22. Bölüm: Apentix

6.8K 530 37
                                    

Multimedya: Apentix

"Herkes tek sıra halinde dizisin!" Diye bağırdı hoca.

Bu dersten sonra artık güçlerimizi kullanarak ders işleyecektik. O yüzden artık Savunma dersini okulun en alt katında bulunan tek odada işliyorduk. Burası soğuktu lakin bundan şikayet eden yoktu.

Hepimiz hocanın istediği gibi tek sıra halinde dizildik. Korkuyla etrafıma bakındım ve Ateş'i 5-10 kişinin arkasında gördüm. Gözünü kırpmadan etrafına bakınıyordu. Bana döndüğü an hemen başımı öne çevirdim. Hoca bir zindanın önünde durunca bir anda ses kesildi. Herkes merakla ve korkuyla hocaya bakmaya başladı. Herkes gözünü tek bir noktaya sabitlemişti. Herkesin baktığı yere gözlerimi çevirince bir canavar gördüm. Bu apentixti. Okuduğum bir kitapta adı geçiyordu.

Bu canavarlar taştan yapılmaydı ve ağızlarından lav çıkarıyorlardı. İçgüdüsel olarak yani başımda duran Nur'un koluna sarıldım. Bu onun beni koruyabileceğini düşündüğüm içindi.

"Bu canavarın hangi tür olduğunu kim bana söyleyecek?"

Birkaç kişi benim gibi parmağını kaldırdı.

"Dilara!"

"Canavarın türü apentix. Taştan yapılma bir canavardır ve ağızlarından lav çıkarır. Çıkardıkları lavın kuvveti apentixin gücüne göre değişir." Hoca kafasını salladıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Masada görmüş olduğunuz kılıcı alarak bu canavarla dövüşeceksiniz. Merak etmeyin Canavarın lavı bir elementi sadece bayıltır." Yine de korkmuştum. Masada duran zümrüt yeşili kılıca baktım. Bir keresinde babam bana kılıç tutmayı öğretmeye çalışmıştı. Babam aklıma gelince vücudum buz kesti. Hemen düşüncelerimi değiştirmeye çalıştım.

"İlk sırada olan kişi zindanın içine girsin."

İlk sırada olan Pamir'di. Kaslarını gevşetmek için bir iki hareket yaptıktan sonra kılıcı eline aldı ve zindanın içine girdi.

Bunu daha önce benim gibi kimse bilmiyordu. Pamir mükemmel bir şekilde kılıç kullanıyordu. Buna ek olarak kendi ateş elementi gücünü de kullanmıştı. Apentix yere düştüğü anda buharlaşıp kayboldu ve yenisi geldi. Pamir zindandan çıkınca gülümsedi. Hoca yanına gelip onu tebrik etti. Ardından ona serbest olabileceğini söyledi. Pamir gitmeden önce karşımda durdu. Şaşkınlıkla ona baktım.

"Ne oldu?" Dedim merakla.

"Gece 23.00 da beni burada bekle!" Tek kelime söylememe müsade etmeden çıkıp gitti.
************
Nur zindandan sevinçle çıktı. Sadece eli yaralanmıştı.

"Elin için revire git!" Dedi hoca ifadesiz bir ses tonuyla. Nur başını sallarken bana bakıp gülümsedi. Yanımdan geçerken fısıldadı.

"Kendine güven." Ardından kapıyı açıp çıktı. Hoca gözlerini bana çevirdiği anda masanın üstündeki kılıcı aldım.

"Açıkçası en çok seni merak ediyorum." Dedi hoca.

"Neden?" Dedim şaşırmış bir halde.

"Çünkü ejderha elementi gibi çok güçlü bir elemente sahipsin. Ama çok zayıfsın." Ne dediğini anlamadan kafamı salladım.

"Beni anlıyorsun değil mi? Yani aslında güçlüsün ama bu gücünü kullanmıyorsun. Bu yüzden zayıf durumuna düşüyorsun." Dediklerini şimdi daha iyi anlamıştım ama ne diyeceğimi hiç bilmiyordum.

"Şey....teşekkürler." Ardından zindanın önünde durdum. Apentix delice bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp kafesin içine girdim. Neredeyse aynı anda canavar üstüme doğru koşmaya başladı. Hemen kendimi yana attım. Canavar omzuma çarpmayı başarmıştı. Daha ilk dakikalarda yara almıştım. Elimle omzuma tutarak ayağa kalktım.

Ejderha ElementiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora