20. Bölüm: Pamir'in Şok Sözleri

7.1K 562 67
                                    

"Ne! Buluşma bu akşam mı olacaktı?" Diye gürledi çalışanına Şükrü bey. Çalışanı Ahmet bey gerilmeye başlamıştı.

"Ve benim öz kızım benim yerime adama mesaj atıp buluşma yeri ayarlamış." Ahmet bey korkuyla kafasını salladı.

Şükrü bey sinirlerine hakim olamadan masaya sert bir şekilde vurdu.

"Bunu nasıl engellemezsin?"

"Efendim...ben....ben..." Ahmet bey korkudan kekeliyordu. Zaten diyecek tek bir şeyi bile yoktu.

"O kanın önemini bilmiyor musun sen? Sırf bu yüzden o adamın babasına katlandım." Şükrü bey oturduğu yerden kalkıp Ahmet beyin tam önünde durdu.

Ahmet beye olan öfkesi Dilara'ya karşı olan öfkesinin yanında hiç kalırdı. Ahmet bey korksa bile Şükrü beyin gözlerinin içine baktı.

"Dilara'nın böyle bir şey yapmasını siz dahi beklemiyordunuz." Ahmet bey duruşunu dikleştirmeye çalıştı. Korkak olamazdı. Şükrü bey Ahmet beyin korkusunu saklamaya çalıştığını fark edince gülümsedi ve silahını çıkarıp Ahmet beyin kafasına tuttu. Ahmet bey şaşkınlık ve korku karışımıyla adama bakakaldı.

"Bu iş burada bitti. Son sözlerini söyle ve sonra bu dünyadan çekip git."

"Hayır!" Ahmet bey Şükrü beyin karnına tekme attı ve kendinden uzaklaştırdı. Onun bir ailesi vardı ve onları yalnız bırakmayacaktı. Şükrü bey hızla doğruldu.

"Hoşçakal." Silah sesi odada gürültüyle yankılandı.
***********
Pamir hızla benim ve Ulaş'ın elini tutup yine aynı hızlı koşusunu yaptı. Korkuyla arkama adama baktığım an gördüğüm tek şey karanlıkta parlayan sarı saçlarıydı.

Pamir okulun bahçesine girdiği an Ulaş ve benim bileğimi bıraktı. Ulaş hızlı hızlı nefes alıp veriyor sakinleşmeye çalışıyordu. Bense barut gibi ikisine bakıyor ve tek kelime etmiyordum. Sessizliği bozan Pamir oldu.

"İyi misiniz?"

"O adam da kim?" Dedi hızlıca Ulaş. Pamir'in bir şeyler bildiğine inanıyor olmalıydı.

"Bilmiyorum." Dedi kesin bir sesle Pamir. Bir anda öfkem yüz üstüne çıktı ve Pamir'in üstüne yürüdüm. O buna karşılık tek adım bile atmadı.

"O adamı gördüğün an öfkelendin. Nasıl onu tanıyor olamazsın?"

"Ayrıca senin gibi hızlı koşuyordu." Diye ekledi Ulaş.

"Hala nasıl o kadar hızlı koştuğunu anlatmadın." Dedim.

Pamir öfkeyle bir iki adım geriledi.

"Size hiçbir şey anlatmayacağım. Bana soru sormayı kesin. Ayrıca size açıklama yapmak zorunda bile değilim. Sizi umursamıyorum bile."

"O yüzden mi hayatımı kurtarıyorsun?" Diye bağırdım kendime engel olamayarak.

"Hani bir gün bana kalbim yok demiştin ya bende onaylamıştım....O gün öyle düşünüyordum ama artık düşüncelerim değişti Pamir. Eğer senin bir kalbin olmasaydı beni kurtarmazdın." Dediklerimden sonra insanı boğan bir sessizlik oluştu. Pamir gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Bende gözlerimi ona çevirdim.

Ne hissettiğini gözleri ele vermiyordu. İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu. Birden konuşmaya başladı.

"Ben vampirim." Dediklerini duyunca ilk başta bakakaldım ama sonra insanın kanını donduracak bir kahkaha attım. Yan gözle Ulaş'a baktım. Hareketsiz bir şekilde bana bakıyordu.

"Bu iyi bir şakaydı." Dedim.

"Şaka falan değil." Ciddi duruşu beni az da olsa tedirgin ediyordu ama dedikleri mantıklı değildi.

Ejderha ElementiWhere stories live. Discover now