Bölüm 20 : Benden Vazgeçme

132K 4.5K 277
                                    

  Ben'i işaret eden her şeyin içinde sıkışmış duyumsuyorum kendimi: Sonsuzluk olsam bile kendimin içinde çok darım.  

__________

Mümkün olduğunca az üzül ki beni de mümkün olduğunca az üzmüş ol.   

__________

Aslında mesele o değil; sen benim için bir kadın değil, bir kız çocuğusun, senden daha safını görmedim, sana elimi uzatmaya cesaret edemem küçük kız; bu kirli, titrek, pençeyi andıran, dengesiz, kararsız, soğuk soğuk terleyen eli...

Aslında mesele o değil; sen benim için bir kadın değil, bir kız çocuğusun, senden daha safını görmedim, sana elimi uzatmaya cesaret edemem küçük kız; bu kirli, titrek, pençeyi andıran, dengesiz, kararsız, soğuk soğuk terleyen eli

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Bana biraz daha sarılmasına izin verdim. Ona yakın olmak bütün duyularımı altüst ederken mantıklı düşünemiyordum.

Omzumun üzerinden kollarını uzatmış ve belime sımsıkı sarılmıştı. Kollarında küçücük kalmıştım. Ama her şeye rağmen, öyle güzel bir histi ki. Sanki bütün güvenli limanlar onun kollarının arasına toplanmıştı. Bir yuva gibiydi. İnsanın dönüp dönüp tekrar geleceği bir eviydi sanki. Bir an için her şeyin düzeleceğine inanmak istedim. 

Ama yaşadıklarım, annem ve Ali'nin yaptıklarıı, gözümün önüne geldiler ve bu kısacık huzurlu anı bozdular. Kollarında kıpırdanmaya başladım. Başımın üzerindeki çenesi kaybolunca geriye doğru bir adım attım. Dürüst olmak gerekirse bu istediğim son şeydi ama artık daha fazla acı kaldırabilecek bir durumda değildim.

Kollarını gevşetti ve benim uzaklaşmama izin verdi.

          "Elif?" Kafamı kaldırdım ve seyretmeye doyamadığım yüzüne baktım. İfadesi puslu gibiydi. Yine her zaman ki Ali gibi görünüyordu ama bu sefer gözlerinde acı vardı. Acıyı nerde görsem tanırdım. Eğer çok iyi rol yapmıyorsa o da acı çekiyordu.

          "Ali. Olmaz. Olmayacak." Neyden bahsettiğimi anlayınca gözleri büyüdü. Oradaki puslar dağıldı ve yerini bulutlu bir ifadeye bıraktı. Ellerimi sıkı sıkı tuttu ve avuç içlerimden öptü. Ellerimi geri çektim. 

        "Elif, bak kendimi sana affettireceğim. Ne olur, ne olur seni sevdiğime inan. Bütün yaşadıklarımızı inkâr edemem..onları bir çırpıda silemem de..sana unutturamam da.. ama sana söz seni çok mutlu edeceğim." Çaresizce elini kolunu sallamaya başladı. Duvara vurduğu elinden kan damlamaya devam ediyordu.

          "Seni seviyorum ben. Ben hayatımda ilk defa bir kız için böyle hissettim Elif. Ben...ben..bak gerçekten ...seni kaybetmeye dayanamam Elif. Ne olur bizi silme."

Söyledikleri içimi yakıyordu. Ama kalbim her ne kadar onun için deli gibi atsa da, o konuştukça sızlayan yaralarımı itiyordu bana. 'Bak.'diyordu. 'Bak senin kalbini bu adam bu hale getirdi.'

Hayatta ikinci şansa pek inanmıyordum. İnsan ilkinde güvenini yitiriyordu kendini korumaya alıyordu. İkinci şans için kapısına gelindiğinde ise aptallığına yenilip kabul ediyordu. İnanmak istiyordu ama kalbi tekrar kırılıyor, tekrar güvenini yitiriyordu. Bir acı bir kere yaşanır, bir kere zor atlatılırdı. Eğer ikinci defa olursa bu intihar sebebi olurdu.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora