

-o zaman gamzene dokunulmasını sevmiyorsun!?
Içimden ya sabır çekip :

-bundan da sanane!! Ya daha bugüne kadar gamzem olduğunu bile bilmiyordun sen.. Sırf rahatsız oluyorum diye gelmiş gamzemi konuşuyorsun... Beni gıcık etmek için yapıyorsun.. Ve başarıyorsun..
Deyip kahve döktüğü yeri temizledim.
Oda tezgaha yaklaşıp, Kupaların olduğu tepsiyi alıp ilerlerken:

-yanılıyorsun KaÇıK!! Seninle ilk karşılaştığımız zamandan beri sol yanağında bir gamzen olduğunu biliyorum.. O kadar çok gülüyorsun ki.. Saklamaya çalışsan bile bunu beceremiyorsun.. Sana tavsiyem! Her yerde gülme!! Eminim sende biliyorsun ki gamzeli insanlar daima dikkat çeker.. Bunu istemediğimize göre tavsiyeme kulak ver derim.. Bu arada İLK defa gamzeli olmasına rağmen tatlı olmayan birini görüyorum.. Normalde insanlar gamzeli diye tatlı olurlar ama senin için aynısını söylüyemiycem .. Ama bak gözlük kullandığını yeni öğrendim..

Deyip mutfaktan elindeki tepsiyle çıktı..
Bense neye uğradığımı şaşırdım.. Önce bana gamzemi ilk zamandan beri farkettiğini söyledi sonra heryerde gülme dedi... Bir de dikkat çekmeni İSTEMEYİZ dedi.. Ben daha bunları algilayamadan.. Gamzon olmasono roğmon totlo oldogono soyloyomocom dedi yaa.. Resmen bunu dedii.. Tamam belki kelimeleri değiştirmiş olabilirim ama.. Söylediği bununla ayni... Yaaaaa!!!! Ben bunu o bir kupa kahveyle boğarım.. Hayır gözlüğümden, gamzemden, tatlılığımdan SA -NA -NE !
Pis
uyuz
ego
misbetli
meymenetsiz
narsisit
ukala
Heyvan
Gıcık
Ihhhhhhhhh suratsız kendini bir halt sanan kurbağa... Seni varya...

Söylene söylene kahve dökülen yeri temizlemeyi bitirdim.. Ona söylediklerimle -her ne kadar duymamış olsa bile- içimi biraz da olsa rahatladı... Daha sonra ellerimi yıkayıp lokum ve çikolatanın olduğu tespiyide ben elime aldım.. Salona doğru tepsiyle yürüdüm.. Bu tepsiyi Onun üzerine boşaltmayı çok isterdim... Ama ortam müsait değil.. Kendime hakim olup tepsiyi sehpanın üzerine bıraktım.. Emiray:

-Simay! Sen en son odana kapanmamışmıydın! Tabi gördün Ayaz'ın kahve yaptığını içeyim dedin haklısın!! Ona inanamaz bir şekilde :

-Neee!! Bu meymenetsiz şahıs mı kahveyi yapmış.. Bende içmek için gelmişim.. Pabucumun dili.. Kim uydurdu bunu??

-Şakaydı sadece niye bu kadar ciddiye aldın ki?
Dedi Emiray. Ona kaşlarımı çatarak

-Şakaymış şakası bile berbat!! Şimdi beni size yaptığım bu kahveler için pişman ettirtmeyin... Kendime yaptığımdan size de yapayım dedim.
Fırat :

-Ellerine sağlık kuzen.. Diyerek kahvesini yudumladı.. Onun ardından abim:

-AYsima abicim bazen gözüme giriyorsun deyince Anıl :

-o zaman önünü nasıl görüyorsun..? Malum Aysi 1.68 boyunda zor olmuyor mu o gözündeyken önünü görmek.. Deyip kahkahalarla güldü..

Söylediğini abim algıladığında bana:
-Eserine bak kardeşim.. Memnun musun? Deyince kendimden emin bir şekilde:

-Çook..
deyip güldük. O sırada zilin çalmasıyla kapıya gittim. Kapıyı açınca bana üç sinirli bakan göz gördüm..bir dakika üç değil altı.. :) espriye gel.. Herneyse Selin elleri belinde.. Dicle kolunu kapıya yaslamış.. Derin de tek kası havada bir eli çenesinde bana bakıyorlar.. Ben bu hallerine gülerken onlara:

KUŞKU VE TUTKUKde žijí příběhy. Začni objevovat