Beni eller gibi görme
Sen benimsin ben seninim
Gel seni benden ayirma
Sen benimsin ben seninim
Senin galbin benim galbim
Sana malumdur benim halim
Kaçma benden nazli gülüm
Sen benimsin ben seninim
Kalpten kalbe bir yol vardir
Gözünen görünmez sirdir
Ikimizin kalbi birdir
Sen benimsin ben seninim
Galbimi galbinde duyan
Halim degil midir ayan
Garibi bu hala koyan
Sen benimsin ben seninim
Neşet Ertaş.
_________________________________________
ELİF
Parmaklarımı fincanın ağzında dolaştırıp duruyordum. Sıcak kahvenin buharı parmaklarımı ısıtıyordu, gözlerim fincanın ağzında değil artık boş olan parmaklarımdaydı. Evlilik yüzüğümüz yoktu. Parmağımda hala hafif pembe bir yüzük izi vardı. Yakın zaman öncesine kadar hala oradaydı ancak artık yüzük falan yoktu.
Kafamı toplamaya ihtiyacım vardı ama ben toparlamak yerine her şeyi daha da dağıtıyordum sanki. Zihnim birbirinden bağımsız acıları başımda ve kalbimde döndürüp duruyordu. Kendim de dahil her şeyi boş görüyordum artık. Gözyaşlarım da akmıyordu. Sonunda durmuşlardı. Onu başka bir kadınla görünce akmayı bırakmışlardı. Gazetenin magazin ekini süsleyen büyük manşetle benim gözyaşlarımı durdurmayı başarmışlardı.
Bir insan hayatta inancını kaybettiği zaman bir daha beli doğrulmuyordu. Şimdi belim bükük, kalbim yaralı ve zihnim bulanıktı.
O gün Ali hastaneye kaldırıldığında bu hayatta neyin bu kadar önemli olduğunu sorgulamaya başlamıştım. Yaşamın mı yoksa kalp kırgınlıklarının mı? Bir şekilde kırgınlıklar iyileştirilebiliyordu, kendi yaralarımdan tam olarak emin olamasam da yine de bir umut vardı..ama yaşam.. yaşam geri gelmiyordu.
Bunların hiçbirisi bir ölüm kadar soğutmuyordu içimi. O mahkemedeki hali gözümün önünden hiç gitmemişti. Onun uyanmasını beklerken zihnimde tekrar tekrar döndürüp durmuştum.
Onun, "Evet, eminim." Diyen kısık sesi bozuk plak gibi takılıp durmuştu benliğimin her zerresinde. Emin olmadığını, bu boşanmayı istemediğini biliyordum ama sırf ben istediğim için buna uymuştu.
Acı çektiğini sanki bilerek görmezden geliyordum. Kalbim onun acı çektiğine inanmak istememişti ya da bırak daha beter olsun diye diretiyordu. Hangisiydi tam olarak ben de emin olamamıştım.
Kafamı kaldırdım ve arkadaşlarıyla sohbet eden insanlara baktım. Sohbetten önlerindeki çayı ya da kahveyi unutan insanlar bile vardı.
Kafamı onlardan çevirdim ve caddeye baktım. Kafe caddeden yukarıda kalıyordu. Kenan bana buranın adresini vermiş ve benim önce gelmemi istemişti. Kendisi sonra gelecekti.
YOU ARE READING
Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)
RomanceKalpsizler de aşık olabilir ... Hırçın, acımasız bir Ali ve onun masum kırılgan gelini... Dans ediyorduk. Beni kollarında çeviriyor, sertçe göğsüne çarpıyor, benden hızlıca uzaklaşıyor ve aynı hızda bana doğru geri geliyordu. "Bir gün gelecek Ali...