***

Eve döner dönmez kendimi duşa attım.Çok terlemiştim ve şimdi hasta olmamın hiç zamanı değildi.
Üzerimdeki eşofmanları hızla çıkardım ve suyun sıcaklığını ayarlayıp duşa girdim.Üzerime düşen her bir su tanesi herşeyi aldı götürdü.
Arındım dünyanın bütün kirlerinden..
Düşüncelerimi hala toparlayamasam da kendimi biraz rahatlamış hissediyordum en azından..Duştan çıkıp üzerime havlumu alıp yavaşça odama girdim.Havalar biraz serinlediği için üzerime uzun kollu lacivert dökümlü bir badi altına da aynı renk bir kot pantolon giydim.
Saçlarımı hafif kurutup taradım.
Sonrada hızlıca etrafı toparlayıp bebeğimin yanına koştum.
Akşama kadar oğlumla birlikte herşeyden uzak ve keyifli vakit geçirdik.Oyun oynayıp birşeyler yedik..Sonrasında kollarımda uykuya yenik düşen minik bedeni ile bana dünyaları veren bebeğimi aşkla izledim.O bana Allah'ın gönderdiği bir melekti..Şifaydı..Her derdime deva!Şu yalnızlığıma en güzel ortağımdı.
Onunla geçen vaktin farkına bile varmamıştım.Hava kararmış akşam olmuştu bile..Bebeğim kucağımda uyuya kalmıştı.Uyandırmamaya çalışarak yavaşça koltuktan kalkıp odasına çıkardım.Yatağına yavaşça yatırıp üzerini örttüm.Minik parmakları saçlarıma dolanmış bırakmamak için yumruk yapmıştı küçük tombul elini..Yavaşça biraz zorlanarak da olsa elini saçımdan çıkarmayı başardım.Uyanmasın diye de elinin arasına çok sevdiği oyalı yazmamı verdim.Annem sağolsun bizi düşünerek bu çözümü bulmuştu.
İçimden ona doğru akan duyguların bir tarifi yoktu.Benim yaşam kaynağımdı..Yazmayı sıkı sıkı tutan yumruk olan elini öpüp yavaşça kucağına bıraktım.Odanın kapısını kapatmadan çıktım.Aşağıya inip kaç gündür kapalı bir şekilde çantamda duran telefonumu çıkarıp elime aldım.Telefonu açtığım anda gelmeye başlayan mesajları ve aramaları görünce yeni bir telefon almam gerektiği aklıma geldi.Hızla gereksiz insanı es geçip diğerlerine göz gezdirip cevap verdim.Sonuçta müşterilerimi ve arkadaşlarımı daha fazla bekletemezdim.Sonrada hızla erkek kardeşim Çağlar'ı aradım.İkinci çalışta açıldı.Karşıdan gelen sesle içim özlemle doldu.

"Alo!..Balım!.."

"Nasılsın canım.."

"İyilik balım!..Sen nasılsın?"

"İyi..Nerdesin canım yolda mı?"

"Evet..Trafikteyim!.Aslında bende yarın size uğrayacaktım.İki haftadır yüzünüzü göremiyorum.Yeğenimi gelip severim bir güzel özledim be.."
diye söylendi.Geçen hafta şehir dışına çıkmak zorunda kaldığı için yanımıza gelememişti.Onun özlem dolu sesini duyunca içim titredi.

"Şimdi müsaidmisin..Eve mi geçiyorsun?"

"Müsaidim de..Senin sesin niye böyle garip geliyor abla?.."diye sordu endişeyle..

"Yanıma gelebilir misin?"

"Tabi ki abla yoldayım geliyorum.."

"Çağan..yanlız biz evde değiliz!"dedim tepkisinden biraz çekinerek..

"Annemler de misin?Orada olduğunu bilmiyordum.."

"Hayır biz orada değiliz..Çağan!.Bizim evdeyiz.Ağvada!.

Derin bir sessizlik oldu bir an ve sonrasında beklediğim soru geldi.

"Peki..Orada ne işiniz var ablam?Eğer siz tatildeyseniz de benim orada ne işim var?.."

Onunla tatile çıkmak mı?Allah korusun!..Ben adamın yüzünü bir daha görmek istemiyorum.Bana diyor ki tatile mi çıktın..Sinirim tepeme çıkmıştı.

"Ben buraya tatile gelmedim!Sen gel herşeyi anlatacağım zaten.."daha sözümü bitirmeden telaşlı sesini duydum.Onu daha da endişelendirdi-ğimi farkedince sakinleşerek konuşmaya çalıştım.

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Where stories live. Discover now