23

2.9K 313 103
                                    

Yol boyunca pek konuşmadılar. Cesur bir ara günün değerlendirmesini yapmaya kalktı.

"Ne biçim bir rehberdi o öyle? Fazla yakın davranmadı mı sizce de?"

Güz, duymuyordu bile. Elini çenesine dayamış camdan dışarıyı izliyordu sadece.

"Gayet kafa çocuktu bence. Şanslıyız ona denk geldiğimiz için" dedi Çakır omuz silkerek.

Dumrul da kafa sallayarak onayladı onu.

Çakır, Güz'ü ve Cesur'u ayrı ayrı süzdü. Gülümsedi ve,

"Sanki senden pek hoşlanmadı Cesur. Ne dersin?"

Cesur yüzünü buruşturdu.

"Yoo, bana tişört bile aldı. Bence sen yanlış anladın."

Çakır, ya ne demezsin der gibi kafa salladı.

"Seninle de epey ilgiliydi Güz. Fark ettin mi?"

Güz, kafasını sallayıp dünyaya döndü. Çakır'ın sorduğu soruyu fark edip yutkundu.

"Bence nazik davrandı sadece. Size de davrandığı gibi" diyerek omuz silkti.

Çakır gözlerini devirip gülümsedi. Her ikisi de duygularından ancak bu kadar habersiz olabilirdi. Dumrul'un göğsüne yaslanıp yolun kalanını öyle geçirdi.

Aslında Cesur da farkındaydı Kor'un Güz'e fazla yakın davrandığının. Ama pek üzerinde durmamaya çalışmıştı. Peki, bu midesinin üzerindeki boşluk hissi de neyin nesiydi?

***

Market reyonlarında elmalı tarçınlı yoğurt bulmak bu kadar zor olmamalıydı. Güz oflayarak doğruldu ve reyonlara bakınmaya devam etti. En arkalarda bir tane kaldığını görüp hevesle ona uzandı. Zafer edasıyla kasaya yürüyüp parasını ödedi ve Simurg'a doğru yola koyuldu.

Venüs'üne doğru ilerlerken kaşığı ağzına götürüp gözlerini kapattı. Bunun tadına bayılıyordu. Gözlerini açtığında ise karşıdan yaklaşan güneş gözlüklü iki adam gördü. İlgilenmeyip elini Venüs'ün gidonuna koyarak parmak izi kilidini açtı. Adamlar polis takımına benzer bir şey giyiyorlardı ve Güz'e yaklaşmaya devam ediyorlardı. Güz tedirgin olmaya başladı.

Hızlı hareketlerle Venüs'e binip havalanmak için pedala bastı. Tam o sırada adamlar yanına gelip onu durdurdu.

"Bizimle gelmeniz gerekiyor Güz Hanım. Bir görüşme talebimiz var. Önemli" dedi adamlardan biri katı sesiyle.

"Siz kimsiniz ki?" Çaktırmadan yolun boş olup olmadığına baktı.

"LOT şirketi. Lütfen zorluk çıkarmayın aksi takdirde zor kullanma hakkına sahibiz."

Güz'ün o an tepesi attı.

"Siz ne hakkından bahsediyorsunuz ya?" Venüs'ün gaz pedalını yokladı ayağıyla.

"Lütfen bizi takip edin" dedi diğer adam.

Güz yolu tekrar kontrol edip nefes verdi.

"Daha önce de söylediğim gibi." Bir saniye duraksadı.

"ÇOK BEKLERSİNİZ." Ve gaz pedalına yüklenip havalandı.

Bu kaçma işini alışkanlık haline getirmeye başlamıştı.

Adamların arkasından koşturup bağırdığını duydu. Güz hızını arttırmaya çalıştı ama çok alçaktan gidiyordu. Arkasına bakıp aradaki mesafeyi ölçtü ve dizlerini kırarak havalanmaya çalıştı. Olmadı.

"Şimdi sırası değil ama ya!" Venüs'ün son güncellemelerini yapmayı unutmuştu. Söylenerek sürmeye devam etti.

Onları nasıl atlatacağını düşündü. En yakın Simurg girişini kaçırmıştı. Diğerine de birkaç sokak daha vardı. Bu sürede onları atlatmalıydı. Elindeki yoğurdu içi yana yana attı ve arka cebinde telefonunu aramaya başladı. Cesur'un ona gösterdiği gibi acil çağrı atıp geri yerine koydu.

KIZIL DALGAWhere stories live. Discover now