6.BÖLÜM

825 96 27
                                    


Şuncacık uyku ile alarmın sesini duyabildiğime şükretmem gerekirken ben sövmeyi tercih ettim. Ve adeta bir sürüngen gibi yataktan çıktım. Banyoya gidip aynaya baktığımda gördüğüm surat gündüzümün de gecem gibi geçeceğini söylüyor bana. Buz gibi suyla yüzümü yıkayıp aynaya baktığımda itiraz ettim. Hayır her şey güzel olacak. Dilim bana inanmadığı için sadece içimden geçirdim bu cümleyi. Hemencecik hazırlandım ve mutfakta bir şeyler tıkıştırdım ağzıma. Uykusuzluğumun yanında karnımın gurultusunu da çekemezdim, keza beynim yeterince gürültülü. Okula gelip konferans salonuna geçmeden önce gözlerimi açacak bir bardak kahveye ihtiyacım vardı. Bunu kantinden temin ettim. Ve yatağıma yani sandalyeme kuruldum. Yirmi dakika sonra etrafıma bakındım semineri verenlerin uyuyan insanlara hitap etmekten zevk aldığını anladım. Dün gece odamda olsalardı uyku ile bu kadar cebelleşmezdim onu da anladım. Aslında Barış doğruyu söylüyor. Baksana seminer bana neler neler katıyor. Ne çok şey anladım. Barış demişken dur şuna mesaj atayım.

--Günaydın

Devamına yazacak bir hitap bulamadım. Aşk sözcükleri yazıp samimiyetsiz olmak istemedim.

--Günaydın gün ışığım, hayat arkadaşım, ömrüm

Bu cevap da bana inat yazılmış değilse bende bir şey bilmiyorum ama neysee...

--Çıkışta görüşürüz. Dün söylediklerimle gece düşündüklerimin toplamını ve çıkan sonucu anlatacağım.

--Hayatımız hep toplamadan ibaret olsun, çıkarmalara yer vermeyelim. Görüşüp hesaplaşırız.

--Çıkarmayı sevmem zaten. Çıkarılan hep eksilmeye mahkum oluyor. Çıkan kazanıyor, ama bölünmek öylemi. İkiye ayrılıyorsun her şey eşit olması gerektiği gibi ;)

--Bu ne şimdi? Çarpmayayım seni bir sus..

--Senden korktuğumdan değil, hocaya yakalanmaktan korktuğum için susayım. Nasılsa bugün konuşacağım. Sana matematiği öğreteceğim.

--Bu sözlerin hiç hayra alamet değil ama bakacağız.

--Her şey güzel olacak. Görüşürüz

--Görüşürüz AŞKIM

Burada da şair aşkım kelimesini büyük yazarak bazı gerçekleri gözüme sokmaya çalışıyor ama yemezler.

Milli eğitimin öğleden sonra var olan toplantıları münasebetiyle bizleri inanılmaz şekilde serbest bıraktılar. Pazar, Pazar neyin toplantısı bu bende anlamadım.. Neyse üzümü yiyeceğim bağını sormayacağım. Annemden izin almak, açıklama yapmak zorunda kalmayacağım. Barış ile buluşup seminerin bittiği saatte eve döneceğim. Bu iyi oldu, iyi. Aahh zihnim tamam sen sabah söylemiştin.

Barışı arayıp kısa bir durum bildiriminden sonra merkeze geçip gelmesini bekledi. Mağazalarla dolu olan dar ve kalabalık o sokaklarda yürürken cümlelerimi toparlıyordum. Şuan kafamdaki cümleleri onun karşısında kuramayacaktım o kesin. Ama her ne söylersem söyleyeyim aynı anlama geleceği kesin.

Barış geldi, sessiz sakin bir yer seçip oturduk. Kısa bir hoşbeşten sonra uzunca bir sessizlik oldu. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama bana saatlerdir böyle oturuyormuşuz hissi verdi. Ben bir türlü konuya girecek cümleyi bulamıyorum. Barış da zaten eminim konuya hiç girmememi diliyor. Her gecen saniye söylemem gereken içimde daha çok büyüyor. Derin bir nefes aldım. Gözlerinin içine baktım ve

--Barış bence bir süre görüşmeyip ilişkimize ara versek daha iyi olacak.

--Bu mu yani bulduğun çözüm? Çok yedin de mideni mi sindireceksin, bu ilişkiyi ne sanıyorsun sen? Hayır, böyle bir ayrılığı kabul etmiyorum.

--Ayrılıktan söz etmedim ki. İlişkimizi daha kaliteli hale getirebilmek için durup düşünmekten bahsediyorum.

--Hee ben de ayrılığa giden yolun böyle saçma bir ara vermekten geçtiğini bilmiyorum.

Barış sakin kalmak için kendisini baya zorluyor. Neyse ki o sinirlense de ben sakinim ve kararımdan geri adım atmayı düşünmüyorum. Biranda sordu:

--Neden?

--Anlaşılmadığımı düşünüyorum, sana anlattığım sıkıntılar sonrasında huzurlu olamıyorum. Aksine verdiğin cevaplar ile daha çok bunalıyorum.

--Senin sıkıntı dediğin şeyler benim için çerez. Benim yaşadıklarımın yanında hicbir şey.. Tamam mesleğinden mi şikayetçisin git istifa et. Ailenden mi şikayetçisin evlenelim kurtul. Ama ayrılamam.

--Hala aynı şeyi yapıyorsun. Benim sıkıntılarımı küçümsüyorsun. Bunlar benim için büyük dertler. Görebilmeni isterdim. Yapamayacağım şeyleri sunma şimdi bana. Sadece düşüneceğiz. Herkes kendi payına düşen dersi cıkaracak. Yeniden başladığımızda her şey daha güzel olacak.

--Ayrılmayacağız yani öyle mi. Bitmeyecek...

--Net bir evet veya hayır diyerek seni kandırmak istemiyorum. Düşüneceğiz ve sonucu yine burada birbirimize sunacağız. Ye hep ya hiç olacağız.

--Hayır ben seni bırakmam, ayrılmam. Seni seviyorum ben. Çok seviyorum. Sensiz yaşayamam.

--Ölüyormuşum gibi davranıp daha çok canımı sıkma lütfen. Bir karar verdim saygı göster. Kabullen..

--İlişkimiz diyorsun ama kararı tek başına alıyorsun. Sonra da saygı göster Barışş.. gösteremem efendim.

Sesin tonu giderek artıyor tabi. Ben sakinleştirmeye çalıştım daha az dikkat çekmek için.

--Bence çok fazla uzatmanın anlamı yok. Nasılsa tekrar görüşeceğiz.

--Ne zaman?

Barışın yüzü iyice düştü ses tonu en acıklı hali aldı. Beni etkileyebilmek için son kozunu oynuyordu resmen. Ben de iyi değildim. Böyle birinin karşısında kararlı bir tutun sergilemek gerçekten çok zor.

--Yeterince düşündüğümüze ikna olduğum zaman.

--Ha keyfini bekleyeceğiz yani.

--Şuanda verdiğin yanıtlar bile beni soğutuyor kendinden. Direniyorsun anlamamak için. Daha fazla kırıcı olmadan dağılalım. Zaten eve gitmem gerek.

Barış sadece doldurduğu göz pınarları ile boş boş bana baktı.

--Bu süreç bana çok iyi gelecek. Sende bana iyilik ettiğin için sevin. Öyle sık sık da beni arama.

--Öyle olsun. Nasılsa ayrılmayacağız. Düşün sen.

Kefeden kalktık. Yan yana sessizce ilerledik. İkimizin de kafasında derin bir boşluk. Durağa geldik.

--Kendine iyi bak olur mu? Kendini üzmek için değil mutlu etmek için çabala. Haydi hoşcakal.

--Hoşcakalmış... görüşürüz aşkım, görüşürüz..

Dolmuşa bindim. Onun böyle mahzun yüzünü görmemek için telefonuma bakıyor gibi yaptım. Ancak ekrana yansıyan yüzüne engel olamıyordum.. İstediğim sonunda oldu ya. Az da olsa hafifledim. Barış ile verdiğim bu ara dönemde toparlanacağım inşallah. Dolmuş ilerleyip onu geride bırakırken bizi nasıl günlerin beklediğini ben de merak ediyordum... yaşayıp göreceğiz...

İPOTEKLİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin