Bölüm 29 : Seviyorum Seni

Comincia dall'inizio
                                    

Ali ona bakmadan gülümsedi ve bir elini direksiyondan indirip Elif'e doğru uzattı. Elif elini avucuna bırakınca dudaklarına götürdü ve zar zor ısınmış ellerinin her bir kıvrımına öpücük kondurdu. "Seviyorum dedim." Dönüp Elif'e baktı iç yakan bir şekilde.

Elif bir şey diyemedi. Bazen Ali'nin aşkı karşısında afallıyordu. Onun kadar sahiplenici, aşık bir adam görmemişti. Böyleleri hep kitaplarda olur zannediyordu ama hayır hayatında tam da kitaplardaki gibi bir adam vardı. Ve Elif ona çok aşıktı.

--

Ali sonunda büyük iki katlı bir evin önünde durduğunda Elif hayranlıkla önünde uzanıp giden eve bakıyordu.

"Ali bu ne?" diye sordu. Hızla arabadan indi ve gözlerini iki katlı koyu fuşya ve siyah renkleriyle bezenmiş eve çevirdi. Evin çatısı üçgen şeklindeydi ve çatı katında küçük bir terası vardı. Ali de arabadan indi ve onun yanına gelmeden önlerinde duran büyük demir kapının kilidini açmaya girişti.

"Emlakçı anahtarı vermişti," diyerek kapıyı sonuna kadar açtı ve Elif ortaya çıkan güzellikte kendini kaybetti. Ev, Ali'nin dediği gibi pek de küçük değildi hatta Ali'nin eviyle yarışabilir büyüklükteydi ve daha güzeldi.

Büyük demir kapı açılınca ortaya parke taşlarından oluşturulmuş bir araba yolu çıktı. Ali, Elif'e döndü. "Sevgilim sen yürüyerek gir, ben arabaya geçiyorum."

Elif sadece başını sallamakla yetindi. Ali'nin arabaya binip içeri geçmesini izledi ve kendisi de peşinden ilerledi. Parke taşlara basarak ilerlerken bir yandan da evi inceliyordu. Bahçesi çok büyüktü ve yer yer büyük vazo şekli taştan yapılmış şekillerin içinde rengarenk güllerin ekili olduğunu gördü.

Parke yol ileride ikiye ayrılıyordu, Ali sağ taraftan giderek daha ileride enine doğru uzun bir garajın önünde durdu. Arabayı ters döndürdü ve motoru kapatıp arabadan indi.

O sırada Elif bahçeyi incelemekle meşguldü. Çimenler çok güzeldi. Bazı yerlerinde parke taşlarla yürüme yolu döşeliydi. O yolların kenarlarında da küçük küçük çiçekler ekiliydi. Ne kadar da güzeldi. Biraz ileride ise büyük bir havuz vardı, suyun kirliliğini uzaktan bile fark edebiliyordu Elif.

Birden beline sarılan kollarla irkildi. Sonra yanağından öpüldü. Başını mutlulukla sevdiği adamın göğsüne yasladı ve beline dolanan ellerinin üzerine ellerini koyup sevgiyle sıktı.

"Bayıldım Ali."

Ali boğuk bir sesle kulağına fısıldadı. "Bayıldığını görebiliyorum."

Elif gülümseyerek ona daha da yaslandı. Gözlerini eve çevirdi ve incelemeye başladı. Ev, Ali'nin dediği gibi iki katlıydı ama çok büyük görünüyordu. Girişteki kapı çift kanatlıydı ve evin fuşya ve siyah renk uyumuna rağmen kapı beyazdı. Yine de çok güzel görünüyordu.

İlk katta evin ön cephesinde sadece dört pencere vardı. Ve her pencerenin kenarlarına çok güzel bir şekilde sarmaşıklar yerleştirilmişti. Bu eve masalsı bir görünüm veriyordu. Evin ikinci katında ise pencereler daha büyüktü. Bir tane odanın büyük bir terası vardı. Büyük ihtimalle yatak odasınındır diye düşündü Elif ve kızardı.

Çatı katı ise bambaşka görünüyordu. Terasa çıkan kapının yanlarında iki küçük pencere vardı. Elif o çatı katını çok merak ediyordu.

"Çatı katı büyük mü?" diye sordu Ali'ye, hala ona yaslanmış bir şekilde duruyordu. Ali onun yanağını öptükten sonra cevap verdi. "Neredeyse senin evindeki salon büyüklüğünde, neden sordun?"

Elif yeteri kadar büyük diye düşündü. Kızararak sorusunu geçiştirdi. "Hadi evin içini de gezelim."

Ali ikiletmeden kolunu onun omuzuna atıp, koltuğunun altına kıstırdı ve eve yürümeye başladılar. Genç adam cebinden anahtarı çıkarıp çift kanatlı kapının ortak kilidini açtı ve içeri girdiler.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora