34. Bölüm: Acı Çekmek

Start from the beginning
                                    

Hızlı adımlarla dışarı çıkıp sahile geldim ve banka oturup daha şiddetli ağlamaya başladım.

Belki gelmeyecekti ama ben yine de onu bekliyordum. Her zaman yaptığım gibi....

Birinin banka oturduğunu hissettim ama ellerimi gözümün önünden çekmedim. O olmasını bekliyordum. O olmalıydı.

Banka oturan kişi ellerini kollarıma koydu ve yüzümden ayırdı. Bakışlarımı ona çevirince Pamir'i gördüm.

Gelmişti.

Kollarımı onun ellerinden çektim ve öfkeyle ona tokat attım.

Elini yanağına koyup şaşkınlıkla bana baktı. Bunu beklemiyor olmalıydı.

"Hepsi senin yüzünden" diye bağırdım. "Beni niye kendine aşık ettin?"

Pamir şaşkınlıkla bakakaldı bana.

"Mutlu musun?" Dedim ve banktan kalktım. "Acı çekiyorum. Kıskançlıktan ölüyorum oğlum. Senin sadece bana ait olmanı istiyorum."

Pamir yavaşça ayağa kalktı. Şaşkınlıktan konuşamıyordu artık. Elini yavaşça uzattı ve göz yaşlarımı sildi.

"Sen neden görmüyorsun senin için ölüp bittiğimi?"

Şaşırma sırası bendeydi.

"Nasıl?" Dedim mırıldanarak.

"Sadece kendin acı çekiyor sanıyorsun değil mi?" Dedi sesini yükseltip.

"En azından ben sen daha fazla acı çek diye biriyle öpüşmüyorum." Diye haykırdım. Bunun üzerine elini yavaşça çekti. Gözlerindeki pişmanlığı gördüm ama bu benim için hiçbir şey ifade etmiyordu.

Ben daha fazla acı çekeyim diye Sezen'le öpüşmüştü.

"Acı çektiğin zaman başkalarının da aynı şeyi yaşamasını istiyorsun." Dedim. "Sen....çok kötü birisin." Gitmek için hamle yaptığım anda kolumu sertçe tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Beni değiştirdin." Dedi. "Senin yüzünden çok değiştim."

"Hiçbir şey hissetmemek daha mı iyiydi?" Dedim.

"Evet" dedi. "Senin yüzünden duyguları öğrendim."

"Benden nefret ediyorsun değil mi?" Dedim ve hıçkırdım. Ardından ellerimi tekrar yüzüme kapattım.

"Edemiyorum." Dedi. Ardından tekrar ellerimi yüzümden çekti. "Bir insan nasıl ağlayınca bile güzel olur?"

Bunu demesiyle kalp atışlarım hızlandı bir anda. Midemde kelebekler uçuşmaya başladı. Bana güzel demişti. Ağlayınca bile güzel olduğumu söylemişti.

Ama bu adam benim acı çekmemi istemişti. İşte bu düşünce midemde uçuşan kelebekleri yok etti fakat kalp atışlarımı engelleyemedi.

"Peki" dedim. "Acı çekince güzel oluyor muyum?"

Bir süre baktı bana. Hiç konuşmadan gözlerimize baktık. Birbirimizin ne hissettiğini anlıyorduk adeta.

"Ben senden nefret ediyorum Pamir" dedim. "Eskiden bende senden nefret edemezdim ama dudaklarını o kızın dudaklarıyla birleştirince her şey bitti."

Derin bir nefes alıp devam ettim. "Şu an sevgilinin yanında olman gerekirdi." Hızlı adımlarla uzaklaştım yanından. O kadar hızlıydım ki kolumu yakalanmasına bile müsade etmemiştim.

Her adımımla birlikte ona olan nefretim artıyordu.

Belki aşkımı atamazdım ama nefretimi aşkın önüne geçirebilirdim.

"Gitme" dedi arkamdan. Ayaklarım sözümü dinlemeden durdu anında.

"Hata yaptım." Dedi. "Sezen sadece bir hata Dilara ben seni seviyorum."

Gözümden bir damla yaş daha düştü. Ne kadar istemesem de uzaklaşacaktım ondan.

"Sezen'le öpüştüğün gün biz diye bir şey kalmadı." Ardından eskisinden daha hızlı bir şekilde yürüyüp uzaklaştım ondan.
*******************
"Ağlama." Dedi Melisa. "Onun için değmez."

Sabah olmuştu ve ben tüm akşam odada ağlamıştım. Nur ve Melisa yanımdan bir saniye bile ayrılmamıştı.

"Seni kıskandığı için yaptı." Dedi Nur.

"Ama hata yaptı." Dedi Melisa. Nur ölümcül bakışlarını ona çevirdi.

"Herkes hata yapabilir."

"Ama böyle bir hata affedilmez." Dedi Melisa. "Ayaz bana böyle bir şey yapsa yüzüne bakmazdım."

"Ama sen bakmazdın" diyerek kabalaştı Nur.

"Yeter" dedim çatallaşmış sesimle. Ardından ayağa kalktım.

"Pamir benim için bitti ve bu konu hakkında bir daha konuşmayacağım. Konuşmak isteyen varsa" ikisine de baktım. "benim olmadığım bir yerde konuşsun."

"Ama..."

"Nur" dedim öfkeli bir sesle. Bunun üzerine Nur sustu ve kendi yatağına oturdu.

"Şimdi babamı arıyorum." Dedim yine aynı sert sesle.

Artık öfkem sevgimin önüne geçebiliyordu. Bu eski saf halimi geride bırakmama yardımcı oluyordu.

"Düşman meselesini onunla konuşacağız." Dedim ve telefonu elime alıp babamı aradım. İlk çalışta açması beni şaşırtmıştı.

"Bir baban olduğunu sonunda hatırladın." Dedi babam sert bir sesle.

"Ne zaman harekete geçiyoruz?" Dedim bir önceki dediğini yok sayarak.

"Dün seni çağırdım çünkü bu akşam harekete geçmemiz gerekiyor."

"Ne?!" Dedim şaşkınlıkla. "Bugün mü?"

"Planda değişiklik yapmak zorundayız. Çünkü beni değil anneni kaçırdılar."

"Annem mi?" Diye mırıldandım.

Annem kaçırılmıştı. Hemde babamın saçma sapan düşmanları yüzünden!

Arkadaşlar bölümü nasıl buldunuz? Buradan size duyurmak istediğim bir şey var. Yeni bir kitap yazmaya başladım. Bugün ya da yarın kitabı yayımlamayı düşünüyorum. İnşallah o kitabı da beğenip orada da bana destek olursunuz.😍😘

Ejderha ElementiWhere stories live. Discover now