3. Bölüm: Nur'un Düşmanı

17.5K 1.2K 255
                                    

Elimdeki bavullarla bahçe kapısından içeri girdim. Burası bir yatılı okuldu. Yağmur yağdığı için tüm hızımla okulun içine girdim fakat zaten çoktan ıslanmıştım. Elimle saçlarımı düzeltmeye çalışıyor ve müdürün odasını arıyordum. Sınıfımı ve hangi odada kalacağımı öğrenmem gerekiyordu.

Müdür
Ahmet Alak

Kapının yanındaki yazıyı okumamla doğru yere geldiğimi anladım ve kapıyı çaldım.

"Girin" dedi gür bir ses. Kapıyı açtım ve karşısında dikildim.

"Şey ben Sınıfımı ve oda numarasını öğrenmek için gelmiştim."

"Kartını ver." Kartta bizimle ilgili bilgiler yazıyordu. Dün hangi element olduğumda eklenmişti.

"Hmm." Diye bir mırıltı çıktı müdürden.

"Demek ejderha elementisin müdürlüğümden bu yana ilk defa birinin kart bilgisinde ejderha elementi olduğunu öğrendim." Ardından bilgisayarına bir şeyler yazdı. Birkaç dakika sonra bana döndü.

"Oda numaran 2007. Melisa ve Nur diye bir kızla aynı odada kalacaksın."

"Nur mu?" Dedim şaşkınlık ve sevinçle. Tanıdığım biriyle aynı odada olmak harika olacaktı. Galiba benim en yakın arkadaşım oluyordu. Galiba!

"Nur'u tanıyorsun galiba. O zaman iyi bir haber daha vereyim. Sınıfınız da aynı. İkinizde D şubesine gidiyorsunuz." İkisinin de aynı çıkması harika bir tesadüftü.

"Ah söylemeden geçemeyeceğim. Nur seninle aynı oda ve sınıfta kalmak için çok ısrar etti. Bende kıramadım." Zaten ikisi de tesadüf olamazdı. Ama...Benimle aynı oda ve sınıfta kalmak istediğine göre arkadaşlık konusunda ilerliyor olmalıydık. Yani ben öyle düşünüyordum.
********
Yarım saat sonra odanın içine girmiş ve eşyalarımı dolaba yerleştirmiştim. Henüz oda arkadaşlarımla karşılaşmamıştım. Odadan çıktım ve sınıfa doğru yürüdüm. Koridorda arkamdan biri hızla gelip kolunu boynuma doladı.

"Dilara...sonunda geldin." Nur'un sesini duymamla yüzümde koca bir gülümseme oldu.

"Birileri benimle aynı odada ve sınıfta kalmak için çok uğraşmış."

"Evet! Senin yanında kendimi harika hissediyorum." Birden durdum.

"Ama beni daha doğru düzgün tanımadın bile."

"Çok farklı bir enerjiye sahipsin. İçin ve dışın bir. Beni yanına çekiyorsun. Şu kısacık zamanda gördüm her şeyi." Dedikleri kalbimi yumuşattı. Gülen yüzümün yerine tebessüm oturdu.

"Sende öylesin." Dedim mavi gözlerinin derinliklerine bakarak.

"İltifat için teşekkürler."

"Sana da teşekkürler...Yani bana iltifat ettiğin için." Bir baş hareketi yaptı ve sınıfın kapısını açıp içeri girdi. Bende peşinden sınıfa girdim. Boş olan bir sıraya Nur'la beraber oturduk. Birkaç dakika sonra tekrar kapı açıldı. Kapıdaki çocuğu görünce şaşırdım. Bu Pamir'di!! Dudağının yanı patlamıştı dünden dolayı ama yine de aynıydı. Yanında 1 tane daha biri vardı. Boş bir sıraya oturdukları an öğretmen içeri girdi.
********
Öğretmenin dediğine göre güçlerimizi denemeye okulun 2 ayı sona erdiğinde başlayacakmışız. Bütün ders boyunca Nur'un ve Pamir'in birbirlerine bakışlarını gördüm. Zil sesiyle çoğu kişi sınıftan çıktı. Biz de dışarı çıktık.

