"Rezil olmazdınız." Daha sonra metalin kenarından tutup yana doğru ittirdi ve iki kişinin geçebileceği büyüklükte bir boşluk açıldı.

Oğlanlar şok olmuş halde Güz'ü izliyorlardı. Güz, içinden erkeklerin egolarına saydırıp merdivenlerden yavaşça inmeye başladı.

Kor ve Cesur birbirlerine kısık gözlerle baktılar.

"Senin suçun" dedi Kor, Cesur'u göstererek.

"Kapa çeneni." Cesur merdivenlere yöneldi.

Aşağıda iki adam boyunda eskimiş makinalar vardı. Güz incelemeye başlamadan önce sordu.

"Ne zaman gelecekler? Siz tanıyor musunuz?"

Cesur, Güz'e bakmadan kafasını salladı.

"Hayır."

Kor ise sesini çıkarmadı.

Cesur duvarları incelerken birinin kenarından hava akımının geldiğini fark etti. Bu da demek oluyordu ki bu duvarın arkasında bir geçit vardı.

"Buraya gelin." Retina veya parmak izi taraması bulmak için her yeri yokladı. Ama yoktu.

Güz ileri çıkıp araya girdi.

"Bu epey eski bir teknoloji. Retina taraması arama boşuna." Duvarın çeşitli noktalarını tıklatmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?"

"Şşşt!" Metal duvarı tıklatıp seslerini dinlemeye devam etti. Derken aradığını buldu. Sol alt köşede arkası boş bir kısım vardı. Elini oraya koyup ittirdi. Duvar dikdörtgen şeklinde içeri göçtü ve kapı çapraz doğrultuda dönmeye başladı.

"Beni daha fazla şaşırtamazsın dediğim her seferde haksız çıkarıyorum kızıl tilki. Bravo valla." Ellerini kaldırıp alkış tuttu.

Güz, önüne düşen bir saç tutamını üfleyerek arkaya attı.

"Daha hiçbir şey görmediniz." Güz, ellerini silkeleyip havalı havalı aralıktan geçti.

"Bak bak, hareketlere bak." Kor, kafasını sallayarak Güz'ün arkasından ilerledi. Cesur da onları takip etti.

Hepsi içerde oldukları anda kapı gürültüyle arkalarından kapandı. Ürkerek arkalarına baktılar.

"Hah, şimdi tam oldu" diyerek söylendi Cesur. Odanın içinde bileğindeki fenerin ışığını gezdiriyordu o sırada. Bomboştu oda. Sadece ışığı yansıtan duvarlar vardı.

"Bunu bir tuzak olabileceğini hiç düşündünüz mü?" diye sordu Güz duvara dokunarak. Bunun duvar olmadığını o an anladı.

"Bir dakika bunlar duvar değil. Bunlar ekran! Simurg'un üssünde kullandıklarından."

"Doğru tespit" dedi yabancı bir ses. Çocuklar fenerleri ileri tuttuklarında odanın zannettiklerinden daha geniş olduğunu fark ettiler. Ve ilerde dikilen siyah üniformalı askerleri de...

"Sonunda" dedi Kor. İlerleyip en öndeki adamın yanına geldi. Kolunu adamın omzuna atıp rahat bir tavırla diğerlerine döndü.

"Tanıştırayım. Abim Sungur." Gözlerinin bu kadar büyüyebileceğini düşünmediği Güz'ü gösterdi.

"Bu Güz." Takdim ederken hafifçe gülümsedi Sungur.

"Bu da şey işte, Cesur. Doğu Simurg'dan." Elini geçiştirir gibi salladı.

"Demek şu meşhur Güz, sensin. Tanıştığıma memnun oldum" dedi Sungur kalın sesiyle.

Kardeşiyle öyle çok benziyorlardı ki Güz bir an Kor'un kısa saçlı haline baktığını sandı. Daha büyüktü tabii, otuzlarında falan gösteriyordu. Asker tıraşı yapılmıştı saçları. Onun da aynı Kor'unki gibi köşeli bir çenesi vardı ama daha kemerliydi burnu. İfadesinde ve bakışlarında Kor'un alaycı tavrının aksine, sert bir duruşu vardı. Asker olmanın getirdiği bir durum olsa gerekti.

Yaklaşık bir düzine asker duruyordu karşılarında ve kadın erkek hepsi aynı giyinmişti. Siyah kargo pantolonlar, göğüslükler ve kar maskeleri. Ellerinde de son model lazer tabancaları vardı. Ve hepsi hazır olda bekliyorlardı.

"Tamam." Gözlerini kapatıp şakaklarını ovuşturdu.

"Artık şaşırmıyorum."

Bir anda etraf aydınlandı. Duvarlardan yükselen LED ışıklar herkesin gözünü aldı.

Güz hafif bir çığlık atarak kolunu gözlerine siper etti.

Sungur, yüzünü buruşturup,

"Size şu ışıkları ayarlayın demedim mi ben?" Otoriter sesi zemini titretecek güçteydi.

"Hemen ayarlıyorum komutanım" dedi askerlerden biri. Duvardaki kumandaya uzanıp ışığı kıstı. Herkes rahat bir nefes aldı.

Güz, aşağı bakarken spor ayakkabılarının altında ışık yandığını gördü. Bastığı her yerde zemin kendi ayağı şeklinde ışıldıyordu. Ayağını öne bastırıp geri çekti ve ışığın sönmesini izledi.

Hevesle kafasını kaldırıp diğerlerine baktı. Herkes onu izliyordu. Utanarak ellerini arkasında birleştirdi.

"Pardon."

Sungur hafifçe güldü.

"Oturup sohbet etmek isterdim ancak çökertmemiz gereken bir örgüt var. Şafakta operasyona başlayacağız."

***

Yorumlarınız benim için değerli.

Yıldızlı geceler efenim.

KIZIL DALGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin