Bölüm 12 : Kara Şövalye

117K 5K 289
                                    

İki saatlik yolculuğun sonunda nihayet Kenan'ın çiftliğine gelmiştik. Bu kadar uzun yolculuğun sebebi anlaşılmıştı. Şehir merkezinden uzakta kendisine adeta bir dünya kurmuş gibiydi. Hayretle arabayı park edip onun yanında doğru ilerlerken gördüklerimle ağzım açık bir şekilde kalakalmıştım.

İki katlı mütevazi bir evin önünde nerdeyse futbol sahası büyüklüğünde alan atlara ayrılmıştı. Siyah, kahverengi, beyaz atlar o alanda özgürce koşuyor başlarında seyislerle bir takım kurulan engellerin üzerinden atlıyorlar...arka ayakları üzerinde şaha kalkıp sanki zaferlerini kutluyorlardı. Kenan şaşkınlığıma gülümsedi.

"Çok güzeller değil mi?" diye fısıldadı. Kafamı sallamakla yetindim. Gerçekten de çok güzellerdi.

"Burası on beş dönümlük bir arazi, arazinin şu gördüğün sağ kısmında ahırlar var..yüz metre ilerisinde çalışma alanları var..atları seviyorum. Şu gördüğün atlar henüz yeni bir yaşını doldurdu.. ısınma çalışmaları yapıyorlar. Yetişkin olanlar ise başka bir çalışma alanında."

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. "Sen atlarla mı para kazanıyorsun?" diye sordum. Kahkaha attı.

"Hayır sadece bir hobi. Onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Hazırlananları küçük yarışlara sokuyoruz..buradaki atlar çok iyi bir şekilde yetişiyor..seni temin ederim, her şeylerine ayrı bakım yapılıyor.." Gözlerimi henüz yeni yaşını doldurmuş atlara çevirdim. Ürkütücü görünüyorlardı aslında.

"Gel, önce öğle yemeği yiyelim sana yeni doğmuş bir tay göstereceğim. Bayılacaksın."

Birlikte evin önüne geldik. İtiraf etmem gerekirse ev dediğin böyle görünmeliydi. İki katlıydı, Ali'nin evinden küçüktü ama ondan daha da yaşanılası görünüyordu.

Anahtarı açıp içeriye girdik. Kenan ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığa koydu ve bana da bir çift terlik verdi. Ali evde kendi ayakkabılarıyla gezerdi bazen. Bu yüzden Kenan'ın bu özentisine gülümsemiştim aynı zaman da hoşuma gitmişti. Mini botlarımı çıkarıp verdiği terliği giydim. Evin girişi uzun bir koridora açılıyordu. Koridorun sağında solunda odalar vardı.. sonunda ise ikinci kata çıkan bir merdiven vardı.

"Ne iş yapıyorsun?" diye sordum birden. Bu kadar büyük bir hobi edinecek kadar bayağı parası olmalıydı.

"Galericiyim. Aynı zamanda modifiye otomobiller üretiyorum. Üretim şirketim var yani. Kendi özel arabalarımız falan.." dediğinde gözlerim büyüdü.

"Ne güzel."

"Öyle..iyi para kazanıyorum." Diyerek omuz silkti. Gözlerimi devirdim gülümsedi. İlk önce mutfağı gösterdi. Gayet güzel, modern bir mutfaktı. Bahçeye açılan bir kapısı vardı ve olduğum yerden gördüğüm kadarıyla bahçede bir masa kuruluydu.

"Yemeğimizi orada yiyelim." Dedim. Gülümsedi. Sonra bana diğer odaları gezdirdi. Salonu da çok güzeldi. Kahverengi, krem renklerinin hakim olduğu kanepeler.. füme rengi halı ve beyaz perdeler..büyük bir televizyon ünitesi.. sade ama her şey şıktı.

"Alt katta mutfak, salon, tuvalet banyo var. Üst katta da yatak odaları var. Aynı zamanda yine banyo, tuvalet var. Güzel ev değil mi?" dedi çenesini havaya kaldırıp caka satarak. Başımla onayladım.

"Gerçekten güzel ev. Sıcak en azından. Soğuk bir havası yok."

Dedim. Ali'nin evi öyle değildi. Her şey ultra moderndi ve o ev bana huzur vermiyordu. Ama bu ev çok hoşuma gitmişti. İleride bana ait bir hayat olacağını bilseydim, müstakil kendime ait bir evim olsun çok isterdim almak için çabalardım. Ama yarınımdan bile emin değildim.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now