Bölüm 13 : Özür Dilerim

118K 5.1K 502
                                    

Kalpler yıpranırken asla umut etmekten vazgeçmez. Ne kadar yara alırsa alsın, en ufak bir ilgiye çiçek gibi açılabilirdi. Ne kadar kırgın olursa olsun sevdiği insanın gözlerine baktığında delice atmaktan asla geri kalmazdı. Neden böylesi bir çaresizlikle başlardı büyük aşklar? Neden acı verirdi her defasında? Ömür boyu sürecek bir aşkın sarsılmaz zeminini  inşâ etmek için miydi yaşanan bütün kalp kırgınlıkları..
Ya kalp yorulur, her şeye rağmen pes ederse ne olacaktı o zaman? Ya o kırgınlıklar geçmezse ne olacaktı? Nefret, ilmek ilmek ördüğü aşkın ipinin ucunu da koparmıştı..nasıl bağlayacaktı kalpleri..merak edilesiydi.. 

---------

Üniversiteye hazırlık konu anlatım ve soru bankaları kitaplarını aldıktan sonra bir kafeye geçip oturdum. Saat çoktan öğlen olmuştu, eve hiç gitmek istemesem de mecbur gitmek zorundaydım. Dün geceki ve bu sabah ki yaşananları bir daha yaşamak istemiyordum. Bu böyle daha ne kadar devam edecekti bilmiyordum. Nereye kadar böyle yaşamaya devam edecektik. Her günüm böyle stres altında mı geçecekti, her anım bana zehir mi edilecekti..

Anlam veremediğim şu geçmiş, bugüne neleri saklamıştı. Bilmediğim bir şey için böylesi bir acı çekmek o kadar zordu ki.
Üstelik bana bu hayatı yaşatan adama karşı çok zayıftım. Aptal kadınca hislerim o benim alanıma girdiği zaman inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Bu nasıl bir çelişkiydi böyle? Ondan nasıl oluyordu da hem nefret ediyor hem de sevebiliyordum, bilemiyordum.

Kalplerin Allah'ın elinde olduğunu biliyordum. Benim kalbim neden onun için böylesi bir heycana kapılıyordu. Kaderimden korkuyordum. Bana neler vereceğini bilmiyordum daha ama gerçekten korkuyordum.

Öğle yemeğini kafede yedikten sonra evin yolunu tuttum tekrar. Onları umursamadan odaya girip ders çalışmaya başlayacaktım. Eve yetişmeme az bir süre kalmışken telefonum çaldı. Arayanın kim olduğuna baktığımda gülümsedim. Telefonu hoparlöre koydum ve açtım.

"Efendim Kenan?"

Önce derin bir nefes alışını sonra sonra ise gergin sesini duydum. "Televizyonda ne gördüm biliyor musun?"  Kaşlarım çatıldı. Bana bunu söylediğine göre benimle ilgili bir şey olmalıydı.

Tahminim vardı. "Ne gördün?" dedim..tahminimin doğru çıkıp çıkmayacağını anlamak için.

"Seninle tanıştığımız gece yaşadığın şeyleri..kocanla yaşadığın o olayı..hepsini Elif, hepsini!" Nasıl ya? Diye düşünürken bütün vücudumun buz kesildiğinin farkındaydım. Arabayı ani bir frenle durdurdum ve koltuğumda önce öne sonra arkaya savruldum. Hızlı bir duruş olmuştu.

"Nasıl?" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.. haberlerin bugün çıkmasına şaşırmıştım bir yandan da, üzerinden bir gün geçmişti çünkü. Dün çıkmasını beklerdim. Hayır daha doğrusu beklemezdim, böyle bir haberin çıkması aklıma bile gelmemişti ki benim.

"Sahildeyim, gel." Dedikten sonra kapattı telefonu Kenan. Soruma cevap vermedi. Dizlerim titriyordu. Kendime bunu nasıl yapardım? Nasıl böylesi bir aptallığı yaşardım? Gözyaşlarım çoktan dökülmeye başlamıştı bile, arabayı hızlı bir şekilde ters yöne geri çevirdim ve direkt sahile sürdüm. Bir günüm, bir günüm de sorunsuz geçmiyordu! Bir günüm ağlamadan geçmiyordu!

Sonunda geldiğimde arabayı parkettim ve beni bekleyen Kenan'ın yanına oturdum.Elindeki su şişesinin ambalajıyla oynuyordu. Henüz açıp da içmemişti. Önce bir süre konuşmadık. Benim gözyaşlarım yeniden akmaya başlamıştı.

"Bu kadar mı zor bir düğümün içindesin?" diye sordu. Ona bakmadan başımla onayladım.

"Elif bütün magazinde siz dönüyorsunuz, o gece ki görüntüler dönüyor..önce başka kadınla dans edişi kocanın sonra senin gelişin ve yaşananlar.." Derken hıçkırıklarım artmaya başlamıştı. Nefes alamıyor gibiydim.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt