Bölüm 17 : GİTME

144K 5.4K 721
                                    

  "Hayır dostum, hayır!" diyordu. "Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz..." 

_____

  Tebrikler, kurtuldun bak bizden, 

Kolay olmadı ama, bitti tebrikler. 

Tebrikler, kutla yaptığını,

 Çok istedin, çok uğraştın bitti tebrikler. 

_______

Ali hastaneden taburcu edildiğinde sersem bir şekilde soluğu arkadaşı Yasin'in evinde aldı.

Bunun ne anlama gelebileceğini de biliyordu. Yasin ona "aklını başına toplamadan karşıma çıkma" demişti. Şu an aklı başında değildi tamamen dağılmış durumdaydı ama eğer yalnız kalırsa yapabileceklerinden korkuyordu.

Kapıya birkaç kez daha vurdu. Bu sefer ki vuruşları sert ve sabırsızdı. Acaba evde değil mi diye düşünürken kafasını kapının pervazına dayadı. Hastaneden çıktıktan bir gün sonra buraya gelmişti. Ekrem Bey'in ona olan ilgisinden rahatsız olmuştu. Hak etmediğini düşünüyordu. Keşke kriz ölüm sebebi olsaydı diye geçirdi içinden. Yaşamak pek de anlamlı gelmiyordu artık.

Sonunda kapı açıldığında kafasını güçlükle kaldırıp Yasin'e baktı. Saçları nemliydi ama üzerini giymişti. Yeni banyodan çıkmış olmalıydı.

Gözlerindeki ifadeye bakınca ağlamak geldi içinden Ali'nin. Biliyordu arkadaşı, buraya neden geldiğini biliyordu.

"Beni içeri alacak mısın?" Diye sordu. Kendisini sarhoş gibi hissediyordu ama değildi. Aldığı ilaçlar onu sersemletmişti. Yasin'in gözlerindeki endişe gittikçe belirginleşirken uzandı Ali'ye sarıldı. Ali tuttuğu nefesi bıraktı ve ciğerine kızgın demirler batırılıyormuş gibi hissetmeye devam etti. Artık aldığı her soluk böyle bir acı verecekse ölmek gözüne çok cazip geliyordu.

Sonunda içeriye girdiklerinde alışkın olduğu üzere hep oturduğu kanepeye gidip bıraktı kendisini.

Bütün vücudu kanepeye güçsüzce yığılırken başında ona bakan arkadaşına çevirdi bakışlarını.

"Ne oldu diye sormayacak mısın?" Diye sordu. Sesi her zaman ki gibi sert ve umursamaz değildi. Boğazından kopup gelen kırgınlıklar ses tonunu ele geçirmişti. Yasin tekli koltuğa oturdu ve ona döndü.

"Tahmin edebiliyorum." Onun da sesi üzgündü. Ali'nin bu hale gelebileceğini biliyordu. Onu uyarmıştı. Aklını başına almasını, Elif'e daha fazla acı çektirmemesini söylemişti. Bu aptal adamı tanıyordu. O iyi bir insandı ve Elif'e daha fazla karşı koyamayacağını biliyordu. Işte korktuğu başına gelmişti. Çok sevdiği arkadaşı kendi kazdığı kuyuya düşmüş ve çoktan çırpınmaya başlamıştı.

"Tahmin edemezsin, asla edemezsin." Ali'nin çaresiz sesini duyunca kaşlarını çattı.

"Ne oldu?" Diye sordu. Ali'nin tavana bakan boş gözleri kendisine çevrildi.

"Annem bir sürtükmüş." Fısıltı ile çıkmıştı Ali'nin sesi. Bunu dillendirmek bile canını yakıyordu. Konduramıyordu annesine. Yapamıyordu.

"Ne diyorsun Ali?"

"Annem.. Elif'in babası geldi Ekrem Bey. Bir şeyler söyledi. Dinledikçe delirdim. Kriz geçirdim. Önceki gün hastaneden taburcu oldum ve bugün de buraya geldim."

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now