16. BÖLÜM: "SARHOŞ"

17.5K 1.2K 236
                                    

eve geldiğimiz günün akşamı efla babasıyla kavga etti. ama hiçbir şey duyamadım çünkü tunahan beni yangın merdiveninden alıp kendi evine çıkardı.

ertesi sabah efla'nın bağrışlarıyla uyandığımda yatağımın ortasına oturup kulak kabarttım.

"baba anlamıyorsun. rahat bırakmazlar diyorum, benim yüzümden çocuğun başı yanacak diyorum sana. bu insanlar senin bildiğin gibi değiller adam geçen sene kaç kişinin bileklerini doğrayıp intihar etmiş süsü verdi biliyor musun? hem erez asker olmasın zaten görmüyor musun küçücük çocuk eğitimler de ağır geliyor. yine burada kendi bölümüne devam edip edebiyat okusun. illa asker olsun diyorsan da bradforddaki üsse gönderelim onu? ya da iskoçya'ya? o okula dönemez baba anla lütfen olmaz."

"başına belayı açan sensin o yüzden kardeşini korumakta senin görevin efla. peki sen onu bu okula aldırmak için ne kadar para döktüğümü anlıyor musun? öyle iki üç çocuktan korktunuz diye okul değişikliği falan istiyorsan zaten sen de asker olma. bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum oğlum. gerekirse ben hocalarınızla konuşurum gerekeni yaparlar. erez devam edecek dedim işte o kadar. ikiniz de belirli bir rütbeye gelene kadar bırakmayacaksınız o okulu. daha fazla ısrar etme başımı şişirdin dünden beri."

"sana daha önce ne kadar anlayışsız bir insan olduğunu söyleyen oldu mu baba? annem de bu yüzden gitti, senin düz kontak, anlayışsız, nazi beynin yüzünde..."

bir ses duydum. bir şak sesi. yatağımın ortasında büzüşüp bu sesin efla'nın yanağından çıkmış olmaması için dua ettim.

sonra dış kapının gürültülü sesi duyuldu. ev ölüm sessizliğine büründü.

saatler geçti. yatağımdan çıkmak istemiyordum. içinde bulunduğum durum yüzünden korkuyordum. efla burada olsaydı korkmazdım ama değildi.

her şey benim yüzümden olmuştu. keşke annemi reddetip hiç kalkışmasaydım buraya taşınmaya. benim yüzümden efla da benim kadar açık hedefti artık. dimitri ve saz arkadaşları şimdiden bir çökertme planı yapıyor olmalıydılar. benim yüzümden babasıyla arası bozulmuştu. benim yüzümden dersleri bile kötüye gidiyor olmalıydı.

yüzümü yastığa gömüp kendime küfürler savurdum.

annem ve burcu abla ela'ya doğum günü hediyesi almak için sabah erkenden çıkmışlardı. bunu dün konuştukları için biliyordum. o yüzden evde yalnızca ben ve koray amca vardık muhtemelen. efla bir an önce geri dönmeliydi.

hava karardıktan sonra açıp biraz kitap okumayı denedim ama aklımı veremedim. annemler geldiğinde saat 22:00 olmuştu ve annem odaya girip beni kontrol ettiğinde uyuyor taklidi yaptım.

saat gece 02:30 sularında odanın camından gelen küçük tıklatma sesini duyup yerimden fırladım ve koşarak gidip perdeyi açtım. efla sonunda gelmişti.

pencereyi açıp onu içeri alırken burnuma ağır bir içki kokusu geldi. sarsak adımlarıyla odanın içinde yürüdüğünde iyice emin oldum. sarhoş olana dek içmişti.

yatağıma çöktüğümde yanıma geldi ve tam önüme yere çöktü. başı dizlerimin hizzasındayken bir anda dizime yattı ve elini uzatıp elimi tuttu. sonra kendine çekip dudaklarının arasına yerleştirdi ve defalarca kez öptü.

"özür dilerim." dedi fısıldayarak. sesi hüzün doluydu.

oturduğum yerden kayıp yanına çöktüm ve ona sıkıca sarıldım. saçlarını okşayıp sırtını sıvazladım.

o an dank etti.

kalbimdeki her şeyin kollarımdaki çocuğa ait olduğu.

saçlarını öperken titriyordum. benim yüzümden üzülmesi dayanılmazdı.

birden ellerimle yüzünü kavrayıp bana bakmasını sağladım. bu hareketim üzerine yavaşça doğruldu.

"hiçbir şey olmayacak efla, kendimizi koruyacağız merak etme. o katil kılıklı dimitri ve saz arkadaşları bana asla dokunamazlar. sen yanımdayken bana hiçbir şey olmaz tamam mı? hem... okulu bıraksaydım ayrı kalacaktık bunu istemiyorum. seninle olmak istiyorum efla. istediğim her an sıcak kollarının arasında olabilmeyi istiyorum."

şaşırmıştı. benden bu kadar güçlü bir duruş ve bu tarz sözler beklemediğini biliyordum. ama eğer birimiz düşersek diğerimiz onun yerine de güçlü durmalıydı. bunu da çok iyi biliyordum.

"her an kollarımın arasında olmak mı istiyorsun gerçekten?" diye sordu geri kalan şeyleri umursamayıp. sanki söylediklerim arasında onun için en önemli olan tek şey buydu.

"evet. seninle her gün malzeme odasında buluşmayı ve sadece susup seni izlemeyi istiyorum."

"başka ne istiyorsun güzelim?" diye sorduğunda yavaşça bana sokuldu.

"belki saçma ama çayını ben doldurmak istiyorum mesela, ya da sigaranı taşımak. ya da... senin için yemek pişirmek. bu tarz şeyler. daha önce hiç istememiştim böyle şeyler."

efla en içten tavrıyla gülümsedi.

"ben de her gün yemek yediğinden emin olamayacağım diye üzülüyordum zaten. uzakta olsaydın kilo kaybederdin."

söylediklerinde hakkı vardı. buraya gelmeden önce çok ciddi bir yeme problemi yaşıyordum ve hatrı sayılır bir kilo kaybetmiştim. ama sadece bir buçuk ayda vücudum toparlanıvermişti. karşımda oturan güzel çocuğun bana göz hapsiyle yedirdiği tüm o şeyler sayesinde.

"dimitri'yi yenebiliriz efla. kendime değil ama sana o kadar inanıyorum ki... yanımda olduğun sürece hiç korkmam ben."

efla tekrar gülümsedi. sonra birdenbire yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekti.

"ne yapacağım ben seninle?" diye sordu homurdanarak.

"ne istersen." diye fısıldadım.

efla başını kaldırıp yüzüme en yakın olabileceği konumda durdu ve gözlerime baktı.

"ne istersem, öyle mi? bana karşı bu boyun eğmişliğinle ne yapacağım o zaman? sen ki herkese kafa tutan asi çocuk söylediğim her şeye itaat ediyorsun. bu kadar yumuşak başlı oluşun konusunda ne yapacağım."

"ne yapmak istersen." diye fısıldadım yine. efla boynuma doğru yeniden eğilip bu kez yoğun bir öpücük kondurdu. sonra bir tane daha. ve bir tane daha. istemsizce başımı sağa doğru eğip ona yer açtım nefeslerim sıklaşırken.

salaş olan tişörtümün boynundan tutup omzumun kenarını açtı ve öpücükleriyle ince bir yol çizdi tenimde. kendimden geçmem o kadar kolaydı ki konu o olunca. nefes almam gerektiğini kendime hatırlatmak zorunda kalıyordum.

"sarhoşum ama korkma." dedi bu kez boynumdan adem elmama oradan da çeneme doğru çıkarken öpücükleriyle.

"her şeyi hatırlayacağım. bu kadar güzel bir anı votka fıçısında yıkandıktan sonra yaşasam bile unutmazdım."

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin