ANKA KIZ (ASKIDA)

19. Bölüm (DÜZENLENDİ)

Doğrusu bu yarışma pek umurumda değildi ancak kafamı dağıtmak için güzel bir yoldu ayrıca rakiplerim hakkında bir şeyleri öğrenmek de fena sayılmazdı...

"Bu bilgiler sence de çok abartı değil mi Ciara? Clark ile dövüşün Jane ve Agnes ile dövüşünden daha kısa sürmüştü sonuçta?" Amy kaşlarını çatarak elinde ki yazdıklarıma bakıp diğerlerinin de görebilmesi için kağıdı yanında duran Blary'e uzattı. Kağıtlar herkesin elinde tek tek dolaşırken en son bilgileri Chris okumuş ve sadece omuz silkerek ifadesini belirtmişti. Hal ve hareketleri gün geçtikçe daha sinir bozucu olması normal miydi? Yoksa bu tavırları sadece benim mi gözüme batıyordu? Son üç gündür gerekmedikçe konuşmadığımızdan olsa gerek bana bozulduğunu saçma hareketler yaparak ifade ediyordu ki bu eskisinden daha beter bir durumdu!

Neyse ki sinir seviyem şu sıralar oldukça yüksek bir sınırda olduğundan hareketlerini görmezden gelebiliyordum. "Cidden Ciara bu çocuğu yenmen bir dakikanı bile almadı sence de bu yazdıkların abartı değil mi?" Kim Joon da Amy'e hak vererek düşüncelerini belirtirken hızlıca çalıştığım rolüme bürünüp üzgün bir şekilde yüzlerine baktım. "Önceden de dediğim gibi o an değişim büyüsü yaptım ve bu sadece bir kaç dakikalık bir büyüydü! Yani aynı şeyi yarışmada yapamam, yapsam bile bu sefer o günkü gibi şanslı olamayabilirim. Ayrıca oraya yazdıklarımda kendi ifadelerim yok hepsi duyduğum ve gördüğüm şeyler, Clark gerçekten güçlü bir melez ve onu tek bir kişinin yenebileceğini sanmıyorum." dedim ve başımı iki yana sallayarak dudaklarımı dişlerken hepsi bana onaylayan bir kaç şey söyleyip kağıtları okumaya devam etmişlerdi. Şu an bana bakan ve inanmadığını açıkça belli ederek sırıtan tek kişi Stephanie idi ki bu tavırlarına artık alıştığımdan diğerlerine çaktırmadan sırıtmasına karşılık vererek göz kırptım.

Bunu bekliyormuş gibi sırıtmasını daha fazla genişletti, bu sırada yanında oturan ve yeni yeni iyileşmiş Elena, anlamayan gözlerle bana ve Stephanie'ye baktı. Onun şaşkın iri kahverengi gözleri eskisi gibi parladığından iyileştiğini anlayabiliyordum ve iyileştiği için gerçekten mutluydum, ayrıca artık eskisi gibi bizden de çekinmiyordu. "Ne olduğu minyon cadı, yoksa bana aşık mı oldun?" dedi Stephanie her zamanki gibi vurdum duymaz bir tavırla ve Elena az önce söylediğim her şeyin zıttı yaparak titreyerek olduğu yerde başını olumsuz anlamda sallayıp hemen yanında oturan Kim Joon'a doğru sokuldu. Kim Joon da bunu bekliyor olacak ki ona yaslanan Elena'yı kolunun altına alıp gülümsememek için dişlerini dudaklarına geçirdi.

İki aşk kuşu birbirine yapışmış göz zevkimin içine ederken Stephanie ile aynı anda önüme dönüp yüzümüzü buruşturduk. Ah evet bir de bu vardı! Geçtiğimiz gün Joon, Elena'ya ilk görüşte aşık olduğunu söyleyip bağıra çağıra aşkını itiraf etmişti, cidden bağıra çağıra aşkını ilan edip üzerine de gaza gelen Joon çıkma teklifini de araya sokuşturmuştu. Bende dahil olmak üzere bütün Kurt okulu şok olurken, evet çıkma teklifini herkes varken okulun bahçesinde yaptı, beni asıl şaşırtan şey Elena'nın kekelemeden Joon'un çıkma teklifini kabul edip üzerine atlaması olmuştu.

Cidden bildiğiniz üzerine atladı ve aptal aşıklar gibi etraflarında dönmeye başladılar!

Tabi ki de bu görüntüler alkış ve ıslık seslerini de beraberinde getirirken Stephanie ve ben aynı şu anda olduğu gibi yüzlerimizi buruşturarak o ortamdan kaçmıştık.

Tamam sevgi güzel bir şeydi, aşk duygusu falan da güzeldi bana sadece bunların birkaç günde olup işlerin bir anda bu hale gelmesi çok tuhaftı? Yani ne bileyim sanki çıkmaları çok hızlı olmuştu? Gerçi bunu yadırgayan tek kişi bendim sanırsam Amy'e bunu sorduğumda bana tuhaf tuhaf bakıp başını umutsuz bir vakaymışım gibi sallayarak: "Sen kaçıncı yüzyıldan kaldın acaba? Artık uzun uzun sevgilerini içinde taşıyan gençler yok bu devirde! Seviyorsan söyleyeceksin!" demiş üstüne bir tonda Blary ile birleşerek bana nasihat vermişlerdi.