"Nur" diye seslendim ona. Kafasını hemen bana döndü.

"Efendim" Belki beni ilgilendirmezdi. Çünkü hala tam olarak arkadaş sayılmazdık.

"Pamir'le neden öyle bakıştınız?" Sorduğum soru karşısında iç çekip gözlerini devirdi.

"Bunu hiç beklemiyordum. Onunla yine aynı sınıftayız." Kelimeler nefretle dökülmüştü ağzından.

"Aranızda kötü bir şey mi oldu?" Dedim merakıma yenik düşerek.

"Evet oldu! O çocukla biz çok büyük düşmanız. Onun kadar kötü birisi ne gördüm ne duydum!"

"Kötü mü? Ama bize yardım etti." Dedim şaşkınlıkla.

"Çünkü erkeklerin kızlara el kaldırmasına tahammülü yoktur. O yüzden bize yardım etti. Zaten hareketlerini de gördün." Dedi yüzünü buruşturarak. O çocuğun iyi olduğuna nasıl bir anda karar vermiştim ki? Bazen tam bir aptal olabiliyorum.

"O yüzden öyle bakıştınız." Dedim. Kafasını salladı.

"O çocuk tehlikeli ve bakışlarından anladım ki geçen sene olanların daha kötüsü yaşanacak. Benden intikam almak isteyecek. Benim yanımda olursan seni de tehlikeye sokarım. Bu yüzden müdürle tekrar konuşmalıyım." Bu çocuk bu kadar tehlikeli mi gerçekten?

"Geçen sene ne yaşadınız ki siz?" Sorduğum soruyla hızla bana baktı. Bu kızın bakışları istediği zaman çok kötü oluyordu.

"Onu rezil ettim. Herkesin içinde beklemediği bir anda sırtına tekme attım. O da yere kapaklandı. Okulun bitmesine son 1 ay kala oldu bu olay. Herkes bir kızdan dayak yemesini kullandı. Kimse ondan korkmamaya başladı. Tabi bu ona çok sinirlendi ve ne şans ki onunla aynı okuldayız onu bıraktım aynı sınıftayız." Dediklerini teker teker dinledim. İçimde o Pamir denilen çocuğa karşı öfke oluştu. Bir de ben ona sarıldım değil mi?

Koridordan geçen Pamir'e baktım. Nur'u görünce sırıtıp buraya geldi.

"Vay vay vay tesadüfün böylesi." Dedi. Yanındaki arkadaşı da onunla beraber sırıtıp olaya dahil oldu. Nur hemen öne çıktı.

"Sürtük arkadaşını da al ve buradan git."

"Ama daha yeni geldik." Dedi çocuk. Her şeyi tek kelime etmeden izliyordum.

"Hem seni o çocuklardan kurtardığım için bana bir teşekkür bile etmedin." Diye ekledi Pamir.

"Sana kurtar diyen olmadı. Sen istedin."

"İntihar ettiğin zaman da hayatını kurtaran bendim ve teşekkür yerine senin yumruklarını yemiştim." Nur'un yüzü birden bembeyaz oldu. Benimse ağzım şaşkınlıktan açıldı.

"Ne! Nur! Ciddi mi?" Dedim.

"Sonunda yanında olan minik arkadaşı da aramıza katıldı." Dedi Pamir. Sinirle bir adım önüne geldim.

"Nur'a ve bana söylediklerine dikkat et." Dediğim üzerine o da bir adım önüme geldi. Yüzünde alaylı bir sırıtma oluştu.

"Ne yaparsın?" Bende onun gibi sırıttım.

"Ben olsam bir ejderha elementine bunu sormazdım!"

Ejderha ElementiWhere stories live. Discover now