26. BÖLÜM: "İHTİYAÇ"

13.3K 974 52
                                    

selam

şey eğer zahmet olmayacaksa oy verir misiniz yav bölümü yüz kişi okuyor üç kişi oy veriyor resmen 💔

efrez deserves better bence 💔

*

ıslak kumaş parçasından kurtulup hızlıca yeni bir iç çamaşırı ve eşofman giydim. kendimi yatağa attığımda daha rahat hissediyordum. en azından ağlamak için daha iyi bir mekandı.

en azından kendimleydim.

hiç kimseye hiçbir şey ispatlamak zorunda değildim, kendim hariç. efla'ya karşı hissettiğimi sandığım koca koca duyguların altında ezilip kalırken bunun minnetle ya da güven duygusuyla kısıtlı olması mümkün değildi ama yine de denemem gerekiyordu.

bu kadar ağır geleceğini düşünmemiştim. beni bu kadar sarsacağını, canımı acıtacağını ön görememiştim. tahminlerim arasında efla'nın böyle kötü şeyler yaşadığı yoktu zaten. sadece annesinin gidişinden bahseder sanmıştım.

yatakta iyice büzüşüp kendi kendime ispatladığım gerçeğin ve efla'nın geçmişindeki kırıkların altında ezilirken çaresizce ağladım.

artık biliyordum işte, emindim kalbimin başka birinin göğüs kafesinde attığından.

kulağımda bir şey hissettiğimde içim geçmek üzereydi. yavaşça başımı çevirip bana şefkatle gülümseyen güzel surata baktım. kulağıma taktığı kulaklığın diğer eşi ondaydı.

telefonunun ekranına dokunduğu an tanıdık bir melodi kulaklarıma doldu.

bu extreme'in bir şarkısıydı.

*medyayı açınız*

efla saçlarımı okşamaya başladığında istemsizce gözlerimi kapattım. şarkının sözleri ruhuma ulaşırken dolan gözlerimi durdurmanın bir yolunu aradım.

(şarkının türkçe çevirisi)

Sözcüklerden Öte
Seni seviyorum demek
Senden duymak istediğim
Sözcükler değil
Bu değil senden istediğim
Keşke bilsen de söylemesen
Bana nasıl hissettiğini gösterebilsen
Ne kolay olurdu
Sözcüklerden öte
Tüm yapman gereken
Onu gerçek kılmak
Beni sevdiğini söylemesen de olur
Çünkü bilmiş olurdum
Eğer kalbim ikiye parçalanmışsa
Ne yapardın
Sözcüklerden öte
Ne hissettiğini göster ki
Aşkın benim için gerçek olsun
Eğer bu sözcükleri alıp gitsem
Ne derdin
Sadece beni sevdiğini söyleyerek
Herşeyi yeni baştan yapamazdın
Şimdi seninle konuşmaya
Ve anlamana çalışıyorum
Tüm yapacağın gözlerini kapamak
Ve ellerini uzatıp bana dokunmak
Sıkıca tut beni
Ve asla gitmeme izin verme
Sözcüklerden öte
Tüm ihtiyacım olan göstermen
Beni sevdiğini söylemesen de olur
Çünkü bilmiş olurdum

gözümden akan bir damla yaş yanağımı ıslattığında içimden kendime sağlam bir küfür savurdum. ağlamamam gerekiyordu. şimdi olmazdı. efla eğilip şakağıma yoğun bir öpücük bıraktı ve geri çekilmedi.

"seni okuyabiliyorum erez." diye fısıldadı yavaşça.

"efla ben..."

"hiçbir şey ispatlamak zorunda değilsin, kendine bile."

"ama bilmem gerekiyordu." dedim gözlerinin içine bakmak için tüm cesaretimi toplarken.

"öğrendin mi şimdi?"

"evet."

"pekala o zaman tıpkı benim yaptığım gibi geçmişimi arkanda bırak tamam mı? benim yüzümden üzülmene dayanamıyorum küçük."

içimde biriken histeriyi ve duygu fazlalığını daha fazla kaldıramayıp ona doğru uzandım ve dudaklarımızı birleştirdim sertçe. efla'nın inlemesi dudaklarımın arasında kısık bir homurtuya dönüşürken üstüne tırmandım.

ona karşı hissettiğim şey korlanmış bir ateşten farksızdı şimdi. sanki en yakınında olmanın bir yolunu bulamazsam ölecekmişim kadar büyümüştü yangınım.

efla'ya aşıktım. artık bunun şüphe edilecek ya da ispatlanacak bir tarafı kalmamıştı. bunun karşılıklı olduğuna kesin gözle bakamıyordum hala ama umurumda da değildi zaten. sadece yamacımda olmasını istiyordum. sadece onu görebilmek bile benim için ne kadar büyük bir şeydi... yeni fark ediyordum.

çıplak gövdelerimizi birbirlerine sürttüğümde efla kulaklığı çıkarıp telefonla birlikte kenara fırlattı. ardından ıslak saçlarını geriye doğru ittirip nefes almak için duraksadı.

yüzlerimiz hala çok yakınken ve ben şimdi güzel yüzünü izleyebiliyorken zaman donmuştu sanki. efla eşofmanımı çekiştirene kadar dünyadan soyutlanmış hissettim.

eliyle verdiği talimat üzerine hızlıca eşofmanımı çıkardım. bu sırada o da kendininkinden kurtulmuştu. iç çamaşırımı da çıkarmaya koyulduğumda bilincimin beni tamamen terk ettiğini gayet iyi biliyordum.

efla da tamamen çıplak kaldığında hala üstüme geçmek için bir atakta bulunmamıştı. tam tersine yatakta biraz dikilip sırtını yatak başlığına yasladı ve belime sarılarak bedenimi yavaşça havaya kaldırdı.

beni ince ve uzun parmaklarıyla genişletirken ya da kulağıma güzel şeyler fısıldarken tamamen uğultudan ibaretti. duyduğu hiçbir şeyi beynime iletemeyen kulaklarıma lanetler okudum.

beni kendine doğru kaydırırken başını geriye doğru atıp gözlerini kapattı. bu hayatım boyunca gördüğüm en güzel manzaraydı. omuzlarına tutunup derin nefesler aldım.

içimi tamamen doldurduğunda buna alışmak için kendime zaman tanıdım. dudaklarımın arasından süzülen inlemeler efla'nın omzuna çarpıyordu.

boynuna sıkıca sarılıp hareket etmeye başladığımda aynı anda inledik. efla kalçamı sertçe kavrayıp biraz daha sert hareket etmemi sağladı. ağlamak istiyordum. zevkten sarhoş olmuştum ve hayatımın sonuna kadar her gün bu anı bu kişiyle yaşamaktan başka yolum yokmuş gibi susamıştım.

hareketlerim daha da sertleştiğinde efla yavaşça aferin diye fısıldadı ve buna karşılık ağlamak üzereymişçesine bir inilti bıraktım sarsılan dudaklarımın arasından.

karnına sürten kasıklarımı yavaşça eline alıp okşamaya başladığında saçlarını çekiştirdim ve son kozumu oynayarak belimi geriye doğru yaslayıp en derinlerimi doldurmasını sağlarken bin parçaya bölündüm.

en son duyduğum şey belli belirsiz bir kapı tık tıkıydı. ve efla'nın nicholas'ı profesyonelce geri çevirişi.

"erez uyuyakaldı yanından ayrılmak istemiyorum nick. biz sonra yeriz."

yemeğe ihtiyacımız var mıydı ki? o an efla'dan başka hiçbir şeye ihtiyacım yokmuş gibi hissediyordum.

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin