12. Bölüm (DÜZENLENDİ)

Start from the beginning
                                    

"Bunu acilen krallığa bildirmem gerek Ciara! Lanet olsun seninle çok vakit kaybettik kim bilir o kadın şimdiye kadar ne boklar öğrenmiştir!"dedi ve beni kolumdan çekiştirerek hızla okula soktu. Okulun girişinde ki güvenlikler şaşkınlıkla bize bakarken, Nick beni çoktan yatakhanenin önüne getirmişti. Koştuğumuz için bir süre nefesimi düzenlemek için es verdim ve kendime gelince sinirle Nick'in bacağına bir tane tekme geçirdim.

Nick'i de bugün iyi dövdüm bu arada...

"Bu ne içinde ya!" diyerek isyan eden meleze bir tane daha geçirmemek için kendimi tutup dişlerimi sıktım. "Nick acaba krallığa tam olarak ne diyeceksin? Ciara gizli ajan değilmiş o aslında herkesin öldürmek istediği Anka Ölümmüş falan mı diyeceksin?" dedim dişlerimin arasından ve yine mükemmel bir yere parmak bastığımdan dolayı Nick yine duraksamış ve alnına bir tane vurmuştu. Sanırım düzenli olarak yaptığı bir eylemdi?

"Lanet olsun o zaman ne yapacağız? Kendi başıma da kadını arayamam ki?!" dedi ve saçlarını tekrar çekiştirirken benden bir süre durup sağ bacağıma yüklenerek arkamda ki yatakhanenin duvarına yaslandım. Bir şekilde onlara ajan olmadığımı kanıtlamalıydım ama bunu bu saatten sonra nasıl yapacağımı bilmiyorum? Nick'e yandan bir bakış atıp yaslandığım duvardan ayrılırken omuzlarına ellerimi koydum, stresten olsa gerek dudaklarını kemirirken, yüzüme yatıştırıcı bir gülümseme yerleştirdim. Nick'in bakışları dudaklarıma kayarken gülümsememi biraz daha büyültüp aramızda ki mesafeyi biraz daha kapattım. Şuan tuhaf durduğumuza emindim ama bu saatte kimsenin bahçede olmayacağına güvenerek ona bu kadar yaklaşmıştım.

"Ciara... ne yapıyorsun?"

Nick'in tuttuğum omuzları gerilirken mavi gözlerimi siyah gözlerine kitleyerek sırıttım. "Bana güveniyor musun Nick?" dedim ve gözlerine dikkatle bakmaya devam ettim. Nick bir an ne diyeceğini bilemez gibi sadece mavi gözlerime baktıktan sonra başını yavaşça salladı. Beni onaylamasıyla omuzlarında ki ellerimi yüzüne çıkarttım. Yeni çıkmaya başlayan sakalları avuç içime batarken bir şey demesine izin vermeden direk alınlarımızı birleştirdim. Birleşen alınlarımızla beraber gözlerimi kapatıp Kasta'yı düşündüm.

Kasta anında çağrımı alırken üçümüzün arasında bağlantı kurmaya çalıştım. Nick sadece öyle durmuş bana izin verirken dudaklarım yavaşça aralandı. "Syndedeménos" Dudaklarımdan dökülen bağlanma büyüsüyle beraber Nick ve Kasta'yı aynı anda düşüncelerimin arasında sızmış ve sanki başıboş dolaşan birer hayalet gibiydiler.

Beni duyuyor musun Nick?

"Evet duyuyorum!" Nick sesli bir şekilde konuşup bir anda benden uzaklaşırken gülmeden edemedim. Şuan çok şaşırmış hatta biraz korkmuş gibi gözüküyordu.

Bağırmana gerek yok zihnine konuşabilirsin.

Nick yine sesimi duyup başını tamam anlamında sallarken Kasta ile beraber kıkırdadık.

Merhaba Nick! Ben Ciara'yı koruyup kollayan Kasta!

Kasta'nın sesini ilk kez duyan Nick korkuyla bakışlarını bana çevirdi ve ağzını açıp tam bir şey diyecekti ki uğursuz bir sesle duraksadı. Bilin bakalım o uğursuz ses kimin?!

"Bay Nick? Sanırım artık öğrencileri yatakhaneye kadar bırakıyorsunuz?" dedi kinaye dolu sesiyle Chris fakat tabi ki de onu takmamıştım. Ya da bundan sonra takmalı mıydım? Belki şu ajan olayından kurtulabilmem için bu çocuğun yardımı dokunabilirdi? Ah ya da boş verin en son ikimizde birbirimizi boğazlamıştık, kesinlikle bu çocuk bana yardım etmez.

"Pardon da sana ne bundan Chris?" dedim ve itinayla Nick'in önüne geçip onu arkama alırken Chris gözlerini kısıp bana ve arkamda ki Nick'e baktı. Sanırım ondan bu şekilde kurtulamayacağım...

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now