21. Bölüm: Yeni Gelen Çocuk

7.1K 539 73
                                    

"Nasıl ona vampir olduğunu söylersin?" Dedi Toprak. Pamir gözlerini televizyondan çekmeden arkadaşına cevap verdi.

"Her şey bir anda oldu. Ama merak etme zaten inanmadı."

"Tamam diyelim inanmadı. Vampir polisi bunu öğrendiği zaman ne olacak?"

"Sen ve ben ağzımızı açmazsak bir sorun olmayacak."

"Eğer ağzımı açmaya kalksam vampirlerin olduğunu bildiğim için ölürdüm." Dedi acı dolu bir sesle Toprak. Pamir arkadaşına baktı ve derin bir nefes aldı.

"Bir şey daha var." Toprak merakla ona baktı.

"Daha bitmedi mi?"

"Şükrü bey aradığı kan için bir vampirle anlaştığını söylemişti. Kim olduğunu ona sorsam bile bana söylememişti."

"Eee..."

"Biliyorsun Dilara o adamı görmek için ormana gitti." Toprak düşündüğü şeyle gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Yoksa vampiri gördün mü?"

"O da bizi gördü."

"Peki kim? Tanıyor musun?" Pamir öfkeyle ayağa kalktı.

"Maalesef tanıyorum. Vampir Ateş'ten başkası değil." Toprak şaşkınlıkla arkadaşına baktı.

"Can düşmanın olan Ateş değil değil mi?" Pamir alayla sırıttı ve tek kaşını kaldırdı.

"Sence?"
**********
Babamın son söylediği cümle karşısında kalp atışlarım korkumdan dolayı hızlanmıştı. Babamın elinden kurtulmak için başımı geriye attım. Umduğum oldu. Babam hızla elini çekti ve tek bir şey söylemeden bana bakmaya başladı.

Daha bilmediğim ne olabilirdi benim? Sıradan bir aile hayatında yaşıyorum sanırken bilmediğim ne kadar çok şey var? Gözlerim düşündüğüm şeylerle dolmaya başladı. Karşımda oturan adam bir mafya lideriydi. Kim bilir kaç kişi öldürmüştü? Kaç aile acı çekmişti onun yüzünden belki. Ya da kaç kişiyi dövmüştür?

O adam benim babamdı. Kendi öz kızına bile bedel ödetmekten çekinmekten aciz biriydi.

Az önce kanlı elleriyle saçımı okşamıştı? Kim bilir kaç kere kanlı elleriyle bana dokunmuştu? Bunları düşündükçe yüzümün rengi soluyor ve titriyordum. Arabanın kapısını açıp çıktım.

Senin gibi bir babam olduğu için utanıyorum.

Keşke içimden geçen bu cümleyi yüzüne söylemeye cesaretim olsaydı. Arabanın kapısını kapatacağım an babam konuştu.

"Şimdilik gitmene izin veriyorum ama bir dahaki görüşmemizde her şeyi öğreneceksin. Söz veriyorum." Yüzüne yayılan gülümsemeyi görünce yüzümü buruşturup sert bir şekilde kapıyı kapattım. Yağmur yağmasını umursamadan banka oturdum ve göz yaşlarıma daha fazla engel olamadım. Ağlıyordum. Göz yaşlarım yağmurla karışıp gidiyordu. İçimi döküyor olsam bile rahatlamıyordum. Biri yanıma oturup başımı göğsüne koydu. Kim olduğunu bilmiyordum ama yine de göğsünde ağlamaya devam ediyordum. Göğsünde ağladığım kişi kulağıma yaklaştı.

"Sana yapacaklarımdan sonra ağlayamayacaksın bile! O yüzden şimdiden içini dök."

Duyduğum ses Sezen'e aitti. Hızla kafamı onun kolundan kurtardım ve ayaklandım.

"Ne güzel göğsümde ağlıyordun. Ne oldu?" Alayla sırıtırken hızla yürümeye başladım. Arkamdan yetişip kolumu tuttu ve sert bir şekilde beni kendine döndürdü.

Ejderha ElementiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin