Bölüm 21 : Hani Ölmüş Gibi...

116K 4.1K 155
                                    

Bir insanı unutmak,bir insandan vazgeçmek,bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç?  Hani ölmüş gibi,hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip,ama aslında hiç gelmeyeceğini de bilmen gibi. Hani ölmüş gibi...

_____

Kenan ve Hayal yol boyunca birbirlerini yerken ben sadece arabanın arka koltuğunda başımı cama yaslamış; geçtiğimiz yolları, dükkânları, soğuğa rağmen yürüyen insanları izliyordum.

Soğuktu hava. İnsanın içini bile üşütüyordu. Ağaçların yaprakları çoktan dökülmüş yerler sarı küflü yapraklarla dolmuştu. Çıplak ağaçlara her baktığımda onları kendime benzetmeden yapamıyordum. Sanki benim de yapraklarım sararmış ve rüzgâra, soğuğa dayanamayıp dökülmüştü.

Kolum kanadım kırılmış gibiydi. Yasin'in evinden ayrıldığımda tam da böyle hissetmiştim.

Alnımda, hala dudaklarından taşan bir sıcaklık vardı sanki. Bunun bir veda öpücüğü olmasından korkuyordum.
Söylediğim her sözde O'nun bize dair ümitlerini yok ediyordum. Bunu kalbimden gelerek değil tamamen mantığımla yapıyordum.

Safça, eğer o hayatımda olmazsa iyi olabileceğimi düşünüyordum. Ama şimdi içi uyuşmuş bir şekilde arabanın arkasında oturmuş boş boş geçtiğimiz sokaklara bakarken artık bundan emin olamıyordum.

Annem geliyordu sonra aklıma. Çektiğimiz acılar. Çektiği acılar. Babamın başka bir kadına gittiğini bilmesine rağmen sesini çıkaramayışı, O'nu hala sevmeye devam edişi. İyi, merhametli bir kadındı annem.

Ve iyi bir insan olarak da gözlerini yummuştu hayata. İnsanın zoruna gidiyordu. Bir evlat olarak insan, annesinin güzel bir hayat yaşamasını isterdi her daim. Ama bizim son günlerimiz hep ağlayarak geçmişti.

Ağrılarını alıp onu rahat ettirmeyi o kadar çok istemiştim ki babamın bizi terkedisine üzülecek vakit bile bulamamıştım.

Annem öldüğünde ise kimsesiz kalmıştım. Hayatımın o yılları asla hatırlamak istemediğim acılarla geçmişti.

Sonra Ali'nin annesinin yaptıkları. Annem hayatımızda olmasa bile, bize kol kanat gerebilecek bir baba bırakmamıştı.

Annemin hayatına da teşebbüs etmişti. Bütün bunlar insanın canını yakıyordu. Zavallı annem o bir hafta nasıl da acı çekmişti. Hepsi Ali'nin annesinin, babama olan aptalca aşk saplantısı yüzündendi.

Aşk nasıl bir şeydi? Bütün acılara rağmen Ali'ye dönüp, her şeyi yoluna koymak için çabalamak mıydı? Her şeyi unutup, bencilce bir şekilde aptal kalbimdeki sızıyı dindirmek miydi? Aşk nasıl bir şeydi ki, insan benliğini bile kaybedebilecek noktaya sürüklüyordu kendisini?

Emin değildim. Hayatta hiçbir şey bu kadar ağır gelmemişti.

Ali'nin beni seviyor olması da işleri zorlaştırıyordu. Beni sevdiğini söylemese, benden nefret etse ...O'ndan kurtulmam daha kolay olurdu. Ama o ısrarla beni sevdiğini söylüyordu.

"YETER!"

Daldığım düşüncelerden Kenan'ın gür sesiyle sıyrıldım. Kırmızı ışıkta durmuştuk ve loş ışıkta görebildiğim kadarıyla Kenan'ın gözleri çakmak çakmaktı ve öfkeyle Hayal'e bakıyordu.

Hayal'den ses çıkmıyordu. Kenan arkasına döndü ve özür diler bir ifadeyle bana baktı.

"Kusura bakma Elif. İyice kafanı şişirdik. Yeterince derdin yokmuş gibi." Son cümlesini yanında oturmuş kafasını cama çevirmiş olan kıza bakarak söylemişti.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now