18. BÖLÜM: "UTANGAÇ"

17.1K 1.1K 183
                                    

akşam arka bahçenin nasıl göründüğünü hiç bilmiyordum çünkü bu tarafa nereden geçildiğini bile bilmiyordum daha önce. boş vakitlerinde kitap okuyan, kitap okuyan ve kitap okuyan biri olarak mıntıka keşfine çıkmamam normaldi bence.

aiden bacaklarını karnına doğru çekmiş ve kollarıyla bacaklarını sarmış bir şekilde güzel gölü izlerken nicholas da onu izliyordu. dolunay tüm asilliği ve parlaklığıyla göle doğal bir ışıklandırma yapmıştı. efla hareket ettikçe kolları kollarıma sürtecek kadar yakınımda oturmuş sigarasını içiyordu.

güzel bir akşamdı. hatta bu okula geldiğimden beri en huzurlu hissettiğim anlardan biri olabilirdi. başımı efla'nın geniş omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım ve etrafı dinledim. çekirge sesleri ve gölün hafif akşam rüzgarı sayesinde hareketlenen suyunun sesi birbirine karışmıştı.

efla yüzünü saçlarımın arasına gömüp kokladı biraz. sonra yavaşça öptü. yüzüme aptal bir sırıtış oturtup yüzünü saçlarımdan çekmemesi için dua ettim.

aiden üşüdüğünü belirttiğinde nicholas ona yatağına kadar eşlik edeceğini söyledi ve yanımızdan ayrıldılar.

efla kolunu belime sarıp beni iyice kendine yasladı ve ceketinin fermuarını açıp beni de içine aldı.

"o kadar zayıfsın ki şu anda bile fermuarımı kapatabilirim." dedi tatsız bir ses tonuyla.

"abartma efla, o kadar da değil."

"deneyelim o zaman."

beni kucağına çekip bedenimi göğsüne bastırdı ve fermuarını kapattı. rahatça sığmıştık ikimizde. dudaklarımı büzüp başımı sağa doğru çevirdim. yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan emindim. aptalca ama utanmıştım işte. gerçi neden utandığıma anlam veremiyordum. metabolizmamız hızlıysa ne yapalım yani?

eğilip alnımdan öptüğünde ürperdim. istemsizce başımı yukarı doğru kaldırdım ve gözlerinin içine baktım.

bu kadar yakınlık kalbimi yakıyordu.

"tamam haklı çıktın. şimdi bırak beni."

"bırakamam." dedi dudakları yukarı doğru kıvrılırken. gülüşünün kenarından öpmek istedim o an. bunu yapmak yerine başımı tam çenesinin altına, boynuyla göğsünün arasındaki kısma yatırıp iyice sokuldum. o kadar sıcaktı ki soğuk akşam rüzgarından ona sığınmak tüm hücrelerimi canlandırmıştı sanki.

efla çenesini saçlarıma sürtüp oturdu öylece. içinde bulunduğum utanç geçmiş, yakınlığımızın tadını çıkarmaya başlamıştım. o da aynı şeyi yapıyor olabilir miydi acaba? bu yakınlık benim kadar mutlu ediyor muydu onu da?

"hafta sonu eve gitmeyeceğiz." dedi birdenbire. başımı ikinci kez kaldırıp yüzüne baktım.

"neden?" diye sordum endişeden uzak bir ses tonuyla.

"babamı görmek istemiyorum bir süre. nick'in ailesinin bir dağ evi var güney de. birlikte oraya gitmeyi planlamıştık. o da aiden'a soracaktı."

"dördümüz mü yani?" diye sordum alnımı çenesine yaslayıp.

"evet dördümüz."

"harika."

"sana balık tutmak konusundaki özel yeteneğimi de göstermiş olacağım böylece."

"ben de pişirmek konusundaki yeteneklerimi gösterebilirim."

"hım, sanırım bu fikri sevdim."

"ben de." dedim. sesim fısıltıdan farksız bir seviye de çıkmıştı.

"başka neyi sevdim biliyor musun erez?" diye sorduğunda yeniden yüzüne baktım.

"neyi?"

"ilk gün nicholas'ın evde işleri var ve aiden'ı da cumartesi alıp getireceğini söyledi. yani cuma günü orada baş başa olacağız."

nefesim kesildi. doğrudan gözlerinin içine bakarken içimde biriken heyecanı ve stresi ona yansıtmamak için üstün bir çaba sarf etmek zorunda kalmıştım.

konuşamıyordum. nefes bile alamazken nasıl konuşabilirdim ki? başımı eğip boynuna sokuldum yeniden. göz kontağımızı kesmek az da olsa rahatlamama neden olmuştu. tam adem elmasının üzerinden öpüp derince bir nefes verdim tenine doğru.

"belki bana balık tutmayı öğretebilirsin?"

bunu gerçekten söylemiş miydim? kafamı yerden yere vurarak kendimi yok etmek istiyordum. daha az saçma bir cümle bulamamış mıydım gerçekten?

efla derin bir nefes alıp güldü.

"belki de balıklar yerine seni tutarım sadece."

bu harika olur efla. beni tut ve bırakma. tüm gün ve tüm gece kollarının arasından ayırma.

"hım, sanırım bu fikri sevdim." dedim onu taklit ederek. efla geceyi aydınlatacak kadar güzel bir kahkaha attı.

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin