11

96 8 1
                                    



-Ben Şefe ilettim dediklerini senin aramana gerek kalmadı.

-Beni hemen bilgilendir ama parmak izi analizi sonuçlanınca demişti.

-Tamam beni bilgilendirdin, bende onu bilgilendirdim, Daha fazla onu rahatsız etmenin gereği yok.

Nihal telefonu kapattı ve masanın üstündeki dosyalarda elini gezdirdi. Ufakta olsa bir şey yakalamışlardı ve bu önemli olabilirdi. Kapı açıldı ve içeri Betül girdi,

-Selam

-Merhaba. Hoş geldin.

-Görgü tanığı nerede?

-Sorgu odasında. Yılmazı beklemeliyiz.

Elindeki dosyaları yere bıraktı ve Yılmazın koltuğuna oturdu.

-Dün gece nasıldı?

Bir an duraksadı, neden böyle bir şey sormuştu ki, ağzından çıkıvermişti yapma Nihal yapma diye düşündü.

-İyiydi. Birer kahve içip uyuduk. En azından ben uyumuşum, Yılmaz dışarıdaymış.

-Olmaması gereken bir şey oldu. Hepimiz çok üzüldük, Ayrıca Gülbahar narkotik şubenin en iyisiydi.

-Bende duyunca çok üzüldüm. Nasıl böyle bir şey olabilir anlamış değilim.

-Kimse anlamış değil zaten diyerek çıkıştı Nihal. Gülbahar ile Yılmazın arasındaki bağı biliyordu ve çok önemliydi. Yılmazın en iyi ve en eski dostu Gülbahar olabilirdi, Hatta çocukluktan gelen bir dostluk. Zamanında beraber saklambaç, yakan top, evcilik oynayanlar şimdi aynı yerde biri narkotik diğeri cinayet büronun en iyisi olmuştu. Gülbahar ona hiçbir zaman gerçeği söyleyememişti, onu sevdiğini hep içinde sakladı, Evlendiğinde düğününde bile içindeki buruklukla katılmıştı, Yılmaza mutluluklar dilerken yüzü gülüyor, içi kan ağlıyordu. Küçüklükten beri olan bu aşk hiçbir zaman birbirini bulamamıştı.

Kapı açıldı, Yılmaz yine kendine has şekilde giyinmişti, uzun saçları salık ve her biri ahenkle dans ediyordu.

-Evet. Nerde görgü tanığı?

-Sorgu odasında diye cevap verdi Masadan kalkan Nihal.

-O halde hemen gidelim.

Odadan çıktılar ve hızlı adımlarda sorgu odasına ulaştılar. Kapıdaki memura kafasıyla selam veren yılmaz içeri hemen daldı.

-Seni dinliyoruz?

-Ne oldu bilmiyorum. Bir an vardı sonra yok oldu.

-Daha detaylı anlatmalısın. Ne vardı ve ne yok oldu?

-Of. Ben hizmetçi kızı gözetlemek için odasına doğru gidiyordum. Sessizce çimlerin arasından geçtim ve odasına yaklaştığım da durdum. Sonra orada bir şey fark ettim, çok karanlıktı bir gölge gibiydi, hareketsiz orada duruyordu.

-Nasıl biriydi? Boy, Kilo, Saç tipi ne gördün?

-Ne saçı? Anlamadın galiba. GÖLGE gibiydi diyorum. Bir anda ordaydı ve sonra yok oldu. Yani şöyle diyeyim, hareketsiz orada duruyordu ve sonra yok oldu.

-Dediğin şey imkansız.

-Benim uydurduğu mu mu düşünüyorsun?

-Sen hizmetçi kızları dikizleyen bir sapıksın!

Adam durdu, Başını önüne eğdi ve cevap veremedi.

-Bir an dedi adam, Bir an şeytana uydum.

-O gördüğün de şeytan olmasın. Dedi Yılmaz ve sahte bir gülümse atarak Nihal ile Betüle döndü, Bu adamlar bir şey çıkmaz.

-Anlamıyorsun! Onu gördüm. Onu gözlerimle gördüm. 

HERKES ÖLMELİWhere stories live. Discover now