73- Masum..

3.4K 150 9
                                    






—————

NEVRA...

Silah sesleri durunca koşarak odadan çıktım. Eylül yere çökmüş, abim üzerine eğilmişti. "Abi !" Diye haykırmama engel olamadım. Herkes panik ile gelmişti salona. Abim yavaşça Eylül'ün üzerinden kalktı ama bir sorun vardı. Eylül hareket dahi etmiyordu. "Eylül.."
Abim adını fısıldadı ve ayağa kalktı. Evin kapısından çıktı ve dışarıdan 2 el silah sesi daha geldi. "Eylül !"
Eylülün suratını kendime çevirdim. "Abi !"
Kollarımda baygın yatıyordu. Hiçbir yerinden kan gelmiyordu ama baygındı. "Hastaneye gidiyoruz."

Gönül Babaanne korku dolu gözleri ile Eylüle bakıyordu. Uraz koşar adım içeri girdi. Eylül'ü kucağına aldı ve koltuğa yatırdı. "Eylül.."

"Hastaneye gidelim."
Dedim dişlerimi sıkarak. "Yok hastane falan."
Dedi delici gözlerini bana çevirerek. Elini boynuna koydu daha sonra bileğinden tuttu. "Kolonya getir sen."

Abim telefonunu çıkarttı ve bir numarayı aradı. Bir plaka söyledi ve Telefonu kapattı. "Oğlum Hastaneye götürelim Allah muhafaza bebeğe bir şey olur."

Abim kimseyle muhattap olmuyordu. Eylülün saçlarını arkaya attı ve kolonyası bileklerine sürdü.
Sonra suratı donuklaştı. "Deli gibi ateşi var."
Dedi fısıldar gibi. Eylülün yüzü kıpırdamaya başladı yavaşça. "Çok güçlü.." Ağzının içinde mırıldanıyordu. "Şükür yarabbim."

Suratını buruşturdu. "Sevmem ben.."
Elini kaldırıp sağa doğru attı ve sırtını döndü. "Üşüyorum."
Abim duruldu ve Eylül'ü kucağına alıp ayağa kalktı. Merdivenleri koşarak çıkmıştı sanki. Sonat bey elinde telefonla içeri girdi. "Ne oldu ?" Dedi Gönül Babaanne. "Yok bir şey.. Sakin olun.."
"Emreler nerede ?"

Sonat bey telefonunu masanın üzerine koydu. "Etrafı tarıyorlar."

Elimi alnıma koydum ve hafif ovuşturdum. Burada Bile rahat yoktu insana..

——————




YAZARDAN...



Genç adam merdivenleri çıktı ve odaya girdi. Eylülün üzerini çıkarttı ve banyoya soktu. İçinde panik olsa da soğuk kanlı durmak onun bazen iyi bazen kötü olsada en belirgin özelliklerindendi.. Ilık su vücuduna işlemeye başladı. "Çok soğuk.."
Yarı baygın, yarı kendindeydi genç kadın..

Ellerini genç adamın kollarına koydu. Soğuktan çırpınırlarmış tırnakları genç adamın koluna girmişti ama genç adam genç kız ile ilgilenmekten pek bir şey yapmıyordu. "Onu oradan alın.."

Yine kendi kendine konuşmaya başlamıştı genç kız. Böyle filmlerde izlediğimiz kadar sakin ve tatlı bir hastalık değildi genç kızınki..

"Hayır rengi.."

Durdur bir süre genç kız ve gözlerini hafifte olsa araladı. Gözleri bulanık görmüştü ve Zaten kendini kaldırmaya hali yoktu. "Ufff.."
Sıkılmışcasına dudaklarını büzdü genç kadın. "Rahat dur.."
Uraz genç kadını kucağına aldı ve üzerine havlu geçirdi. "Bitti güzelim.."

Genç adam kadını yatağa yatırdı ve usulca saçlarını kuruladı havluyla. Biraz nemli kalmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Üstünü giydirdi genç kızın. Genç kız deli gibi öksürüyordu bir yandan. Genç adam dudaklarını tekrar genç kadının alnına yasladı. Hala fazlasıyla ateşi vardı. Genç adam telefonunu çıkarttı ve genç kadının doktorunu aradı. Gerekli talimatları aldıktan sonra kapattı telefonu. "Miğdem..."

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin