38- Eyvallah

7.3K 292 22
                                    


Multimedia: Emre



~~~~

Kızarmış gözlerimi araladım güçlükle. Biraz sızlasada zamanla alıştılar acıya.
Tekrar kapatıp açtım gözlerimi.
2 gün önce Emre, Belize evlenme teklifi etmişti ve o gün'ün akşamı buraya gelmiştik.

Saatlerce yatmak istiyordum yatakta. Gözlerim kapalı sessizliği dinlemek istiyordum. Uyuyadabilirdim.
Islak kirpiklerimi kırpıştırdım.
Bu gün yok olmak istiyordum aslında, bugün görünmez olmak istiyordum.
Bugün kötü bir gündü. Bugün 4 marttı. Bugün benim doğum günümdü.

Dün, ah o konuya hiç girmeyelim işte. Dün akşam arka bahçeyi süslemişti kızlar. Urazla kavga edip her şeyi birbirine katmıştık. Ne ben onu böyle görmüştüm, nede o beni. Ve korkmuştum, ondan çok korkmuştum. Kavgamızın sonu geldi aklıma.

"Senden nefret ediyorum ! Sen bu adam değilsin !"

Gözlerini kocaman açtı. "Ulan bir geç aynanın karşısına ! Sen misin bir bak ! Ben ilk günden beri buyum ! Sen ? Sen bu değilsin ! Sen ne yapacağını bilemeyen şımarık bir kızsın !"

Sinirle yanımda ki masayı ittim.
"Ne diyorsun ya sen ? Hayırdır ? Kimsin sen ya kimsin ! Sen kendini ne sanıyorsun ?"

Boğazlarım yıltılırcasına bağırıyordum.

"Sen benimle, çocukluğumla dalga geçemessin !"

"Ulan sikeceğim bu işi. Küçücük olayı nereye getirdin ! Sen neyinle beni yargılıyorsun ? "

Sandalyeyi fırlatırken ellerimi kulaklarıma yasladım.

"Sen busun işte ! En ufak birşeyde karşındakinin kim olduğuna bakmadan gücünü kullanırsın ! Güçsüzsün ya sen ! Güçlü görünmeye çalışan zavallısın ! "

Masayı devirirken gözlerimi sildim.

"Herkes açığından mı vuracak birbirini ? Tamam o zaman ! Sana gelelim birde. Kendi evinde bile istenmeyen insanların gözünde ki katil ben miyim küçük hanım ? Çocuk olmasaydın o zaman savaşırdın ! Kendine bir bak ! Hala aynı şeyleri yaşıyorsun !"

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Şu ana kadar ikimizde yıkıp dökmüştük. Ama beni en zayıf yerimden vurmuştu. Bunu affetmeyecektim. Asla. Sesim titrerken ne dediğini daha yeni idrak ediyor gibiydi.
"Bu s-söylediğini a-asla un-utmayacağım."

Kalbime tokat atmış gibi hissediyorum. Arkamı dönüp koşmaya başladım.

-------

Kalbimde tekrar aynı acıyı hissettim. Elimi kalbime götürüp gözyaşlarımın arasından titrek bir nefes aldım. Yatağımdan kalkarken duvara yapışık olan aynanın karşısına geçtim.
Kendimi analiz etmem gerekiyor muydu gerçekten ?
Gözümden bir yaş daha geldi.

Dünki kot tulumum vardı üzerimde. Saçlarım örüktü ama şu an hep aralardan çıkmıştı.
Gözlerimin kızarıklığı 10 metreden belli oluyor. Şişlikleri saymıyorum bile.
Dudaklarımda kıpkırmızıydı, kenarları da.
Sızlıyordu zaten. Çünkü sessiz olmak için ya dudaklarımı sıkıyırdum ya da dudaklarımı ısırıyordum.

Elime kaydı gözüm. Parmak uçlarım hafif morarmıştı.
Saç diplerim ise oldukça sızlıyordu.
Sağ taraftan kan gelmişti hatta.
Suratım ise sararmıştı hafif. Gülümsedim. Ben buydum aslında. Ne bir çocuk, ne o hırçın kız.
Hiçbiri ben değildim. Ben buydum.
Yorgun, bitkin. Savaşı kendi ile olan biriydim. Kadın olamayacak kadar güçsüz. Çocuk olamayacak kadar hatalı.

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin